Apraksi, genel olarak beyin hasarından ya da beyne ilişkin bir hastalıktan dolayı gerçekleşir. Kişinin öğrenilmiş basit bir becerisini yerine getirememesi şeklinde kendisini gösterir. Apraksi yaşayan biri hareket ve konuşma becerisini belli ölçüde kaybeder. Nörolojik bir bozukluk olan apraksi vakalarında beyin vücuda doğru sinyalleri iletemediği için beceri yerine getirilemez. Apraksi beyindeki parietal lobun gerektiği gibi çalışamamasından dolayı oluşur. Özel Ortadoğu Hastanesi Apraksi hastalığına dair bilinmesi gerekenleri sizler için anlattı.
Apraksi kişinin herhangi bir kas güçsüzlüğü olmamasına karşın konuşma ve bazı hareketler için motor planlamada bozulmalar yaşanmasıdır. Nörolojik bir bozukluk olan apraksi, beynin hasar görmesi ve bundan dolayı vücuda doğru talimat verilememesine neden olur.
Apraskinin daha hafif düzeydeki versiyonları genellikle dispraksi olarak adlandırılır. Dispraksi çocukluk döneminde başlar ve çocuğun koordinasyonuna, hareketlerine ilişkin sorunlara neden olur. Hem kaba hem de ince motor becerilerini etkileyebilmektedir. Örnek vermek gerekirse ayakkabı bağlamak, yazı yazmak veya bisiklete binmek gibi eylemlere zarar verebilir. Dispraksi, apraksi kadar şiddetli bir sorun değildir. Zira motor yeteneklerinin sadece bir bölümünde kayba neden olur. Aprakside ise belirli hareketler tümüyle engellenir.
Apraksi hastalığı genel olarak beyinde bulunan parietal lobun gerektiği gibi çalışamamasından kaynaklanır. Nörolojik bir sorun olan apraksi hem çocuk hem de yetişkin bireylerin motor becerilerine zarar verir.
Beyindeki parietal lobun olması gerektiği gibi çalışmaması yetişkinlerde travmatik beyin hasarı, felç, demans ve hidrosefali benzeri durumlar apraksi ile sonuçlanabilmektedir. Edinilmiş apraksiye neden olan faktörleri sıralamamız gerekirse:
Doğumla birlikte de görülebilen apraksinin semptomları, çocuğun büyüme ve gelişme döneminde belirgin hale gelir. Konuşma apraksisi, afazi isimli başka tür bir konuşma bozukluğu ile birlikte ortaya çıkar. Apraksinin nedenine göre başka sinir sistemi ve beyin sorunları da mevcut olabilir.
En sık rastlanan apraksi türü konuşma apraksisidir. Buna karşın apraksinin çok sayıda farklı türü bulunmaktadır. Apraksi türleri vücudun farklı bölümleri etkisi altına alır. Apraksi türlerini tek tek incelememiz gerekirse:
Konuşma apraksisi kelimeleri meydana getirmek için gereken ağız ve dil hareketlerini çok zorlaştırır ya da imkansız hale getirir. Bu durum, kişi konuşmak istemesine, ağız ve dil fiziksel olarak kelimeleri oluşturabilecek yetenekte olmasına rağmen gelişen konuşma bozukluğunu ifade eder. Konuşma apraksisi kendi içerisinde edinilmiş konuşma apraksisi ve çocukluk dönemi konuşma apraksisi olarak iki sınıfta incelenir.
Ağız apraksisi dudaklar, dil, damak ve çene hareketlerinin olumsuz etkilenmesine yol açar. Konuşma problemleri ile birlikte, hasta yeme ve içe ile ilgili problemler de yaşar.
Beynin diş fırçalama ve benzeri birden fazla adım gerektiren motor görevler için bir plan yapamaz hale gelmesine ideasyonel apraksi adı verilir.
En yaygın görülen apraksi türlerinden biri olan ideomotor apraksi, kişinin talimatları takip edemez hale gelmesi, kolları, bacakları ve başını kullanarak hareketleri taklit edememesidir. Bu vakalarda kişi el sallamakta, çekiç ve benzeri el aletlerini kullanmakta zorluk çeker.
Kavramsal apraksi beynin araçların nasıl kullanıldığını anlamakta zorlandığı bir apraksi türüdür. Bu yüzden son derece ciddi bir sorundur. Bu gibi vakalarda kişi nesneleri başka nesnelerin yerine kullanmayı deneyebilir.
Yüz kaslarının belli hareketleri yerine getirmesine engel olan bukkofasiyal apraksi, göz kırpmakta, dudaklarını yalamakta zorlanır.
Okülomotor aprakside kişi gözlerini istediği yöne doğru hareket ettiremez.
Yapısal apraksi kişinin en basit şekilleri bile çizmekte, kopyalamakta zorlanması ve basit nesneler inşa etmesini imansız hale getirir.
Parmakları, bacakları ve kolları kişinin istediği şekilde hareket ettirmekte zorlanmasıdır. Uzuv kinetik apraksi yaşayan bireyler gömlek düğmesi iliklemekte zorlanırlar.
Apraksinin en belirgin semptomları kişinin eylemleri yapabilecek fiziksel kapasiteye sahip olmasına karşın yine de bu hareketleri yerine getirememesidir. Etkilenen hareket türleri ve kas grupları apraksinin türüne göre şekillenir. En belirgin semptomlar anlamlı konuşma zorluğu, basit fiziksel hareketlerde zorlanma ve günlük hayattaki temel eylemleri gerçekleştirememektir. Apraksi belirtilerini sıralamamız gerekirse:
Apraksinin çocuklarda görülen belirtileri ise şu şekildedir:
Apraksi nörolojik bir bozukluk olduğu için uzman nörologların uzmanlık alanına girer. Doktorlar beyin fonksiyonlarını inceleyebilmek için bazı görüntüleme tetkiklerine başvurur. Çocuklarda görülen apraksinin tanısında dil ve konuşma terapistleri rol üstlenir. İlk olarak kişinin şikayetleri dinlenir ve temel motor becerilerini yerine getirip getiremediğine bakılır. Eğer zorlanma tespit edilirse farklı tanı yöntemlerine başvurulur.
Apraksi için belirlenen spesifik bir tedavi yöntemi söz konusu değildir. Ne yazık ki apraksi kalıcı olarak tedavi edilebilen bir sağlık sorunu değildir. Buna karşın mesleki terapi, fiziksel terapi ve konuşma terapileri ile apraksiyle mücadele etmek mümkündür. Tüm bu terapiler, kişinin semptomlarını hafifletmeyi ve apraksiyle yaşamayı kolaylaştırmayı hedefler.
Eğer apraksiye neden olan başka bir sağlık sorunu varsa ilk olarak bu sorunun tedavi edilmesi gerekir. Edinilmiş apraksi hastalığında sorun kendiliğinden ortadan kalkabilir. Buna karşın konuşma apraksisi yaşayan çocuklarda durum farklıdır. Çocuklardaki apraksilerin konuşma ve dil terapisi olmaksızın iyileşmesi olası değildir.
Apraksi kişinin beynindeki parietal lobun olması gerektiği gibi çalışmamasının neticesinde yaşanan, motor becerilerin kaybına neden olan nörolojik bir sorundur.
Edinilmiş apraksi sorunu kendiliğinden iyileşme gösterebilir. Ancak çocuklarda gözlenen apraksi vakalarında mutlaka profesyonel destek alınması gerekmektedir.
Apraksi şikayetleri eğer bir çocukta ortaya çıktıysa ilk olarak bir çocuk psikiyatrisi tarafından muayene edilmelidir. Yetişkinlerde gelişen apraksi durumunda nörolojik bir gösterge varsa nöroloji branşı hekimleri tarafından incelenmelidir.