Yüksek kan basıncı olarak tanımlanan hipertansiyon, tüm dünyada yaygın olarak görülen kronik hastalıklardan biridir. Kalpten pompalanan kan, dolaşım esnasında damar duvarlarına yüksek basınç (hipertansiyon) uygular. Genetik yatkınlık, aşırı tuz tüketimi, obezite, stres, sigara-alkol kullanımı, hareketsiz yaşam, diyabet benzeri nedenlere ortaya çıkan yüksek tansiyonda; yaş, cinsiyet, ırk ve fiziksel özellikler de etkendir.
Kan basıncı değerleri kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Kan basıncı ikiye ayrılır. Kalp kasılmasıyla kanın damarlara yönelik basıncına yüksek tansiyon (sistolik); kalp gevşediğinde hâlâ damarlarda kan basıncının bulunması durumuna ise küçük tansiyon (diastolik) denir. Erişkin bir bireyde istirahat halinde normal kabul edilen kan basıncı değeri 120/80 mmHg’dır. Kan basıncı sürekli 140/90 mmHg üzerindeyse hipertansiyondan söz edilebilir. Ciddi hastalıklara ve organ hasarlarına neden olan yüksek tansiyon için mutlaka tedbir alınmalıdır. Hipertansiyon kontrol altına alınmadığında beyin kanaması, kalp-damar ve böbrek hastalıklarına yol açabiliyor. Uygun tedavi yöntemleriyle artan kan basıncı düşürülebilir, olası hastalık riskleri azaltılabilir.
Hipertansiyonun hayat boyu sıkı bir şekilde takip edilmesi zorunludur. Baş ağrısı, çarpıntı, halsizlik kulaklarda çınlama, bacaklarda şişlik, sık idrara çıkma, yürümede zorlanma, burun kanaması, yorgunluk, bulantı ve dengesizlik gibi belirtilerle kendisini hissettiren yüksek tansiyonun tedavisinde geç kalındığında hayati riskler oluşabilir.
Böbrek yetmezliği, inme, kalp krizi gibi ciddi sonuçlara sebep olan hipertansiyonda erken tanı göz ardı edilmemelidir. Ömür boyu tedavi gerektiren hipertansiyonun tedavisinde yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaç kullanımı önemli yer tutuyor. Tansiyon hastası bireylerin şu kurallara uyması yararlı olacaktır:
Bir sağlık merkezine başvurulduğunda ilk yapılan testlerden biri tansiyon ölçümüdür. Pek çok kişi evdeki cihazlarla da tansiyon ölçümü yapabiliyor. Ancak uzmanlar bu konuda uyarıda bulunuyor: Aman kan basıncınızı yanlış ölçmeyin! Ölçümün doğru yapıldığından emin olun! Hastalığı teşhis ettiren bir test olan “tansiyon ölçümü” bilinçli bir şekilde uygulanmalıdır.
Tansiyon ölçerken bazı adımlara özen gösterilmelidir. Öncelikle tansiyon aleti kola doğru şekilde yerleştirilmelidir. Manşon boyutu kolun kalınlığına uygun olmalıdır. Çıplak kol kıvrımının 2-3 parmak üstüne tansiyon cihazının manşonu takılmalıdır. Ayrıca dirseğin iç kısmında nabız vuruşunun olduğu yer belirlenmelidir. Dinleme aletinin tamburu bu kısma konulur. Ölçüm sırasında kolun inceliği veya iriliğine de dikkat edilmelidir. İri yapılı bir kimsede manşonun şişen bölümü kolu tam kavramadığında kan basıncı gerçek değerinin üzerinde çıkabilir. Öte yandan tansiyon ölçümü yapan kişinin sandalyede dik oturması, dinlenmiş, rahat nefes alıyor olması ve kalp seslerinin stetoskopla duyulması şarttır. Tüm bu ayrıntılara riayet edildiğinde bile bazen hatalı sonuçlar ortaya çıkabiliyor. Çünkü tansiyon sabit bir değer değildir. Gün içinde çeşitli faktörlere bağlı olarak yükselip, düşebilir. Sinsi bir rahatsızlık olan yüksek tansiyonla mücadelede kurallara uygun kan basıncının ölçülmesi ihmal edilmemelidir.