Damar hastalıkları arasında yer alan Arteriovenöz Malformasyon (AVM), tıpta “damar yumağı” olarak bilinir. Sinir sisteminde gelişen AVM hastalığı; beyin atardamarlar ile toplardamarlarının doğuştan hatalı ve anormal gelişimi sonucu oluşan “kan damarları yumağını” ifade eder. Adana Özel Ortadoğu Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Elifnur Kıvrak, AVM hastalığında merak edilenleri anlattı.
İnsan vücudunun önemli sistemlerinden biri olan atardamarlar, kalpten vücuda giden kanı pompalar. Toplardamarlar (venler) ise kanı kalbe taşırlar. Atardamar ile toplardamar ince kılcal damarlar aracılığıyla aralarında iletişim kurar. Vücuttaki bütün doku ve hücrelere kanı ulaştırma fonksiyonunu üstlenen kılcal damarlar, besleyici özelliklere sahiptir. AVM hastalığı sırasında kılcal damarlar olması gereken yerde değillerdir. Atardamar ve toplardamarla “bir yumak şeklinde” iç içe girmişlerdir. Doğumsal bir hastalık olan AVM hastalarının önemli bir kısmına 20 ila 40 yaşlarda ancak tanı konur.
AVM’ler genel olarak doğumsal kaynaklıdır; ancak yaşam boyu(erişkinlik döneminde)de gelişebilir. Bilim insanları, damar yumaklarının beyin damarlarının bir kısmının anne karnında hatalı gelişimi nedeniyle oluştuğunu düşünüyor. Kalıtsal olmayan bu hastalığın kesin nedeni tam olarak bilinmiyor. Nadir rastlanılan bir hastalık olan beyin damar yumakları, toplumda beş bin kişide bir görülür. AVM’ler beyindeki yerleşim yerine, kanamış olup olmamasına, büyüklüğüne veya toplardamar ağının yapısına göre sınıflandırılabilir.
Beyin damar yumağı (AVM) hastalarının önemli bir kısmında(yüzde 20-25’lik) -beyin kanamasına, nöbete ya da beceri kaybı olmadan- hiçbir semptom görülmez. Bu kişiler, yaşamları boyunca AVM hastası olduklarının farkında olmazlar. Şiddetli baş ağrısı benzeri bir rahatsızlık sebebiyle MR veya bilgisayarlı tomografi çekildiğinde hastalık tanısı konulabilir. Hiçbir belirti vermediğinde ise farklı nitelikteki bulgular gelişir.
Lezyonlar beyindeki kan damarlarını etkilediği için yaygın şekilde baş ağrısı şikâyetleri görülür. Beyine bağlı olarak başka şu semptomlar gözlemlenebilir: “Baş ağrısı, kulak çınlaması, konuşma bozukluğu, bulantı, kusma, uyuşma, vücudun bir bölgesinde güçsüzlük, dengesizlik, (çocuklarda zekâ geriliği, sara nöbeti (epilepsi).
Omurilik AVM’lerinin belirtileri ise “Sırt ve bel ağrısı, bacaklarda uyuşma, kuvvetsizlik, felç gelişimi (ani kanamalarda), idrar kaçırma” şeklinde sıralanabilir.
Beyne yerleşmiş bir damar yumağı olan Arteriovenöz Malformasyonları, hastada başta beyin kanaması olmak üzere sara nöbeti, baş ağrısı, görme kaybı gibi bulgularla ortaya çıkabilir. Hastalığa tanı koyabilmek için beyin veya omuriliğe yönelik MR taraması veya bilgisayarlı tomografi çekilir. Daha sonra hastaya beyin anjiyografi yapılarak tedavi sürecini planlanır. Vücutta beyin damarlarına kimyasal içerikli bir madde gönderilerek yumağının hacmi ve konumu belirlenir.
AVM’lerde damarların yapısı ve dayanıklılığı zayıftır. Ayrıca tansiyon basıncı ve nabız atışından dolayı damarların içindeki kan akım hızı ve kan hacmi daha yüksektir. Zamanla büyüme eğilimi gösteren bu hastalık yaşam boyu kanama riski taşır. Kanama nedeniyle felç, koma ve hatta hayati risk oluşturur. Bu yüzden tanı konulduktan sonra kısa sürede tedavilere başlanması gerekir.
Kalıcı hasar durumu bazı parametrelere bağlıdır. Uygun koşullarda yumağın bulunduğu yerden tamamen çıkarılması riskleri önemli ölçüde azaltır. Ancak yumağı çıkarma zorlaştıran bir takım etkenler vardır. Bu faktörler şu şekilde: