Cinsel işlev bozuklukları, kişinin cinsel ilişki esnasında tatmin olmasını engelleyen sorunların bütününü kapsar. Cinsel yanıt döngüsü; istek, plato, uyarılma ve çözülme evrelerinden oluşmaktadır. Bu evrelerin bir veya daha fazlasında ortaya çıkan sorunlar cinsel işlev bozukluklarıyla sonuçlanır. Eldeki verilere bakıldığında yaşam boyunca her iki kadından birinin ve erkek bireylerin üçte birinin en az bir defa cinsel işlev bozukluğu yaşadığını gösterir. Yapılan araştırmalar cinsel işlev bozukluğu vakalarının ne kadar yaygın olduğunu gösterse de pek çok kişi bu konu hakkında konuşmaktan veya tıbbi destek almaktan kaçınmaktadır. Fakat bütün bu problemlerin tedavisi günümüzde mümkündür. Özel Ortadoğu Hastanesi, Cinsel İşlev Bozukluklarının tedavisinde uzmanlaşmış ve tecrübe sahibi hekim kadrosu ile hizmet vermektedir.
Erkek bireylerde cinsel işlev bozuklukları hemen her yaşta görülebilmekle beraber ileri yaşlarda vakalar daha sık hale gelir. Erkeklerde en büyük cinsel işlev bozukluğu nedeni boşalma sorunu yani ejakülasyondur. Bunun ardından erektil disfonksiyon ve cinsel isteksizlik gelmektedir. Cinsel işlev bozukluklarının temelinde yatan etken kimi zaman psikolojik kimi zamansa fizikseldir. Fiziksel sorunları sıralamak gerekirse:
Psikolojik sebepleri ise şu şekilde sıralamak mümkün:
Cinsel İşlev Bozukluklarının tedavisinde uzmanlaşan hekimleriyle Özel Ortadoğu Hastanesi hizmetinizde. İlaç tedavisi, egzersizler ve spor, krem ve jeller, prezervatif seçimi ve seks terapileri erken boşalma sorununun tedavisinde kullanılan yöntemlerden bazılarıdır. Siz de erken boşalma sorunundan şikâyetçiyseniz geç kalmadan Özel Ortadoğu Hastanesi’ne başvurarak özlediğiniz sağlığınıza kavuşabilirsiniz.
Özel Ortadoğu Hastanesi Üroloji Birimi’nde Cinsel İşlev Bozuklukları kapsamında Sertleşme Bozukluğu ve Erken Boşalma Tedavisi konusunda başarı ile hizmet verilmektedir. Sertleşme Bozukluğu ve Erken Boşalma Tedavisi konusunda detaylı bilgilere aşağıdan ulaşabilirsiniz.
Cinsel işlev bozukluklarının tanı ve tedavisi için, kontrol ve tetkiklerin doğru şekilde yapılması önemlidir. Bu süreçte, ilk olarak kan basıncının ölçülmesi ve genital organlar—penis, testis ve prostat—üzerinde bir muayene yapılması gerekmektedir. Ayrıca, kanda testosteron, kan şekeri ve kolesterol seviyelerinin tespiti için laboratuvar testleri yapılmalıdır. Penis içerisindeki kan akışında olabilecek sorunları belirlemek için ek tetkiklerin uygulanması da gerekebilir.
Muayene öncesinde, cinsel işlev bozukluğunun nedenini daha iyi anlamak amacıyla hastanın tıbbi ve cinsel geçmişi ayrıntılı bir şekilde sorgulanır. Bu tür özel soruların kişisel olabilmesi, bazı hastaların yanıt vermekte çekingenlik yaşamasına yol açabilir. Ancak, doğru ve eksiksiz bilgi sağlanması, doğru tanı ve tedavi sürecinin belirlenmesi için kritik öneme sahiptir.
Cinsel işlev bozukluklarının tanı ve tedavi süreci, çeşitli tıp branşlarını kapsar. Bu nedenle, üroloji, endokrinoloji ve psikiyatri gibi alanlarda uzmanlaşmış doktorlara yönlendirme yapılabilir. Her bir uzman, sorunun farklı bir yönünü ele alarak kapsamlı bir değerlendirme ve tedavi planı oluşturabilir.
Cinsel işlev bozukluklarından korunmak için, bu sorunlara yol açabilecek etkenlerden kaçınılması gereklidir. Dolayısıyla, bu etkenlerin iyi bir şekilde anlaşılması ve yaşam tarzının buna göre düzenlenmesi büyük önem taşır. Cinsel sağlığın korunması için uygulanan önlemler, genellikle kalp damar hastalıklarından korunma yöntemleriyle benzerlik gösterir. Korunma amaçlı olarak önerilen bazı adımlar şunlardır:
Bu maddelere uyulursa cinsel sağlık korunabilir ve yaşam kalitesi artabilir.
Kadınlarda cinsel işlev bozuklukları, cinsel yanıt, istek, orgazm ve ağrı gibi çeşitli şekillerde kendini gösterebilir ve oldukça yaygındır. Bu bozukluklar yaştan bağımsız olarak, kadınların hayatının herhangi bir döneminde kendini gösterebilir. Cinsel istekte ve arzuda azalma, bu tür bozuklukların en sık görülen belirtisidir. Ayrıca, cinsel uyarılmanın zorlaşması, orgazma ulaşmada güçlük ve cinsel uyarı sırasında ağrı gibi sorunlar da sıkça karşılaşılan diğer şikayetlerdir.
Kadınların cinsel tepkileri, fizyolojik süreçlerin yanı sıra duygusal durumlar, kişisel deneyimler, inançlar, yaşam tarzı ve ilişkilerle de yakından ilişkilidir. Bu faktörlerden herhangi birindeki bozulma, cinsel işlev bozukluğuna neden olabilir. Bu nedenle, tedavi süreci genellikle çok yönlü bir yaklaşımı gerektirir.
Cinsel işlev bozukluğu yaşayan kişilerin tedavi süreçlerinin aksatılmaması için derhal sağlık kuruluşlarına başvurmaları önemlidir. Bu, sorunun etkili bir şekilde ele alınması ve iyileşme sürecinin hızlandırılması açısından kritiktir.
Cinsel işlev bozukluklarının tanı süreci, kadınlarda da erkeklerdeki gibi benzer aşamaları içerir. Özellikle, cinsel ve tıbbi geçmişin detaylı bir şekilde incelenmesi, doğru tanının konulması ve uygun tedavi yönteminin belirlenmesi açısından büyük önem taşır. Özellikle Rahim veya yumurtalıkların alınması gibi cerrahi müdahaleler sonucunda cinsel işlevlerde bozukluklar meydana gelebileceğinden, bu tür operasyonlar ve diğer sağlık sorunları hakkında detaylı bilgi verilmesi teşhisin doğruluğunu etkiler.
Muayene sırasında genital dokularda incelme, deri elastikiyetinde azalma, yaralanma veya ağrı gibi cinsel uyarıyı etkileyen fiziksel değişiklikler değerlendirilir. Ayrıca, kan testleri aracılığıyla cinsel işlev bozukluklarına yol açabilecek diğer tıbbi nedenler araştırılır ve hormon dengesizlikleri olup olmadığı incelenir.
Görüntüleme yöntemleri, örneğin ultrason, tomografi veya manyetik rezonans (MR), herhangi bir tümör, kist veya doku değişikliği olup olmadığını belirlemek için kullanılır. Tetkik ve muayene sonuçlarına dayanarak, hekim cinsel işlev bozukluğu yaşayan kadınları ilişki sorunları ve cinsel sağlık konularında uzmanlaşmış danışmanlar veya terapistlerle yönlendirebilir. Bu kapsamlı yaklaşım, sorunun çeşitli yönlerini etkili bir şekilde ele almayı ve en uygun tedavi yöntemlerinin uygulanmasını mümkün kılar.
Cinsel işlev bozuklukları, kadınlarda daha yaygın görülen bir problem olarak karşımıza çıkar. Bu bozukluklar genellikle hormon değişimlerinin yoğun yaşandığı gebelik ve menopoz dönemlerinde daha belirgin hale gelse de, kanser, diyabet ve kalp-damar hastalıkları gibi ciddi sağlık sorunlarıyla da ilişkilendirilebilir. Kadınlarda cinsel işlev bozukluklarını tamamen önlemenin bir yolu bulunmamakla birlikte, riskleri azaltmak için bazı yaşam tarzı değişiklikleri yapılabilir. Bu değişiklikler, genellikle cinsel işlev bozukluklarına yol açabilecek kalp-damar hastalıkları ve psikolojik sorunların önlenmesine yardımcı olabilir:
Bu önlemler, cinsel işlev bozukluklarının riskini azaltmak ve genel sağlık durumunu iyileştirmek için etkili olabilir.
Cinsel işlev bozuklukları, eğer bireyi rahatsız etmiyorsa tedavi gerektirmeyebilir. Ancak, bu bozukluklar rahatsızlık vermeye başladığında, mutlaka tedavi edilmelidir. Kadınlarda cinsel fonksiyon bozuklukları çeşitli semptomlar ve nedenler nedeniyle farklı tedavi yöntemleri gerektirebilir. Bu yüzden, kişilerin endişelerini açıkça ifade etmeleri ve vücutlarını iyi anlamaları son derece önemlidir. Cinsel yaşamda belirlenen hedefler ve bu hedeflerin kişiye olan önemi, tedavi yöntemlerinin belirlenmesinde önemli bir rol oynar.
Cinsel yönden endişe duyan kadınlar, genellikle ilişki ve duygusal sorunlarla birlikte tıbbi tedavilerden de yarar sağlayabilirler. Kadınlarda cinsel işlev bozukluklarının fiziksel ve psikolojik nedenlerinin anlaşılması, tedavi sürecini etkiler. Uygulanan tedavi yöntemleri şu şekildedir:
Uyarılma Teknikleri: Partnerle cinsel isteği artırmak ve uyarılmayı destekleyen farklı yollar üzerine konuşulabilir. Ayrıca, cinsel uyarıyı artırmak için çeşitli yöntemler denenebilir.
Danışmanlık: Duygusal veya psikolojik engellerin aşılması için ilişki terapisi konusunda deneyimli psikolog veya psikiyatristlerden profesyonel destek alınabilir.
Hormon Tedavisi: Semptomlara bağlı olarak uygulanan hormon tedavisi, bazı durumlarda iyileşme sağlayabilir.
İlaç Tedavisi: Kadınlarda cinsel istek azalmasını gidermek amacıyla çeşitli ilaçlar kullanılabilir.
Ağrı Yönetimi: İlişki sırasında ağrı çeken kadınlar için, ilişki öncesinde gevşeme ve rahatlama yöntemlerinin uygulanması yararlı olabilir. Bu yöntemler, kasların rahatlamasını sağlamak ve genel rahatlama etkisi yaratmak amacıyla kullanılabilir. Bu teknikler, kasları gevşetmek ve genel rahatlama sağlamak amacıyla kullanılabilir.
Cinsel işlev bozuklukları tedavi edilmediğinde daha ciddi sorunlara yol açabileceği için, sağlık kuruluşlarına başvurarak tıbbi destek alınması önemlidir.
NOT: Hastalıklar ve tedavi yöntemleriyle ilgili içeriklerimiz yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Sağlığınızla ilgili tüm konularda doktorunuza veya bir sağlık kuruluşuna başvurunuz.