Yüksek kan şekeri değerleri nedeniyle sinir hücrelerinin hasar görmesini tanımlayan Diyabetik Nöropati, yaşam kalitesini düşüren önemli bir sağlık sorunudur. Polinöropati ise diyabet dolayısıyla vücutta birden fazla sinirin zarar görmesini ifade eder.
Bilindiği üzere beyin sinirlerinden gelen sinyaller sayesinde bedendeki kaslar ve organlar hareket eder. Beyin, kontrol sinyallerini bendeki her dokuya iletir. Beyindeki sinirler tarafından çalışan bazı fonksiyonların zamanla işlevlerini yerine getiremeyecek duruma gelmesi Diyabetik Nöropati tablosuna işaret eder.
Ortadoğu Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Elifnur Kıvrak, diyabette bağlı sebeplerden meydana gelen sinir hastalıkları hakkında bilgilendirmede bulundu.
Diyabet (şeker) bağlı yüksek kan şekeri birçok organda olduğu gibi sinirleri de olumsuz biçimde etkiler ve onların düzgün bir şekilde çalışmasını engeller. Hastalığın semptomları değişik biçimlerde ortaya çıkabilir. Genel olarak bu rahatsızlığın “Periferik Diyabetik Polinöropati ve Vejetatif Diyabetik Nöropati” diye iki tipinden söz edilebilir.
Periferik Diyabetik Polinöropati; vücut hareketlerini sağlayan kasların hareketi ve cildin dokunma duyusundan sorumlu sinirlerin zedelendiğini tarif eder. Vejetatif Diyabetik Nöropati ise organları kontrol eden sinirlerdeki sistemin bozulduğunu açıklar. Diyabetik Nöropati, başlangıç evrelerinde çoğu kez fark edilmeyebilir, hastalar hiçbir rahatsızlık duymayabilir. Ancak ileri aşamalarda hastalığa ilişkin olarak organlarda uyuşma veya ağrı dikkat çeker. Diyabetik Nöropati, iyi bir kan şekeri yönetimi ve sağlıklı bir yaşam tarzıyla önlenebilir. Uzman tavsiyeleri doğrultusunda farklı tedavi yöntemleri planlanabilir.
Ortadoğu Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Elifnur Kıvrak, Diyabetik Nöropati'ye bağlı sinir sisteminin farklı bölgelerinde baş gösteren problemlerin uzun bir dönem diyabet (şeker) hastalarında görülme oranının yüksek olduğunu kaydediyor. Halk arasında 'gizli şeker' olarak bilinen dönemde de hastalığın ellerde ve ayaklarda uyuşma, yanma, şiddetli ağrı, iğnelenme, karıncalanma, kas güçsüzlüğü ve sağlam olmayan yürüyüş gibi bulgularla kendisini hissettirebildiğini dile getiren Uzm. Dr. Kıvrak, kan dolaşımı ve kalp atışının da nöropatiden etkilenebileceğine dikkat çekiyor. Vücuttaki hemen tüm organların sinir sistemiyle bağlantılı olduğunu hatırlatan Uzm. Dr. Elifnur Kıvrak, genellikle gün içerisinde bünyeye yayılan şikâyetlerin gece daha da artarak bireyin uyku düzenini bozduğunu söylüyor.
Diyabetik Nöropati riskini artın faktörler şu şekilde sıralanabilir: İleri yaş, yıllarca devam eden yüksek kan şekeri ve diyabet, vasküler (damarsal) hastalıklar, birtakım metabolik dengesizlikler, göz ve böbrek rahatsızlıkları, yüksek kan lipitleri ve hipertansiyon, sigara ve alkol tüketimi, yetersiz aktivite, obezite (aşırı kilo), hatalı beslenme alışkanlıkları.
Bireyin reflekslerinde azalma, güç kaybı gibi duyu sinirlerinin tutulumuna ilişkin yakınmalar çoğaldığında bir sağlık kuruluşunda yapılacak “EMG testiyle” hastalığa tanı konulduğunu aktaran Uzm. Dr. Elifnur Kıvrak, Diyabetik Nöropati’nin aynı zamanda ayaklarda yaralara neden olduğunu aktarıyor. Diyabet dolayısıyla el ve ayaklara ulaşan ince sinirlerin dolaşımının yıllar içinde azaldığını vurgulayan Uzm. Dr. Kıvrak, buna bağlı olarak sinirlerin iletimi fonksiyonunun sınırlandığını ve aktif çalışamamaya başladığını anlatıyor.
Diyabetik Nöropati'nin tedavisinde en önemli yöntem şekerin kontrol altında tutulmasıdır. Tanı konulduktan sonra hastalığı tamamen durdurmak elbette çok kolay değildir. Hastalığın tedavisine yönelik beslenme ve yaşam tarzının değişmesi gerekiyor. Bu süreçte kişiler açlık ve tokluk şekerini dengede tutmalılar. Ayrıca kolesterol, fazla kiloların verilmesi, hipertansiyon ve sigara tüketiminin sonlandırılması gibi ek risk faktörlerinin engellemesi de hastalığın kontrol altına alınmasına yardımcı olacaktır. Diyabet hastalarının uzmanlar tarafından reçete edilen tedavilere ve diyetlere uymaları şarttır.
Diyabetik Nöropati tedavi edilmediğinde veya geç kalındığında güç kaybı, yanma, ağrı, yürüme zorluğu, uyku bozuklukları ve ayak yaralarının oluşması gibi hayat kalitesini düşüren problemleri beraberinde getirir.
Unutulmamalı ki; diyabet sadece kanda glukoz (şeker) seviyesinin normalin üzerine çıkması değildir. Diyabet, beyin damarlarında tıkanıklık, gözler, böbrekler ve sinir uçlarına kadar tüm organlarda ciddi hasar meydana getirebilir. Bu yüzden hastalar yaşam biçimlerine ve muayenelerine özen göstermelidir.