Göğüs hastalıkları uzmanları, geçmeyen öksürük vakalarına dikkat çekiyor. Öksürük toplumda en sık rastlanan sağlık şikayetlerinden biri olmasına karşın pek çok insan bu durumu önemsemez. Tedbir almaz, geçiştirir ve doktora başvurmaktan imtina eder. Ancak uzun süreli, azalmayan öksürük vakaları ciddi sağlık sorunlarının işaretçisi olabilir. Bu yüzden geçmeyen öksürük şikayeti bulunanlar geç kalmadan bir sağlık kuruluşuna başvurmalı. Özel Adana Ortadoğu Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Sezen Sabancı Küçükaltun, azalmayan, şiddetli öksürüğün habercisi olabileceği ciddi sağlık sorunlarını sizler için anlattı.
Öksürük, temel olarak vücudumuzun yabancı maddelerin, alt solunum yollarına erişmesine engel olmak için harekete geçirdiği bir çeşit savunma mekanizmasıdır. Ancak öksürük ne yazık ki toplumda geçici ve önemsiz bir durum olarak görülür. Oysa önemli hastalıkların işaretçisi olabilir. Bu yüzden öksürük şikayetleri hafife alınmamalıdır.
Üç haftayı aşan uzun öksürük şikayetlerinde muhakkak doktora başvurmak gerekir. Akut öksürük olarak adlandırılan ve süresi üç haftadan az olan öksürükler, genellikle solunum yolu enfeksiyonlarından kaynaklanır. Bu durumlar da ihmal edilmemeli ancak büyük panik de yapılmamalıdır. Genellikle bahar alerjisi, faranjit, zatürre veya sinüzit gibi solunumla ilgili enfeksiyonlardan kaynaklanır. Buna karşın üç haftayı aşan öksürük şikayetlerinde, bilhassa sekiz haftayı geçen kronik öksürük vakalarında muhakkak sağlık kuruluşlarına ve doktorlara başvurmak gerekir. Grip ve soğuk algınlığından kaynaklanan öksürük şikayetlerinde doktor kontrolünde olmak kaydıyla öksürük şurupları ve balgam sökücüler kullanılabilir. Doktor tavsiyesi olmadan ilaç kullanmak hayati bir hatadır. Özellikle gebelik ve emzirme süreçlerindeki kadınlar bu konuda azami özen göstermelidir.
Öksürüğe yol açan faktörün doğru teşhis edilebilmesi için öksürüğün süresi, hastanın tıbbi öyküsü ve etkili olduğu düşünülen faktörlerin değerlendirilmesi gerekir. Kronik öksürük şikayeti birden fazla hastalığın habercisi olabilir. Bu vakalarda bizi kesin tanıya götürecek, altın standart bir test yoktur. Bu yüzden hastanın tıbbi hikayesi, öksürüğün altında yatan temel nedenin teşhisi açısından önemlidir. Hastanın kendi kişisel koşulları gözetilerek tedavi yöntemine karar verilmelidir. Sebebi anlaşılamayan öksürük şikayetlerinde, öksürük semptomunu baskılayıcı ilaçlar kullanılmaz. Zira bu gibi ilaçlar teşhisin gecikmesine sebep olur.
Sigara içmek öksürük şikayetlerinin en başat sebepleri arasındadır. Sigara içen bireylerde, ne kadar içtiklerine bağlı olarak zaman içerisinde bronşlarda balgam üretimi meydana gelir. Bu durum süreklilik kazandığında kronik öksürük şikayeti yaşanır. Ancak bu öksürüklerin arkasında KOAH veya akciğer kanseri gibi hastalıklar bulunabilir.
Reflü, safra, mukus ve asitlerden oluşan mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasının neticesinde yaşanan bir hastalıktır. Ağza asit gelmesi, kişinin göğsünde yanmaya ve ağzında acı bir tat kalmasına neden olur. Öksürük de reflü rahatsızlığının neden olduğu semptomlardan biridir. Asitli mide sıvılarının boğazı tahriş ederek boğaza doğru ilerlemesi bilhassa gece saatlerinde şiddetli bir öksürüğe neden olur. Baharatlı ve yağlı yiyecekler, kahve ve çikolata gibi gıdalar bu durumu tetikleyebilir.
Üç haftayı aşan öksürük şikayetlerinde geç kalmadan doktora başvurmak gerekir. Öksürük şikayetinin altında yatan neden tespit edildikten sonra tedavi planlanır. Öksürük semptomu ile karşılaşan kişiler uyku düzenlerini sağlamalı, gün içerisinde bol miktarda su tüketmeli, midelerine ve beslenmelerine özen göstermeli ve son olarak da tozlu ortamlardan kendilerini sakınmalıdırlar.