Türkiye'de son aylarda uyuz vakalarında artış yaşandığı ileri sürüyor. Sağlık Bakanlığı uyuz hastalına dair “salgın riskinin” olmadığını ifade ediyor. Ancak uzmanlar gözlemlerine dayanarak uyuz bulgularında artış olduğuna işaret ediyor. Özel Ortadoğu Hastanesi Cildiye veya Dermatoloji Uzmanı Dr. Vildan Veziroğlu, kamuoyunun gündeminde olan uyuz hastalığı konusunda açıklamalarda bulundu.
Uyuz böceğinin (sarcoptes scabiei von hominis adlı akar) cildin üst tabakasına yerleşip burada yumurtlayarak çoğalmasıyla ortaya çıkan bu hastalık; şiddetli kaşıntı, kızarıklık, deri döküntüsü ve içi sıvı dolu kabarcık belirtileriyle kendisini hissettirir.
Uyuzla ilgili “bulaş riskine” dikkat çeken Uzm. Dr. Vildan Veziroğlu, hastalık ailede bir kişide görüldüğüne -hiçbir şikâyet olmasa da- evdeki herkesin aynı anda tedavi olmaları gerektiğini söylüyor. Uzm. Dr. Veziroğlu, ailede tüm bireyler tedavi olmadıklarında rahatsızlığın defalarca bulaşabileceğini dile getiriyor.
Uyuz hastalığına neden olan akarlar özellikle toplu yaşam alanlarda hızlı bir şekilde yayılıyor. Sarılma, öpüşme, tokalaşma gibi yakın ten teması veya yatak, havlu, yastık, giysi benzeri ortak kullanılan eşyalarla uyuz kişiden kişiye bulaşır.
Uyuz hastalığında geceleri uykuyu kaçıran kaşıntı sıcak su ile temas ettiğinde şiddeti artar. Ayrıca ciltte grimsi beyaz iz ya da ten rengi kabarık çizgiler oluşur. Vücutta çoğalan sivilceyi çağrıştıran döküntüler meydana gelir. El ve ayak parmakları arası, kasık bölgesi, meme ucu, bilekler, koltuk altı, göbek deliği çevresi gibi deri kıvrımlarında görülen uyuz; iki ila dört hafta içinde ortaya çıkar. Uyuz belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
Özellikle sosyal medya platformlarında uyuz hakkında ciddi “bilgi kirliliği” yapıldığı öne sürülüyor. Toplumda bilinenin aksine evcil hayvanlar uyuz bulaştırmaz. Çünkü hayvanlarda etkili olan uyuz akarları insanlarda hayatta kalmıyor. Fakat uyuz olan bir hayvanla temastan çekinmek gerekir. Hayvandaki akar insan cildinde kaşıntıya yol açabilir.
Uzm. Dr. Vildan Veziroğlu, ‘sarcoptes scabiei' adlı verilen mikroskobik boyutlardaki küçük akarların temas veya doğrudan insandan insana (15-20 dakika süre ile) bulaştığını hatırlatarak; doğru tedaviler uygulanmadığında hastalığın aylarca sürebileceğini aktarıyor. Uyuzun kendiliğinden iyileşen bir hastalık olmadığını vurgulayan Veziroğlu, uzmanların önerdiği reçeteli krem ve losyonlar yardımıyla tedavinin yapılabileceğini kaydediyor.
Uyuz tanısında genel olarak hekimin fiziki muayene bulguları ve hastanın şikayetleri birlikte değerlendirilir. Kaşıntı ve ciltteki deri döküntülerinin seyrine bakılarak hastalığın tanısı konulur. Uyuz tanısında kuşku duyulduğunda laboratuvar ortamında lezyonların incelemesi yapılabilir.