Yaz sıcakları etkisini artırırken başta çocuklar olmak üzere pek çok kimse serinlemek için yüzme havuzlarına akın ediyor. Onlarca kişinin aynı anda girdiği havuzlarda gerekli hijyen sağlanmadığı takdirde bir çok sağlık problemi ortaya çıkabilir. Vatandaşın bu konuda hassas davranması gerektiğini belirten uzmanlar, “Havuzlarda sık sık su değişimi yapılmalıdır. Klorlama ihmal edilmemelidir. Temizlik konusunda duyarlılık gösterilmeyen havuzlara girilmemelidir. Havuzda su yutmamaya özen gösterilmelidir. Havuzda su yutmak enfeksiyon hastalıklarına neden olabilir. Serinleyeyim derken sağlığınızdan olmayın!” uyarısında bulunuyor.
Yaz aylarında tatillerini geçiren aileler bunaltan sıcaklara karşı bir nebze serinlemek veya dinlenmek için yüzme havuzlarını tercih edebiliyor. Kent merkezlerinde erişimi daha kolay olan havuzlar klorlanmış olsa bile bazı enfeksiyon rahatsızlıklarına yol açabilir. Bu açıdan havuzların düzenli temizliğine özen gösterilmelidir.
Birçok mikroorganizma suyun durağan olduğu havuz koşullarında kirlilik meydana getirir. Suyu kirleten faktörler, “insan bedeninde üretilen ter, tükürük, idrar, dışkı” gibi bir takım maddeler sayılabilir. Mikroplar vücuda temas ettiğinde veya su yutulduğunda enfeksiyonlara neden oluyor.
Havuz hijyeni için yüksek miktarda bakteri öldürücü klor kullanılıyor. Klor vücutta bazı reaksiyonlar oluşturabilir. Ciltte tahriş ve aşırı kuruma görülebilir. İleri safha tahrişlere dikkat edilmelidir. Böyle durumlarda havuzda yüzmeye ara verilmeli veya yüzme öncesinde cilde tahriş önleyici losyonlar uygulanmalıdır. Klordan dolayı çok kuruyan veya egzamaya neden olan ciltler için bu kremler oldukça yararlıdır. Klor kaynaklı cilt tahrişleri normalde bir haftada iyileşir. Ancak iltihaplanma ve yaraya dönüşen tahrişler için mutlaka tıbbi destek almak gerekir.
Yüzme havuzları sıcak ve nemin tesiriyle kimi enfeksiyonların yayılımını tetikler. Suyu dezenfekte etmek için kullanılan klor bazlı maddelerin dozu da önemlidir. Bilinçsizle klor kullanımı tahrişlerin yanı sıra kornea yüzey rahatsızlıklarına yol açabilir ya da gözün bağışıklık sistemini güçsüz hale getirebilir. Bu rahatsızlık kendisini “gözde kızarıklık, çapaklanma, kaşıntı, bulanık görme, yanma ve batma” belirtileriyle dışa vurur. Gözlerinde enfeksiyon olan bireylerin iyileşinceye kadar havuza girmemeleri uygun olacaktır. Havuza lenslerle girmekten kaçınılmalıdır. Lenslerini çıkarmadan havuza giren kişilerde enfeksiyonlara bağlı şiddetli göz ağrıları görülebilir. Bu yüzden havuza ve denize gözlük takılarak girilmelidir.
Havuz enfeksiyonları sindirim sistemini de etkiliyor. Kendini bulantı veya ishal ile gösteren bu mikroplar, havuz suyunun yutulması ile ortaya çıkar. Klorlamanın yetersiz olduğu havuzlarda; hepatit, salmonella, rotavirüs, shigella, turist ishali (e. Coli) gibi çeşitli virüs ve bakteriler uzun süre canlılığını koruyabilir.
Özellikle sağlıksız koşullara sahip havuzlar sıklıkla erkeklerde idrar yolu ve kadınlarda vajinitin enfeksiyonlar baş gösterebilir. Bu enfeksiyonlar kendini “sık idrara çıkma, kaşıntı, akıntı, yanma, bel, kasık ve genital bölgede ağrı” gibi semptomlarla dışa vurur. Ayrıca havuzlardan genital siğiller (HPV) de bulaşabilir.
Havuz yoluyla bazı deri enfeksiyonları ve mantarlar da kişiye bulaşabilir. Bu problemlerin başında genital siğiller gelmektedir. Yazın artan terleme mantar üremesini kolaylaştırır. Havuzlarda aşırı klor kullanımı hassas bazı ciltlerde tahrişe sebep olabilir.
Sulu ortamı seven bakteriler ve bazen de mantarlar dış kulak yolu enfeksiyonuna zemin hazırlayabilir. Rahatsızlık kulakta şiddetli ağrı, akıntı, işitme azlığı, kaşıntı, şişme ve kızarıklık bulgularıyla ortaya çıkar. Uzun süre suda kalındığında kulağa su kaçabilir. Ayrıca suya dalma sırasında ağıza ve buruna bakteriler ulaştığında sinüzit gibi hastalıklar meydana gelebilir.
Havuzdan bulaşabilecek enfeksiyonlardan korunmak için dikkat edilmesi gereken hususlar şunlardır: