Göğüs kafesi içinde orta hattın sol kısmında yer alan ve insan bedeni için yaşamsal önem taşıyan kalp, günde ortalama 100 bin defa kasılır. Erkek bireylerde kalbin ağırlığı 340 gramken kadın bireylerde 300 ila 320 gram arasında değişmektedir. Kaslı bir yapıya sahip olan kalbimiz, gün içerisinde 8000 litre kan pompalamaktadır. Kalbimizde yaşanan herhangi bir rahatsızlık, koroner kalp hastalıkları, kalp krizi, kalp kası hastalıkları veya kalp kapak hastalıklarına sebep olabilmektedir.
Tıp literatüründeki ismi ile miyokard enfarktüs yani kalp krizi, halk arasında en çok korkulan rahatsızlıkların başında gelir. Çoğu insan kalp krizi nedir, neden oluşur ve belirtileri nelerdir gibi soruların cevabını merak eder. Kalp krizi, kalbimizi besleyen koroner damarlarda meydana gelen tıkanma ve de sonucunda kalbin kas dokusunun hasar görmesidir. Kan akışı kesilir ve kalbin ciddi seviyede zarar görmesine yol açar. Bu yüzden kalp krizine zamanında müdahale çok önemlidir. Damarların açılması ve kalp dokusu kaybının önüne geçilmesi hayati önem taşır.
Kalp krizinin kimi zaman ağır kimi zaman da hafif olmak üzere çok sayıda belirtisi olabilir. Bu yüzden kalp krizi belirtilerini bilmek, bu belirtileri tanıyabilmek önem taşır. Kalp krizi geçiren bir insanın hissedeceği birincil belirti göğsünde hissettiği şiddetli ağrılardır. Göğüs kafesinin ardında bir ağırlık çökmüşçesine veya baskı yapan bir ağrı gözlenebilir. Bu ağrılar nefes alıp vererek veya hareket ederek azalmaz ya da artmaz. Bu ağrılar kimi zaman sırt, çene, omuz, boyun, kol ve karın bölgelerine yayılma eğilimi gösterirler. Kollardaki uyuşma da kalp krizinin belirtisi olarak değerlendirilebilir. Sol el parmaklarında meydana gelen uyuşma da kalp krizi ile ilişkilendirilir.
Belirtilerin neler olduğu kadar ne kadar sürdüğü de en çok merak edilen konular arasındadır. Kriz ağrıları çoğunlukla müdahalede bulunmadan geçmez.
Kalp krizi belirtileri içerisinde kusma, aniden gelişen soğuk ter basması, çabuk yorulma, nefes darlığı, baş dönmesi, mide bulantısı, kalp ritim bozukluğu gibi semptomlar da vardır.
Kalp krizi belirtileri yaygın kanının aksine her daim şiddetli şekilde oluşmaz. Her zaman ani göğüs ağrıları ile gelişmez. Bazı insanlar sessiz ve gizli şekilde, farkında olmadan kalp krizi geçirebilirler. Bilhassa diyabet hastalığı bulunanlar bu şekilde kalp krizi geçirmektedir. Erkek bireylerde kalp krizi semptomları kadınlara göre farklılık arz edebilir. Amerikan Kalp Derneği tarafından gerçekleştirilen araştırmalara göre nefes darlığı, bulantı, çene ağrısı, sırt ağrısı, kusma ve bunaltı gibi belirtiler daha sık gözlenir. Kadınlarda ise belirtilerin göğüs kafesi odaklı geliştiği saptanmıştır. Erkek bireylerde kalp krizi belirtisi göğüs kafesine baskı şeklinde başlar ve ardından kola doğru yayılma eğilimi gösterir.
Kalp krizinin altındaki temel etken damar duvarlarına biriken kolesterol ve bundan dolayı meydana gelen plakların yırtılarak pıhtıdır. Bu pıhtı oluşumunun neticesinde damar tıkanır ve kalp kasının ihtiyaç duyduğu kan karşılanamaz. Kalp kası hücreleri zamanla ölmeye başlar. Damar tıkanıklığının yaşandığı bölgede kalp kası, giderek fonksiyonunu yitirir. Her geçen saniye kalp kası hücreleri ölmeye devam eder. Bu nedenle kalp krizi vakalarında erken ve zamanında müdahale yaşamsal öneme sahiptir.
Kalp krizinin nedenleri içerisinde en mühim nokta kolesterol plaklarının birikmesi durumudur. Arter duvarında biriken bu plakların neticesinde damar duvarları sertleşir ve arter içindeki kanal daralır. Damarların daralması da zamanla vücudumuza yeterli miktarda kan akışının sağlanamamasına, kalp kasına oksijenli kan akışının gidememesine yol açar. Bunun neticesinde kalp krizi dediğimiz durum meydana gelir. Sağlıksız beslenme, sigara kullanımı, aşırı stresli yaşam ve genetik yatkınlık gibi faktörler en başat kalp krizi nedenleri arasında gösterilir.
Çoğu insan koroner damarlarda yağ ve plak birikiminin farkına varmaz. Bu birikme sessiz ve sinsi şekilde devam eder. Üst üste eklenen etkenler zaman içerisinde damarların tıkanmasına yol açarken özellikle sigara tüketen bireylerde bu durum çok daha hızlı gerçekleşir. İstatistik verileri cinsiyet fark etmeksizin sigara kullanan insanlarda kalp krizi riskinin diğerlerine kıyasla üç kat fazla olduğunu göstermektedir.
Kalp krizlerinde bir diğer önemli etken ise kötü kolesterol olarak adlandırdığımız LDL oranının yüksek seviyelerde olmasıdır. Kötü kolesterolü mümkün olan en alt düzeyde tutmak için kişinin beslenme rutininde işlenmiş etlerden (sosis, sucuk, salam vs.), tereyağından, mayonezden, kremadan, kızartmadan, kalamardan, kırmızı etten, tam yağlı ürünlerden uzak durması faydalı olacaktır.
Diyabet hastalığı da kalp krizi riskini arttıran faktörler arasındadır. Araştırmalar, diyabet hastalarının daha sık kalp krizi geçirdiklerini sayısal verilerle ifade eder. Şeker hastalığının damar duvarlarının esnekliğini yok etmesi, kandaki pıhtılaşma düzeyini de arttırır. Bu da damarın iç yüzeyindeki hücrelerin çok daha kolay şekilde hasara uğramasına sebep olur. Tüm bunların yanı sıra kişinin sağlıksız beslenmesi ve fiziksel olarak yeterince aktif olmaması da eklendiğinde ciddi biçimde kalp krizi riskinden söz etmek mümkündür.
Göğüste hissedilen sıkışma ve yanma, terleme, nefes darlığı ve solgunluk gibi semptomlar kalp krizinin ilk belirtileridir. Eğer kalp damarı tıkanmışsa bu belirtiler saatler boyunca sürebilir. Gerekli müdahale gerçekleştirilmeden bu ağrılar da geçmeyecektir. Eğer kişinin damarı tam olarak tıkanmış değilse, yalnızca bir daralma söz konusu ise kişi 10-15 dakikalık şiddetli göğüs ağrısı hisseder. Kişi bu belirtileri tanımalı ve alınması gereken tedbirleri doğru ve hızlı biçimde almalıdır.
Kalp krizi anında yapılması gerekenler hem hastanın kendisi hem de yakınları tarafından bilinmesi gereken mühim bir konudur. Kalp krizinin ilk ve en güçlü belirtisi olan göğüs ağrısı, yanma ve baskı biçiminde ortaya çıkar. Ardından kol ve boyun bölgesine doğru yayılma eğilimi gösterir. Kişinin alnında ve sırtında soğuk terler görülmeye başlanır. Kimi zaman şiddetli şekilde kendisini gösteren kalp krizi bazen hafif bir rahatsızlık biçiminde ortaya çıkabilir. Bu sırada hissedilen ağrı kişinin hareket etmesiyle artar, dinlenmesi ile azalır. Ancak tam olarak geçmez. Bu durum yarım saatten daha uzun sürebilir. Bu belirtilere bazen mide bulantısı da eklenir. Kalp rahatsızlığı bulunan kişilerin göğüs ağrılarını her daim dikkate alması gerekir.
Kalp krizi kişinin dakikalar ile yarıştığı son derece kritik bir durumdur. En kısa zamanda bir sağlık birimine ulaştırılması gerekir. Kalp krizi geçiren kişinin hastaneye kendi başına gitmemesi, muhakkak yanında refakatçisinin bulunması gerekir. Merdiven çıkmak ve benzeri oksijen gerektiren durumlardan kaçınmalıdır. Kalp krizine karşı alınabilecek ilk önlemler şunlardır: