Türkiye’de kadınlarda en çok görülen kanser türü meme kanseridir. Meme dokusundaki bir hücrenin değişmesi ve kontrolsüz şeklinde çoğalmasıyla ortaya çıkan bu hastalığın son yıllarda görülme sıklığı giderek artıyor. Yaşam süresini kısaltan ve organ kaybına neden olan meme kanserinde erken teşhis ve tedavi hayati bir öneme sahiptir. 40 yaş üstü kadınlarda daha sık görülen bu kanser türünde Türkiye'de her yıl binlerce teşhis yapılmaktadır.
Düzenli egzersiz, obeziteden kaçınma, dengeli beslenme, alkol ve sigarının sınırlanması gibi sağlıklı yaşam kurallarına sıkı sıkı bağlanarak meme kanseri riski büyük ölçüde azaltılabilir. Meme kanserinden korunmak için toplumun bilinçlendirilmesinin yanında tarama, erken tanı ve etkin tedavinin daha da artırılması gerekir. Özel Ortadoğu Hastanesi Başhekimi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Bayrak, meme kanserinin tanı, tedavi ve korunma yöntemlerini anlattı.
Meme kanserinin en sık rastlanan belirtisi; ağrısız bir kitlenin zamanla memede belirgin hale gelmesidir. Ayrıca meme derisinde kalınlaşma, şişme, renk değişikliği, kabuklanma, akıntı, kızarıklık, yara veya meme başında içeri doğru çekinti, koltuk altında sertlik gibi semptomlar sayılabilir.
Kadınlar yaşamında yapacakları birtakım değişiklikler ile meme kanseri riskini azaltabilir. Bu adımlar şu şekilde sıralanabilir:
Alkol ve sigara gibi kanser yapıcı zararlılardan uzak durulmalı. Araştırmalar; alkol ile meme kanseri ilişkine işaret ediyor. Sigara içmek kanserojen maddelerin vücuda girmesine neden olur; dolayısıyla kanser riskini artırır. Benzer şekilde aşırı alkol tüketimi de kanser tehlikesine neden olabilir. Uzmanlar bu konuda kadınların kendilerini sınırlamalarını öneriyor.
Vücutta yüksek miktarda yağ dokusu birikmesiyle kendini gösteren obezite ile meme kanseri arasında güçlü bir ilişki vardır. Birçok araştırma, aşırı kilolu kadınların meme kanseri riskinin normal kilolu olanlara göre daha yüksek olduğunu göstermiştir. Kadınlarda şişmanlığın, özellikle menopoz sonrası meme kanseri riski üzerinde olumsuz tesirleri söz konusu. Yüksek östrojen seviyeleri meme kanseri riskini artırabilir. Bu nedenle sağlıklı bir kiloda kalmak meme kanseri riskini azaltmada yararlı olacaktır. Her yaşta sağlıklı kilolarınızı korumaya özen gösterin.
Düzenli olarak egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmek, stresten kaçınmak ve tarama testleri yaptırmak gibi diğer sağlıklı yaşam tarzı faktörleri de meme kanseri riskini azaltmada atılacak doğru adımlardır. Her gün 10-15 bin adım yürümek başta olmak üzere diğer uygun pek çok sporla bu hastalığın riskleri azaltılabilir.
İleri yaşlarda veya hiç doğum yapmamış kadınlar meme kanserine karşı daha duyarlı davranmalı. İlk adetini erken yaşlarda görenler ile geç yaşta menopoza girenlerde meme kanseri riski artıyor. Ailede meme kanseri öyküsü olanların da periyodik kontrollerini yapmaları önerilir.
Meme kanserlerinde erken teşhiste en önemli faktör bireyin bu hususta bilinçli davranmasıdır. Kadınlar memelerini inceleyerek veya bir sağlık merkezine başvurarak hastalık teşhis edilebilir. Kadınlar 20 yaşından sonra ayda bir kez ayna karşısında memelerini izlemeli ve elleriyle memelerini ve koltuk altlarını kontrol etmeli. Bir farklılık gözlemlediklerinde mutlaka bir hekime müracaat etmeliler. Hekimler tanı için kişinin öyküsü doğrultusunda fizik muayenenin yanı sıra mamografi, meme ultrasonu, manyetik rezonans (MR) görüntüleme yöntemleri gibi bir takım tetkikler isteyebilir.
Meme kanserinin tedavisindeki başarı oranı hastalığın erken zamanda tanısıyla doğru orantılı olduğu unutulmamalı. Kadının yaşı, hastalığın yeri, evresi gibi birden fazla faktör nedeniyle tedavide farklılıklar olabilir. Meme kanseri tedavisinin önemli bölümünü oluşturan cerrahi müdahalelerin yanında radyoterapi ve kemoterapi şeklinde farklı seçeneklerde gündeme gelebilir.