Kadınlarda karşılaşılan kanser türleri arasında ilk sırada yer alan meme kanseri konusunda bilinçli olmak hayat kurtarır. Son yıllarda toplumda görülme sıklığı artan memem kanseri, her sekiz kadından birini etkiliyor. Hemen her yaş grubunda görülebilen hastalıklardan biri olan meme kanserini önlemede “erken tanı ve tedavi” kritik öneme sahiptir.
“Göğüs dokusundaki hücre gruplarından birinin değişmesi ve kontrolsüz biçimde çoğalması nedeniyle kanserli doku kitlelerinin oluşması” diye tanımlanan meme kanseri, öncelikle yakın çevresinden başlayarak lenf bezlerine doğru yayılıyor. Dışarıdan el ile fiziksel muayene sonucu da fark edilebilen bu kitle, erken evrede tedavi edilmediğinden diğer organlara sıçrayabiliyor.
Uzun yıllar hiçbir belirti göstermeden ilerleyebilen ve aşamalarına göre farklı bulgularla kendisini hissettiren meme kanserinin semptomları şu şekilde sıralanabilir: “Memede akıntı, şişme, kitle, şekil değişikliği, sertlik, çatlama, yara, egzama, tahriş, ağrı, kızarıklık, kalınlaşma pullanma, meme ucunun içe dönmesi ve göğüs damarlarında büyüme.”
Türkiye’de görülme sıklığı aratan meme kanseriyle mücadelenin ilk adımı erken teşhis ve tedavidir. Bunun yanı sıra risk faktörleri açısından bilinçli olmak ve bu doğrultuda tedbirler almak da hastalıktan korunmanın temel gereklerindendir.
Peki, meme kanserine karşı harekete geçmeyi gerektiren sebepler nelerdir? Adana Özel Ortadoğu Hastanesi uzmanları hastalığın risk faktörlerini anlattı.
Meme kanserinde ileri yaş ciddi bir risktir. Özellikle 40 yaş üzeri kadınlarda hastalığın görülme oranı artıyor. Bundan dolayı bu her yıl meme muayenelerinin düzenli bir şekilde yapılması gerekir.
Meme kanseri incelemelerinde aile öyküsü ve genetik yatkınlık ilk değerlendirilen hususlardan biridir. Aile bireylerinden meme kanseri olanlar bu noktada daha duyarlı olmalılar. Yakın akrabalarda meme kanseri olgusu “risk” araştırmasında üzerinde durulan bir bulgudur. Bu gruptaki kadınların periyodik kontrollerini göz ardı etmemeleri şarttır.
Erken tanı ve tedavi için vücuttaki olası değişiklikler gözlemlenmelidir. Bu aynı zamanda tedavi sürecinin başarısını da yükseltir. Kadınlar vücutlarını tanımalı ve belli aralıklarla memelerini elle kontrol etmeliler. Bu işlem hormon etkisinin en az olduğu adet bitiminden 3-5 gün sonra yapılabilir. Fiziksel meyane sayesinde meme kanseri ileri aşamalara ulaşmadan fark edilebilir. Ancak kendi kendine muayenede pek çok kitlenin gözden kaçabileceği de akıldan çıkartılmamalı; düzenli taramalar ihmal edilmemelidir.
Günümüzde hızla artan ve bir halk sağlığı sorunu haline gelen obezite (aşırı kilo), vücut yağ oranındaki anormal artışı ifade eder. Bilim insanlarının çalışmaları obezitenin birçok kanser türüne zemin hazırladığını gösteriyor. Vücutta yağ hücresi çoğaldıkça kanser gelişimi riski de artıyor. Bu yüzden beden sağlığı için en büyük tehditlerden biri olan fazla kilolardan kurtulmaya özen gösterilmelidir.
Yüksek miktarda zararlı maddeler içeren sigara, -diğer kanser çeşitlerinde olduğu gibi- meme kanserine yakalanmada dikkat çeken bir etkendir. Fiziksel ve psikolojik olarak kadınları etkileyen meme kanserinden korunmak için tütün mamullerinden ve sigara içilen ortamlardan uzak durulmalıdır.