Cinsel uyarım sonucunda deneyimlenen hazzın en yüksek noktası olarak tanımlayabileceğimiz orgazm kavramı, aynı zamanda beynin cinsel uyaranları yoğun bir şekilde almasının sonucunda gerçekleşir. Bu uyaranlara insan bedeninin genital bölgeleri eş zamanlı olarak tepki verir ve bunun sonucunda orgazm gerçekleşmiş olur. Kadın ve erkek bireylerde farklı şekillerde ortaya çıkan ve farklı etkiler gösteren orgazm sağlıklı bir yaşamın önemli bir parçasıdır. Dünya genelinde yapılan bilimsel araştırmalarda kadınların yaklaşık üçte birinin yaşamları boyunca hiç orgazm yaşamadığını göze çarpıyor. Araştırmaya katılan kadınların yalnızca onda birlik bir bölümü her cinsel birliktelik sırasında orgazm yaşayabiliyor. Klitoral uyaran olmadığı halde orgazm yaşayabilen kadınların oranı yalnızca yüzde 30. Mastürbasyon sonucunda orgazm yaşayabilen kadınların oranı ise yaklaşık yüzde 34 olarak tahmin ediliyor.
Bazı geleneksel toplumlar orgazmın yalnızca erkekler için önemli olduğunu düşünse de sağlıklı ve mutlu bir yaşam için kadın orgazmı da olmazsa olmaz bir öneme sahip. Kadınlar ve erkekler hem bedensel hem de ruhsal sağlıklarını koruyabilmek için sağlıklı bir cinsel yaşama ve orgazma ihtiyaç duyar. Utanma duygusu, toplumsal tabular ve doğru sanılan yanlışlar kadınların bu konuda çözüm aramasına engel olabilmektedir. Özel Ortadoğu Hastanesi orgazm hakkında merak edilenleri sizler için anlattı.
Cinsel yaşantı söz konusu olduğunda en sık sorulan sorulardan biri orgazmın nasıl oluştuğudur. Orgazmdan önce dakikalarca sürebilen bir haz evresi vardır. Bu evrede genellikle rahimde ya da vajinada istemsizce, keyif veren kasılmalar yaşanır. Kimi zaman ise bu kasılmalar olmadan aniden de orgazm gerçekleşebilir. Orgazm sırasında bacaklar, sırt, karın ve kollar gibi farklı bölgelerde kontrolsüz spazmlar ve kasılmalar yaşanabilir. Orgazmın gerçekleştiği anda kadınlarda vajinayı kaygan hale getiren sıvılar salınabilir. Bu sıvılar ve kasılmalar spermin vajinadan rahim ağzına doğru yönelmesini kolaylaştırmaktadır.
Kadınlardaki ve erkeklerdeki orgazm süreçleri belli açılardan birbirine benzer. Tıpkı erkeklerdeki sertleşme sistemine benzer şekilde kadınlarda da vajinaya bir kan akımı olur. Orgazmın oluşması için klitoriste sertleşme ve vajinada nemlenme yaşanır. Orgazm sırasında uterus ve çevre kaslar ritmik şekilde kasılmaya başlar. Bu esnada limbik sistem ve hipotalamus cinsel uyarılmada rol oynarlar. Kan akımının artması, kasların gevşemesi ve bazı biyokimyasal maddeler bu süreçte etkili olabilmektedir. Kadınlardaki cinsel işlevleri etkileyen bazı hormonlar da vardır. Örneğin östrojen, vajinanın hücresel devamlılığında ve kan akımında etkili olurken androjenler ise orgazm ve cinsel uyarılma üzerinde etkilidir. Orgazm belirtileri arasında kalp hızının ve kan basıncının artması, nefes alıp verme sıklığı gibi belirtiler sıralanabilir. Bunun yanı sıra göz pupilleri büyür, göğüs uçları dikleşir, klitoris ıslanır ve sertleşir aynı zamanda dudaklar da koyulaşır. Heyecan düzeyinin artması terleme ve deride kızarmaları beraberinde getirir. Kadında klitoris, büyük dudaklar, vajen ve pelvik organlar tıpkı peniste olduğu gibi büyüme ve genişleme gösterirler.
Kadınlar bazı durumlarda çeşitli nedenlerden dolayı orgazm olamazlar. Orgazm olamayan kadınların önemli bir bölümü henüz yeni evlenmiş kişilerdir. Evlilik öncesinde herhangi bir cinsel birliktelik yaşamayan kadınlar için ilk gece korkusu ve ahlaki tabular orgazm olamama durumuna yol açabilmektedir. Bununla birlikte kokulu akıntılar ve tiksinme duygusu kadınların orgazm olmalarını zorlaştıran etmenler arasındadır. Orgazma engel teşkil eden bir diğer durum da etkili bir korunma yönteminin kullanılmamasıdır. Kadınlar gebe kalma korkusu ve endişesiyle orgazm olmaktan uzaklaşabilirler. İlerleyen yaşlarda meydana gelen orgazm problemlerinde ise vücuttaki östrojen hormonunun azalması baş rolü oynar. Menopoz dönemi ile birlikte kişinin vücudundaki östrojen miktarı önemli ölçüde azalmaya başlar. Gebelik ihtimali ortadan kalkınca birçok kadında libido artışı da gözlenebilmektedir. Vajinal kuruluk ve ağrı da kadınlarda orgazm problemlerinin yaşanmasına neden olur.
Erken boşalma genellikle erkeklerin yaşadığı bir cinsel işlev bozukluğudur. Tanım olarak partnerin cinsel doyuma ulaşmasından önce meydana gelen ejakülasyon olarak açıklayabileceğimiz bu durum, ilk kez cinsel birliktelik yaşayan erkeklerde sıkça görülür. İlerleyen dönemlerde erken boşalma problemi çözülebilir veya varlığını sürdürebilir. İleri evrelerdeki erken boşalma problemi stres, gerginlik veya seyrek cinsel birliktelikten kaynaklanabilir. Bu durum geçici ve ikincil bir problem olarak sınıflandırılır.
Bedeninde fazla sayıda erojen bölge bulunan kadınlar için farklı orgazm türlerinden söz edilebilir. Vajinal ve klitoral orgazm olarak iki sınıfta incelenebilir. Klitoris ve etrafındaki bölgeler son derece duyarlıdır. Fiziksel olarak tek işlevi zevk vermektir. Birçok kadın klitoral orgazmın en yoğun orgazm olduğunu düşünür. Kadınlarda vajinal orgazm yaşamanın daha zor olduğuna yönelik bir inanış da vardır. Vajenin dış bir bölü üçü en duyarlı bölge olarak öne çıkar. Bir orgazmın diğerinden daha iyi olduğunu söylemek mümkün değildir. Her iki orgazm türü de farklı hazlar yaratır.
Bazı uzmanlar kadın cinselliğinin en önemli noktasının vajina değil klitoris olduğunu öne sürerler. Kadınların en hassas ve duyarlı bölgesi olan klitoris, içeriğinde binlerce sinir lifi barındırır. Klitoris, kadın cinselliğinin beyinden sonraki ikinci merkezi kabul edilir. Bu bölge hakkında herhangi bir bilgisi olmadığı için orgazm sorunu yaşayan çok sayıa insan vardır. Kadın orgazmında erkekteki gibi meni çıkışı olmaz. Bu yüzden de kadın orgazmı, bir bakıma sübjektiftir. Bu durum da yine çiftler arası problemler yaratabilmektedir. Ancak kadın orgazmında nefes ve kalp atım hızı artar, vücut istemsiz şekilde kasılır ve cilt üzerinde kızarmalar meydana gelir.
Orgazm hem erkek hem de kadın bireyler açısından olmazsa olmaz bir önem taşır. Orgazmın fiziksel ve psikolojik yararlarını sıralamamız gerekirse:
Kadınlarda en yaygın görülen cinsel sorunlar arasında cinsel isteksizlik ve orgazm bozuklukları başı çeker. Çoğu zaman evlilikleri tehdit edebilecek bir sorun haline gelebilen vajinismus da en yaygın görülen sağlık sorunları arasındadır. Vajinismusun tedavi edilmemesi çiftler arasında büyük problemler yaratabilmektedir. Ortalama her on kadından birinde görülen vajinismus mutlaka ortadan kaldırılması gereken bir sorundur. Disparoni yani ağrılı cinsel ilişki, orgazm sorunları ve cinsel isteksizlik kadınların yüzde 40’ını etkileyebilmektedir.
Cinsel isteksizlik ve orgazm problemleri kadınlarda psikolojik açıdan yetersizlik hissi yaratır. Günümüzde yaşam koşullarının zorlaşması ve stres unsurlarındaki artış hem erkeklerde hem de kadınlarda cinsel işlev bozukluklarının yaşanmasına neden olabiliyor.
Her cinsel birliktelikte orgazm yaşamak kadın erkek herkesin doğal hakkıdır. Eğer ana odaklanıp cinsel tabulardan ve korkulardan arınırsanız klitoral uyarıyı daha iyi şekilde yaşayabilir ve daha keyifli bir deneyim yaşayabilirsiniz. Zira bu biyolojik olarak doğal bir süreçtir. İdeal olan her cinsel birlikteliğin orgazmla sonuçlanmasıdır. Orgazm duygusal, fiziksel ve ruhsal süreçlerin etkili olduğu karmaşık bir süreçtir. Kadınların geç boşalması veya orgazm olamaması cinsel mitlerin, tabuların ve korkuların bir sonucudur. Korkularından kurtulamayan, ilişkide seyirci rolü üstlenen ve ana odaklanamayan kişiler akıllarını devreden çıkaramadıkları için orgazm yaşamakta zorlanırlar. Bu durum psikolojik destekle çözülebilmektedir.
Orgazm problemleri ürologlar, psikiyatrlar, psikologlar ve kadın doğum uzmanları tarafından tedavi edilir. Cinsellik özel ve mahrem bir konudur. Çoğu zaman köklerinde çocukluk travmaları, psikolojik etkenler ve ebeveyn ilişkilerinden kaynaklanır. Yani cinsel fonksiyon bozuklukları uzman yardımı ile tedavi edilebilen sorunlardır.