Uzmanlar, kış aylarında soğuk havaya bağlı olarak kalp krizi riskinin arttığını belirtiyor. Soğuk havalarda kalp krizi riskinin artma nedeni ise vücudun sıcaklığını korumak için damarların daralması ve buna bağlı olarak kan basıncının artması ile kalp çarpıntısına neden olmasıdır.
Ülkemizde ve dünyada ölüm nedenlerinin en başında kardiyovasküler rahatsızlıklar yer alıyor. Türkiye’de her yıl 200 bin kişinin kalp krizi geçirdiği ve ciddi bir kısmının vefat ile sonuçlandığı biliniyor. Kalp krizi sebepleri arasında sağlıksız beslenme, obezite, stres ve hareketsiz yaşam gibi nedenler göze çarpıyor. Kalp krizi riskini kış aylarında azalma gösteren fiziksel aktiviteler ve düzensiz beslenme gibi faktörler artırabilir.
Kış aylarında kalp krizi riskinin yaz aylarına göre 3 kat arttığı uzmanlarca belirtiliyor. Kalp krizi riskinin en aza indirilmesi için düzenli olarak 3-5 porsiyon meyve ve sebze tüketmek, kaliteli uyku almak ve vücut ısısının daha iyi korunması için kalın kıyafet tercih etmek yerine ince ve kat kat giyinilmesi tavsiye ediliyor.
Kış aylarında kalp sağlığını korumak için düzenli egzersize devam etmek önemli olsa da, soğuk havalarda sabah saatlerinde yoğun spordan kaçınmak gerekir. Araştırmalar, kalp krizinin en sık sabah saatlerinde meydana geldiğini göstermektedir. Bunun temel nedenleri arasında, sabah 09:00’a kadar vücutta stres hormonu (kortizol) seviyesinin yükselmesi ve kan basıncının artması yer alır. Ayrıca, sabah saatlerinde kanın pıhtılaşma eğilimi daha fazla olduğundan, damar tıkanıklıkları bu saatlerde daha kolay oluşabilir..
Uzmanlar, özellikle risk grubundaki bireylerin sabah saatlerinde aşırı fiziksel zorlanmadan kaçınmaları gerektiğini vurgulamaktadır. Bu nedenle, sabah saatlerinde yoğun tempolu yürüyüş, kas güçlendirme antrenmanları veya bisiklet sürmek gibi yüksek efor gerektiren aktiviteler önerilmez. Mümkünse spor öğleden sonra yapılmalıdır. Eğer farklı bir zaman dilimi bulunamıyorsa, hafif tempolu yürüyüşler veya gevşeme egzersizleri gibi daha düşük yoğunluklu aktiviteler tercih edilmelidir.
Kalp krizi, kalp kasına yeterli oksijenin ulaşamaması sonucu ortaya çıkan hayati bir durumdur. Çoğunlukla damar sertliği nedeniyle oluşan pıhtılar, kalbi besleyen damarları tıkayarak kan akışını engeller. Bu durum, oksijen eksikliği nedeniyle kalp hücrelerinin ölmesine ve kalpte kalıcı hasara yol açabilir. Uzmanlar, kalp krizinin zamanında tedavi edilmemesi halinde ölümle sonuçlanabileceğine dikkat çekerek, yüksek tansiyon, kolesterol, sigara kullanımı, diyabet, aşırı kilo ve hareketsiz yaşamın en büyük risk faktörleri arasında yer aldığını vurguluyor. Aynı zamanda sağlıksız beslenme, stres ve genetik yatkınlık gibi unsurlar da damar tıkanıklığını tetikleyerek kalp krizine zemin hazırlayabiliyor.
Eskiden daha çok ileri yaş grubunda karşılaşılan kalp krizi, günümüzde 30’lu yaşlara kadar düşmüş durumda. Modern yaşamın getirdiği düzensiz beslenme, fiziksel aktivitenin azalması, sigara ve alkol tüketimi, fazla kilo ve stres, genç bireylerde kalp krizi görülme oranını artıran temel sebepler arasında bulunuyor. Ayrıca, diyabet ve hipertansiyon gibi rahatsızlıkların gençlerde daha yaygın hale gelmesi de bu artışta etkili oluyor. Uzmanlar, özellikle risk grubundaki kişilerin düzenli sağlık kontrolleri yaptırmasının hayati önem taşıdığını belirtiyor.
Kalp krizinde erken tanı, hastanın hayatını kurtarabileceği gibi kalp dokusunun korunmasını da sağlayabilir. Bu nedenle uzun süren göğüs ağrısı, nefes darlığı, çene, boyun, sırt veya kola yayılan ağrı, mide bulantısı, baş dönmesi ve soğuk terleme gibi belirtiler hissedildiğinde zaman kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.
Kalp krizinde ilk iki saat içinde yapılan müdahaleler, hastanın hayatta kalma şansını önemli ölçüde artırmaktadır. Erken müdahale sayesinde damar tıkanıklığı açılarak kalp kasına giden kan akışı yeniden sağlanabilir. Bu süreçte uygulanan tedaviler, kalp kası hasarını en aza indirerek ölüm riskini azaltırken, hastanın ilerleyen yıllarda daha sağlıklı bir yaşam sürmesine yardımcı olabilir.
Uzmanlar, sağlıklı ve dengeli beslenmenin, düzenli egzersiz yapmanın ve sigara gibi zararlı alışkanlıklardan uzak durmanın kalp krizi riskini önemli ölçüde azalttığını vurguluyor.