Ramazan ayında beslenme alışkanlığı, öğün saatleri, tüketilen besin miktarı ve varsa alınan ilaçların saatleri değişiyor. Bu nedenle oruç tutan kişilerin kilo alımının yanı sıra kan şekerinde ani iniş çıkışlar, sinirlilik, baş dönmesi, yorgunluk, konsantrasyon kaybı, hazımsızlık ve kalp rahatsızlıkları gibi sağlık sorunları yaşamamaları için dikkat etmeleri gerekiyor.
İşte Ramazan ayını sağlıklı geçirmek için öneriler ve Ramazan’da en sık yapılan hatalar…
İftarda tüketilen besinlerin normal bir akşam yemeğinden daha fazla olmaması gerekir. Uzun süre boş kalan mideyi bir anda ve aşırı şekilde doldurmak reflü, hazımsızlık gibi mide rahatsızlıklarına neden olabilir. Orucu hurma ya da kahvaltılık gibi hafif gıdalarda açmak, ardından çorba içmek, sonrasında da ana yemek ve yanında salata veya yoğurt tüketmek gerekir.
Ramazan pidesi ve çorba çok sıcak tüketilmemelidir. Çok sıcak tüketilen besinler yemek borusu ve ağız içinde tahriş oluşturabilir ve ağız yaralarını tetikleyebilir. Bu nedenle soğutularak tüketilmelidir.
Oruç tutarken vücut uzun süre susuz kalıyor. Suyun vücutta yüzde 1 azalmasıyla susama hissi başlar ve susuzlukta vücutta su ve mineral kaybı olur. Vücut dengesi için kaybedilen mineral ve suyun geri alınması önemlidir. Sahur ve iftarda kişinin her bir kilosu için 30 ml su içmesi gerekir. İftardan sonra içilen çay, kahve gibi içecekler suyun yerini tutmaz, aksine vücuttan su atılımına neden olurlar. Bu nedenle çay ve kahvede aşırıya kaçılmamalıdır.
İftarda ve sahurda hızlı yemek sağlığı olumsuz etkiler. İftarda uzun süren açlık nedeniyle, sahurda da uyku bölündüğünden dolayı bir an önce yeme isteği oluyor. Ancak hızlı yemek, reflüyü tetikler, midede şişkinlik ve hazımsızlık hissine yol açar.
İftar sonrasında hazımsızlık ve reflü sorunu yaşamamak için iftarı ikiye bölmek gerekir. Orucu su ile açtıktan sonra kuru kayısı veya hurma ile devam edilebilir. Yemeğe çorba ile başlandıktan sonra 15-20 dakika ara verilip ardından ana yemeğe geçilebilir. Ana yemekte yağlı ve ağır yemekler yerine ızgara, haşlama veya fırınlanmış yemekler tüketilmelidir. Aksi halde yüksek kan şekeri, yüksek tansiyon ile kalp hastalıkları riski ortaya çıkabilir.
Sahura kalkmamak, gün içinde yorgun ve halsiz hissetmeye, kan şekerinde düşüşe ve konsantrasyon sorunlarına neden olabilir. Daha uzun süre tokluk hissi için sahurda yumurta, peynir, süt gibi protein içeriği yüksek besinler tercih edilmelidir. Daha enerjik hissetmek ve kabızlığı önlemek için de posalı gıdalar, tam tahıllı ekmek, yulaf gibi kompleks karbonhidratlı besinleri tüketilmelidir. Sebze ve meyve tüketmek de ihmal edilmemelidir.
İftarın hemen ardından tatlı tüketmek hazımsızlık, mide yanması ve reflüye neden olur. Şerbetli tatlılar yerine güllaç, muhallebi gibi sütlü tatlıları, şeker ilavesi olmadan hazırlanmış komposto veya meyve tatlıları tercih edilebilir. Tatlı, iftardan 1-2 saat sonra tüketilmelidir.
Fazla tuz tüketimi, vücutta suyu tutarak, ödem oluşmasına ve yüksek tansiyona neden olabiliyor. Fazla baharatlı ve tuzlu yiyecekler de susuzluk hissini arttırır.
İftarda fast-food, kızartma, aşırı karbonhidrat içeren besinler tüketmek reflüyü tetikler, mide yanmasına, hazımsızlığa ve kilo almaya neden olur. Dolayısıyla protein içerikli ve sebze ağırlıklı yiyecekleri tüketilmelidir. Gazlı içecekler, içerdikleri şekerden dolayı kan şekerini olumsuz etkiler. Sahurda süt, iftarda ayran tercih edilebilir.
Sahur ve iftardan hemen sonra yatmak reflüye yol açabilir. İftardan sonra yatmak için 2-3 saat beklemek gerekir. Sahurda, hafif besinler tüketilmeli, evde bir süre dolaşılmalıdır. Yatağın baş kısmını yükseltmek de mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçışına engel olarak reflüyü önler.