Batı Nil Virüsü (West Nil Fever), ismini ilk görüldüğü yer olan Uganda’nın Batı Nil bölgesinden alıyor. Virüsü taşıyan sivrisineklerin ısırmasıyla insana bulaşan viral bir enfeksiyondur. Enfekte olan kişilerin yaklaşık 5’te 1’inde ateş, baş ve eklem ağrıları, kusma, ishal ya da döküntü görülüyor. Kuluçka süresi 2-14 gün arasında değişen virüse karşı henüz bir ilaç ya da aşı bulunmuyor.
Batı Nil Ateşi olarak da bilinen Batı Nil Virüsü, sivrisinek ısırmasıyla insanlara bulaşan RNA virüsüdür. Hayvandan insanlara geçen (zoonoz) bir enfeksiyondur. Hastalı, insandan insana bulaşmaz.
Vakaların yüzde 80’inde herhangi bir semptom görülmez. Belirti gösteren yüzde 20’lik dilimde ise vakaların yüzde 90’ında yüksek ateş görülür. Virüsün belirtileri şunlardır:
Batı Nil Virüsü, kan testi ve omurilik sıvısı analiziyle yapılır. Enfeksiyona karşı vücudun ürettiği antikorlar laboratuvar ortamında saptanarak, kesin tanı konulur.
Bu enfeksiyonun henüz bir aşısı ya da ilacı bulunmuyor. Vakalara, yaşam kalitesini yükseltecek ve belirtilerin etkisini azaltacak çeşitli tedavi yöntemleri uygulanıyor. Nörolojik hastalık nedeniyle ileri yaştaki kişilerde hayati kayıplar olabiliyor.
Batı Nil Virüsü, sivrisinek ısırması sonucu bulaşan viral bir enfeksiyondur.
Batı Nil Virüsü ilk kez 1937 yılında Uganda'nın Batı Nil bölgesindeki bir kadında görüldü.
Hayır, bu virüs insandan insana bulaşmaz.
Batı Nil Virüsü’nün yaygın şekilde görüldüğü bölgeler Afrika, Avrupa, Orta Doğu, Kuzey Amerika ve Batı Asya’dır.
Sağlık Bakanlığı, virüsün 2010 yılından beri Türkiye’de de görüldüğünü, 2024 yılı içinde ise toplam 6 vaka tespit edildiğini duyurmuştu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi verilerine göre, şehirde 21 vaka tespit edildi.
Genellikle yaz aylarında başlar ve sonbaharda da devam eder.