Alerjiler, çocukluk döneminde sıklıkla görülen rahatsızlıklardan biridir. Vücudun normalde zararsız içeriğe sahip maddelere karşı aşırı tepki vermesiyle ortaya çıkan alerjiler; genel olarak polen, ev tozu, besinler, ilaçlar, böcek sokmaları, küf sporları, hayvan tüyleri gibi faktörlerden kaynaklanıyor. Her yaş grubunda görülebilen alerjilerin belirtileri; kaşıntı, burun tıkanıklığı, sık hapşırma, kronik öksürük, nefes darlığı, hırıltı, vücutta döküntü veya şişlik şeklinde sayılabilir. Çocuklar üzerinde de etkili olan alerjilerle ilgili anne ve babalar pek çok konuyu merak ediyor. İşte ailelerin merak ettiği 6 soruda çocuk alerjileri…
Çocuklarda alerji farklı semptomlarla dışa vurur. Belirtiler yaşa göre değişebiliyor. Alerji ilk doğumda kendini; yanaklarda kızarma, kuruluk, isilik veya döküntü şeklinde hissettirebilir. İleri derecedeki alerji yanaklardaki egzama gibi bütün vücuda dağılabilir. Çocuğun kafasında pişik veya konak görülebilir. Alerji 3 yaşındaki çocukta uzun süreli soğuk algınlığı, burun tıkanıklığı, geniz akıntısı gibi bulgularla etkili olur. Bu durum tedavi edilmediğinde enfeksiyonlar göğse ‘inme’ denilen rahatsızlığa yol açabilir. Alerjik astım bronşit atakları baş gösterebilir. Okul enfeksiyonları pek çok kez normal kabul edilir. Bu yüzden bir sağlık merkezine başvurmada geç kalınıyor. Bir türlü geçmeyen okul enfeksiyonları erken evrede tedavi edildiğinde alerjinin astım ataklarına dönmesi önlenebilir. Bunun için 10 günü geçen ve tam olarak iyileşmeyen vakalarda bir çocuk alerji uzmanına başvurulması yararlı olacaktır.
Alerji kolay kolay sonlanmaz; ancak şekil değiştirir. Alerji genellikle doğumdan sonra egzama ve gıda alerjisi olarak fark edilir. Bu rahatsızlık ilkokul döneminde ağırlıklı olarak ev tozu alerjisiyle görülür. Ergenlik yıllarında ise polen alerjisine çevrilir. Kısacası alerji hayat boyu çoğu kez kartopu gibi büyüyerek süren bir rahatsızlıktır.. Süt ve yumurta alerjileri yüzde 50 oranında çocukta devam eder. Bu nedenle sözü edilen bilgiyi genellemek doğru bir yaklaşım olmaz. Çocuklarda gıda alerjisinin ortaya çıkış şekli başlangıçta ağırlıklı egzama şeklinde iken ilerleyen yıllarda reflü, solunum yolu hastalıkları, sinüzit ve astım halinde şekil değiştirir. Bu nedenle alerjik vücut yapısının ömür boyu devam eden bir süreç olduğunu bilerek, erken safhada tedavi edilmesi önemlidir.
Gıda alerjilerinin yüzde doksanı hayvansal kaynaklıdır. Bunlar; inek sütü ve süt ürünleri, yumurta, buğday veya tahıllar, kuru yemişler ile balık olarak ifade edilebilir.
Öncelikle ev tozu alerjisi olmak üzere; çayır-çimen otu poleni alerjisine dair alerjik astım bronşit ve alerjik rinit, gıda alerjisine yönelik alerjik egzama ve reflü sayılabilir. Bunların yanı sıra tekrarlayan sinüzitler, alerjik geniz eti büyümesi, geçmeyen burun tıkanıklıkları ve balgamlı öksürüklerden de söz edilebilir. Bu rahatsızlıkların tamamı alerjinin dışında farklı etkenlere ilişkili de gelişebilir.
Alerjik astımda daralan bronşlardan akciğerlere giren hava dışarı atılmayınca bu organ aşağıdan yukarı genişler. Bu durum midedeki sıvı, asit ve besinlerin mideden yemek borusuna geri kaçması diye tanımlanan ‘reflü’ ye zemin hazırlar. Astımlı çocukların önemli bir kısmında reflü mevcuttur. Astım reflüyü tetikler. Reflü de midedeki sıvılar akciğerlere kaçtığı için astımı daha ağırlaştırabilir.
Tek başına alerji çocukta büyüme geriliği oluşturmaz. Ancak alerjik astım şeklinde ise bir tablo varsa çocuğun gece uykuları ve beslenmesi bozulabilir. Bundan dolayı büyüme geriliği yaşanabilir. Gece boyu burun tıkanıklığına neden olan alerjik nezlenin tedavisine dikkat etmek gerekiyor.