Obezite cerrahisi hastanın sindirim sisteminde bazı değişiklikler yaparak kilo vermesini sağlayan dolayısıyla da aşırı kilodan kaynaklanan sağlık sorunlarını kontrol altına almamızı sağlayan bir dizi cerrahi operasyonu kapsar. Obezite tedavisi temel olarak kişinin sağlıklı bir kiloya ulaşmasını ve bu kiloyu korumasını hedefler. Tip 2 Diyabet başta olmak üzere kalp damar hastalıkları, prostat, hipertansiyon, meme, prostat ve kalın bağırsak kanseri gibi tıbbi tabloların oluşmasında aşırı kilo son derece tehlikeli bir risk faktörüdür. Bunun yanı sıra safra kesesi taşı, varis, reflü, kısırlık, uyku apnesi ve adet düzensizlikleri gibi çok sayıda hastalıkta obezite tetikleyici olabilmektedir. Özel Ortadoğu Hastanesi, Obezite Cerrahisi hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı.
Obezite cerrahisi, obezite sorunu yaşayan ancak diyet ve egzersiz gibi yöntemlerle kilo vermeyi başaramayan hastalar için uygulanan ameliyatları ifade eder. Vücut kitle indeksi 35 kg/m2’den daha yüksek olan ve obeziteye farklı sağlık sorunlarının da eşlik ettiği kişilerin tedavisinde obezite cerrahisinden faydalanılır. Obezite tedavisinde en etkili yöntem olarak obezite cerrahisi öne çıkar. Hastalar sağlıklı kilolarına ulaşırken obezite ile ilişkili diğer hastalıkların görülme sıklığı da belirgin şekilde azalır.
Kapalı ameliyat veya robotik ameliyat şeklinde gerçekleştirilen obezite cerrahisi operasyonlarında hastaların iyileşme süreci çok daha hızlı ve konforlu şekilde gerçekleşir. Obezite cerrahisi ameliyatı geçiren kişiler arasında yapılan araştırmalar, bu ameliyatı geçiren hastaların diğer gruba kıyasla obeziteyle ilişkili kansere yakalanma olasılığının çok daha düşük olduğunu gösteriyor. Bunun yanı sıra obezite ameliyatı olan kişilerin yaşam süresinde de belirgin bir artış gözleniyor. Spor ve beslenme programları ile yüzde dört ila yüzde on arasında bir kilo kaybı yaşansa da obezite cerrahisi olumlu yaşam tarzı değişiklikleriyle desteklendiğinde fazla kiloların yüzde elli ila seksen oranında azalabildiği bilinmektedir.
Obezite, vücutta meydana gelen aşırı yağ birikmesinin ardından ortaya çıkan önemli bir sağlık problemidir. Genellikle vücut kitle indeksi değeri 30 ve üzerinde olan kişiler obez veya obeziteli olarak tanımlanır. Obezitenin kimi zaman mental kimi zaman da fiziksel belirtileri olabilir. Obezite belirtilerini sıralamamız gerekirse:
Bu belirtilerden bazılarını yaşıyorsanız geç kalmadan bir sağlık profesyoneline başvurmalı ve kapsamlı bir muayeneden geçmelisiniz. Erken tanı ve sağlıklı yaşam tarzının benimsenmesi ile obezite sorunu kontrol altına alınabilir. Diğer tedbirlerin yeterli olmadığı vakalarda obezite cerrahisi ile tedavi sağlanabilmektedir.
Obezite cerrahisine karar verilirken hastanın beslenme davranışları, diyabet varlığı, yaşam tarzı ve diğer sağlık sorunlarının göz önünde bulundurulması gerekir. Obezite ameliyatları genellikle 18 ve 65 yaş arası grupta uygulanmaktadır. Bir hastaya obezite cerrahisi uygulanabilmesi için bazı kriterler gözetilir. Bunlar:
Obezite rahatsızlığının cerrahi tedavisi genellikle üç farklı ameliyat tekniğiyle uygulanır. Bunlar:
Bu operasyonlar midenin hacmini küçülten ve kişinin gıda alımını kısıtlayan operasyonlardır.
Mide hacminin yüzde seksen oranında küçültülmesini sağlayan bu operasyon, hastanın gıda tüketimini büyük oranda kısıtlar. Bunun yanı sıra midenin salgıladığı ve halk arasında açlık hormonu olarak da bilinen ghrelin hormonunun azaltılmasını sağlar. Bu sayede kişide tokluk hissi oluşturur. Tüp Mide ameliyatı dünya genelinde obezitenin cerrahi tedavisi için en yaygın kullanılan ameliyat yöntemidir.
Endoskopik mide balonu cerrahi bir prosedür değildir. Hasta hafif anestezi altındayken endoskopik yöntemlerle gerçekleştirilir. Hastanın, hastanede yatmasını ve gözetim altında tutulmasını gerektirmez. Mide içerisinde endoskopik yöntemle içi sıvı dolu bir balon yerleştirilir. Bu balon mide içerisinde altı ay ila on iki ay süresince kalabilmektedir. Bu sürenin sonunda balonun yine herhangi bir cerrahi girişim olmadan, endoskopik yöntemlerle çıkartılması gerekir.
Bu operasyonlar tüketilen gıdaların bağırsaktaki emilimini bozar. Bu sayede hastanın kilo kaybetmesini sağlar.
Bu ameliyat oldukça komplike bir operasyondur. Emilim kusuru yüksektir. Bu yüzden aşırı kilo kaybı, vitamin yetersizliği ve ishal benzeri komplikasyonlara yol açabilir. Bu tehlikelerden dolayı dünya genelinde en az tercih edilen obezite cerrahisi türüdür.
Miks tip ameliyatlar hem emilimi bozucu etki gösterir hem de kısıtlayıcı nitelikte operasyonlardır.
Bu operasyonlar mide hacmini yüzde doksan oranında küçültür. Bu da hastanın gıda alımını büyük oranda kısıtlar. Aynı zamanda ince bağırsak ile bağlantı kurar ve hafif düzeyde besin emilim kusuru yaratır. Tüp mide ameliyatlarının ardından dünyada obezite tedavisi için en sık tercih edilen ikinci operasyon konumundadır.
Obezite cerrahisi, robotik ameliyat yöntemiyle de gerçekleştirilebilir. Robotik cerrahi yöntemi, operasyonu gerçekleştirecek doktora önemli kolaylıklar sağlar. Tüp Mide, Gastrik Bypass ve Revizyonel Cerrahi işlemleri robotik teknoloji ile başarıyla uygulanabilmektedir. Üç boyutlu, ve yüksek çözünürlüklü görüntülerle doktora rehberlik eden robotik cerrahi sistemi aynı zamanda her yöne hassas hareket kabiliyeti olan robotik kollarla da hassas müdahale imkanı sunar. Doktor insan gözünden daha derinlikli bir görüş imkanı kazanır. El titremesi sorunu ortadan kalkar. Cerrah operasyon sırasında konsol başında oturduğu için yorgunluk yaşamaz. Üst düzey bir manevra kabiliyetiyle ameliyatı gerçekleştirir. Hastanın robotik cerrahi için uygun olmadığı durumlarda ise klasik laparoskopik veya açık cerrahi yöntemi ile obezite ameliyatları gerçekleştirilebilir.
Hasta için en doğru ameliyat yönteminin hangisi olduğuna karar verilirken hastanın kilosu, obeziteye eşlik eden farklı sağlık sorunları ve yeme alışkanlıkları gibi çok sayıda parametre göz önünde bulundurulur.
Revizyon cerrahisi öncesinde obezite ameliyatı geçiren fakat çeşitli nedenlerden dolayı yeni bir müdahaleye gereksinim duyan hastalara uygulanır. Bazı hastalar obezite cerrahisinden sonra yeterince kilo veremeyebilir. Veya zaman içerisinde verdikleri kiloları geri alabilirler. Ya da obezite cerrahisinden dolayı hastanın mide ve bağırsaklarında bazı komplikasyonlar meydana gelebilir. Bu gibi durumlarda uygulanan ameliyatın düzeltilmesi için revizyon cerrahisine başvurulur. Revizyon ameliyatları hastanın kişisel gereksinimlerine göre planlanır. Örnek vermek gerekirse geçmişte tüp mide ameliyatı olan hastalarda yeterince kilo kaybı sağlanamazsa RNY gastrik bypass veya mini gastrik bypass benzeri operasyonlara başvurulabilir. Reflü ya da mide genişlemesi gibi problemler yaşayan hastalarda da revizyon cerrahisi uygulanabilir. Bu gibi operasyonlar ilk ameliyatla kıyaslandığında çok daha kompleks prosedürler olabilmektedir. Bu yüzden revizyon cerrahisine karar verilmeden önce doktorun hastayı bazı detaylı tetkiklerden ve muayenelerden geçirmesi gerekir. Hastanın metabolik durumu ve genel sağlık durumu kapsamlı şekilde gözden geçirilir.
Obezite ameliyatı genellikle minimal invaziv tekniklerden faydalanılarak gerçekleştirilir. En yaygın yöntemlerin başında tüp mide ameliyatı gelir. Bu operasyonda mide hacmi yüzde 75 ila 80 oranında azaltılır. Mide tüpe benzeyen bir yapıya dönüştürülür. Bu sayede hasta çok daha az yemek yiyerek doyma noktasına ulaşır. Obezitenin cerrahi tedavisinde kullanılan bir diğer yöntem ise gastrik bypass operasyonlarıdır. Bu ameliyatta midenin küçük bir bölümü kullanılarak yeni bir mide poşu oluşturulur. Bu sayede hastanın bağırsaklarının bir bölümü devre dışı bırakılır. Bu da gıda tüketiminin sınırlandırılmasını sağlar. Aynı zamanda kalori emilimi de büyük oranda azalmış olur.
Ameliyat öncesinde operasyona alınacak hastaların çok kapsamlı bir sağlık taramasından geçirilmesi gerekir. Hastanın ameliyat için uygun olup olmadığı her açıdan değerlendirilir. Karar farklı branşlardan uzmanların görüşü alınarak multidisipliner bir yaklaşımla verilir. Uygulanan operasyon bir veya iki saat sürebilir. Ameliyat süresi kişinin genel sağlık durumuna göre şekillenmektedir. Hastaların belli durumlarda birkaç gün süreyle hastanede gözetim altından tutulmasına karar verilebilir.
Obezite ameliyatının ardından hastanın yaşam tarzında bazı sağlıklı değişiklikler yapması gerekir. Ameliyatın ardından ilk günler sıvı alımına özen gösterilmeli ve püre kıvamında gıdalarla beslenilmelidir. Doktor kontrolü ile birlikte katı beslenme planına aşamalı olarak geçilebilir. Ayrıca tüketebildiğiniz gıda miktarı azalacağı için doktor ve diyetisyen gözetiminde vitamin ve mineral takviyeleri de kullanabilirsiniz.
Zira obezite ameliyatı sindirim sistemi üzerine etki eder. Düzenli periyotlar halinde egzersiz yaparak kilo verme sürecinizi desteklemeli, kas kaybının önüne geçmelisiniz. Bu zorlu süreçte profesyonel psikolojik destek alarak direncinizi ve motivasyonunuzu koruyabilirsiniz.
Ameliyatın ardından hastanın beslenmesi yeniden planlanmalıdır. Zira sindirim sistemi artık değişmiştir. İlk birkaç haftalık dönemde, hastanın sıvı gıdalarla beslenmesi gerekir. Aşamalı olarak püre kıvamında yiyeceklere ve ardından katı gıdalara geçiş sağlanır. Küçük ve sık öğünlerle beslenmek bu süreçte fayda sağlar. Hastanın ameliyat sonrası dönemde şekerli ve ağır yiyeceklerden kendisini sakınması gerekir. Operasyonun ardından doktorun gerekli gördüğü mineral ve vitamin takviyeleri de muhakkak alınmalıdır.
Obezite cerrahisinin ardından iyileşmek ve sağlıklı şekilde kilo vermek için en önemli bileşenlerin başında fiziksel egzersizler gelir. İlk olarak doktorunuzun tavsiye ettiği hafif egzersizlerle başlamanız gerekir. Örneğin hafif düzeyde yoga hareketleri veya hafif tempo yürüyüşler başlangıç için idealdir. Zamanla egzersizlerin zorlayıcılık düzeyi arttırılabilir. Operasyonun ardından ilk üç ay düşük yoğunluklu ve kısa süreli egzersizler yapılmalıdır. Bu gibi fiziksel egzersizler kas kütlenizi korumanıza, kalp sağlığınızı iyileştirmenize ve metabolizmanızı hızlandırmanıza katkı sağlar.
Obezite kişinin vücudunda bulunan yağ dokusunun normal sınırların üzerinde olmasıdır. Günümüzde dünya genelinde insanların yüzde 30’u ya obez ya da fazla kilolu olarak nitelendirilmektedir. Çok sayıda önemli sağlık sorununa zemin oluşturduğu ve giderek yaygınlaştığı için 21. Yüzyılın en önemli hastalıklarının başında gelmektedir. Can kayıplarının yüzde beşlik bir bölümünün obezite kaynaklı olduğu düşünülüyor. Obezite hastalığının global ölçekteki ekonomik maliyetinin ise 2 trilyon düzeyinde olduğu tahmin ediliyor. Sağlık Bakanlığı Beslenme Araştırmasının sonuçlarına göre ülkemizde yaşayan her üç yetişkin bireyden ikisinin kilolu veya obez olduğu göze çarpıyor. Ülkemizde yaşayan yetişkin insanların yüzde üçlük bölümü ise Morbid Obezite sınırları içerisinde değerlendiriliyor. Yani bu kişilerin vücut kitle indeksleri 40’ın üzerinde.
Obezite ameliyatının ardından kaybedilen kiloların kalıcı olması için hastanın yaşam tarzında da bazı değişikliklere gitmesi gerekir. Eğer kişi sağlıklı ve dengeli bir beslenme alışkanlığı edinirse ve düzenli olarak egzersiz yaparsa kaybedilen kilolarla kalıcı şekilde vedalaşılmış olur. Uzun vadeli sonuçların alınabilmesi için hastanın doktor kontrollerini aksatmaması gerekir. Yaşanacak kilo kaybı kişiden kişiye farklılık gösterebilir.
Obezite cerrahisi operasyonları da her cerrahi işlemde olduğu gibi bazı riskler taşır. Ameliyat sırasında emboli, kanama, enfeksiyon veya anestezi ile ilişkili bazı komplikasyonlar yaşanabilir. Bunun yanı sıra mineral ve vitamin eksiklikleri gibi bazı uzun vadeli yan etkiler de ortaya çıkabilmektedir. Bu yüzden hastanın düzenli olarak doktor kontrollerine gitmesi ve doktorunun önerdiği takviyeleri alması büyük önem taşır.
Obezite ameliyatının iyileşme süresi kişinin kendi koşullarına ve tercih edilen ameliyat yöntemine göre farklılık gösterir. Kapalı cerrahi yöntemi ile gerçekleştirilen ameliyatlarda bir veya iki hafta içerisinde bir iyileşme sağlanır. Hastalar genel olarak dört ila altı hafta içerisinde normal yaşantılarına dönebilirler. Fakat robotik cerrahide iyileşme daha kolay ve hızlı olabilmektedir. Buna karşın açık cerrahi yöntemi ile gerçekleştirilen obezite ameliyatlarında iyileşme süresi daha uzun olabilir.
Yeni nesil zayıflama operasyonlarında genellikle daha az invaziv yöntemler kullanılır. Gelişmiş teknoloji ile birlikte gerçekleştirilen bu ameliyatlar arasında mini gastrik bypass, tüp mide, RNY gastrik bypass ve robotik cerrahi operasyonları sayılabilir.
Obezite cerrahisinin ardından gebe kalmak mümkündür. Fakat doktorlar obezite ameliyatından sonraki 12-18 ay süresince gebelikten kaçınmayı tavsiye eder. Vücudun kendini toparlayabilmesi, hormonların dengelenmesi ve hedeflenen kilo kaybının sağlanabilmesi için bu süreye ihtiyaç vardır.
Adres
Ziyapaşa Mah. 67055 Sokak No: 1 Seyhan / ADANA
Poliklinik Saatleri
Hafta İçi: 09:00 - 17:30
Güçlü hekim kadrosu ve üst düzey teknoloji ile donatılmış Özel Adana Ortadoğu Hastanesi’nde sağlığınıza kavuşup yaşam kalitenizi artırabilirsiniz. Sağlıklı yarınlar için Özel Adana Ortadoğu Hastanesi!
içeriği görüntüleNot: Hastalıklar ve tedavi yöntemleriyle ilgili içeriklerimiz yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Sağlığınızla ilgili tüm konularda doktorunuza veya bir sağlık kuruluşuna başvurunuz
