Omurga kaynaklı bazı hastalıklar bebeğin anne karnında gelişimiyle birlikte başlar. Bu hastalıklara konjenital omurga hastalıkları denilir. Bu hastalıklar içerisinde en sık görülenlerden biri de konjenital skolyozdur (doğuştan omurga eğriliği). Konjenital skolyoz ile ilgili bilmek istediğiniz her şey yazımızda…
Bebek anne karnında iken omurgasında meydana gelen şekil bozukluklarına doğuştan skolyoz adı verilir. Bu şekil bozuklukları embriyolojik oluşumun ilk 6 haftasında meydana gelir ve bebek büyüdükçe daha belirgin bir hal alır.
Anne karnındaki bebeklerin omurga ve organ gelişleri ilk üç ayda tamamlanır. Bu süre içerisinde omurgada anormal bir gelişim oluşması durumunda omurlar da asimetrik olur ve eğrilikler gelişir. Bozukluğun tipi ise anormal olan omurun, omurganın neresinde olduğuna bağlı olarak değişir.
Normal bir omurga arkadan düz, yandan ise kıvrımlı görülür. Sırt bölgesinde hafif bir kamburluk (kifoz), bel bölgesinde ise çukurluk (lordoz) vardır. Bebeğin omurgasındaki asimetrilik yana doğru olmasına skolyoz, öne doğru olmasına ise artmış kifoz denilir.
Konjenital skolyoz vakalarında genetik ve çevresel etkenlerin payı vardır. Omurların oluşumunda etkili olan genlerdeki bozukluklar skolyoza neden olabilir. Birinci derecede bir yakınında doğuştan skolyoz olan bir kişide bu hastalığın görülme riski %15 oranındadır. Bunun yanında yapılan araştırmalarda, karbon monoksite maruz kalmış hayvan embriyolarında omurga anomalilerine sıklıkla rastlandığı görülmüştür.
Omurganın yana doğru eğik olması, kamburluk veya içe doğru eğiklik, sırtta renk değişikliği, kıllanma ve gamzeler de doğuştan skolyoz belirtileridir. Doğuştan skolyozun diğer belirtileri ise;
Omurlar dikdörtgen olması gerekirken üçgen, birbirine kısmen veya yapışık olabilir. Doğuştan skolyozda omurga deformitesinin doğal seyri kestirilemeyebilir. Uzun yıllar değişmeyen eğrilik kısa sürede kötüleşebilir. Ayrıca bu eğriliğe soluk borusu, yemek borusu, böbrek, akciğer, kalp ve kol-bacak anomalileri de eşlik edebilmektedir.
Bu vakalarda omurganın esnekliği de azdır. Eğriliklerin korse veya alçı ile tedavisi ise mümkün değildir. Bu nedenle cerrahi tedavi gerekliliği diğer skolyoz türlerine oranla daha fazladır.
Diğer skolyoz türlerinde füzyon cerrahisi kullanılabilirken, konjenital skolyozda füzyon cerrahisi olumsuzluklar doğurabilmektedir. Çünkü füzyon tedavisi, omurganın büyümesini, göğüs kafesi ve akciğerin gelişimini de durdurur. Göğüs kafesinin gelişememesi ise akciğer-solunum problemlerin ortaya çıkmasına neden olacaktır.
Omurgadaki birkaç yapısal bozukluk konjenital skolyoza neden olabilmektedir.
Konjenital skolyozda iki tedavi yöntemi vardır. Bunlar;
Skolyozun gelişimi fiziksel muayeneler ve çekilen röntgenlerle kontrol altındadır. Eğrilik artmadıkça iskelet sistemi gelişip olgunlaşana kadar bu izlem devam eder. Bu süreçte esnek bir eğrilik varsa korse tedavisi yararlı olabilmektedir. Ardından Cerrahi Tedaviye geçilir.
Konjenitel skolyoz vakalarında ilerleme ihtimalinin fazla ve takip sürecinde de ilerleme saptanan durumlarda cerrahi tedavi seçeneği öne çıkar. İlk aşamada kısıtlı bir alana füzyon yapılarak eğrilik kontrol altına alınmaya çalışılmaktadır. Konjenital skolyoz vakalarında yapılacak kısıtlı füzyon operasyonları ise şöyledir:
Bazen eğriliğe neden olan omurun çıkarılması faydalı olabilmektedir. Bu operasyona hemivertebrektomi denilir. Ameliyattan sonra gövde 3-4 ay boyunca alçıda tutulur.
Küçük çocuklarda eğriliğin üst ve altına vidalarla birleştirilen çubuklar konularak eğrilik giderilmeye çalışılır. 6 ayda bir çocuğun büyümesine paralel bu çubuklar periyodik bir şekilde uzatılarak erişkinliğe kadar devam edilir. Bu ameliyatta manyetik çubukların kullanılmaya başlanması ile birlikte tekrarlayan ameliyatlara ise gerek kalmamıştır. Erişkin yaşta ise füzyon işlemi uygulanır.
Bazı konjenital skolyoz hastalarında ise kaburga anormallikleri ve yetersiz göğüs gelişimi vardır. Bu vakalarda göğüs kafesine çubuklar yerleştirilerek hem göğüs kafesi düzeltilir hem de füzyona gerek kalmadan eğrilik kontrol altına alınabilir. Bu hastalarda da 6 ayda bir periyodik uzatmalar yapılır.
Skolyoz vakalarından tedavisi en zor olanlar 70-80 derece üzerinde eğrilik bulunanlardır. Bu vakalarda omurga çıkarılıp veya çıkarılmadan düzeltilmeli veya omurlar titanyum vida ve çubuklarla tespit edilmelidir.
Çocukluktaki skolyoz, çocuğun fiziksel büyümesine paralel olarak ilerler. Skolyoz tedavisi kapsamında yapılacak füzyon işleminde ise omurga büyümesi durdurulur. Bu nedenle omurga kısa kalır.
Füzyon işlemi;
Bütün bu nedenlerle çocuklukta füzyon işleminin yapılması tavsiye edilmez. Çocuk ergenlik çağına yetiştikten, akciğer, omurilik kanalı, göğüs kafesi ve boy uzaması tamamlandıktan sonra füzyon işlemi yapılmalıdır.
Skolyoz Daha Çok Kimlerde Görülür?
En sık görülen İlliopatiz Skolyoz daha çok ergenlik çağına giren kız çocuklarında görülür. Kız çocuklarnda görülme oranı erkeklere oranla 8-10 kat daha fazladır. Özellikle adet görmeden önceki hızlı büyüme döneminde ortaya çıkar.
Konjenital Skolyoz Tedavi Edilmezse Hangi Sağlık Sorunları Yaşanır?
Bebeklerde Skolyoz Olur Mu?
Evet, olur. Konjenital skolyoz, anne karnında gelişen skolyozu ifade eder. Bebek doğduğunda skolyoz ile birlikte dünyaya gelir.
Skolyoz Kaç Yaşında Belli Olur?
Skolyoz belirtileri genelde yoğun büyümenin olduğu 6-8 yaş ve 10-12 yaş arasında görülür.
NOT: Hastalıklar ve tedavi yöntemleriyle ilgili içeriklerimiz yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Sağlığınızla ilgili tüm konularda doktorunuza veya bir sağlık kuruluşuna başvurunuz.
Özel Adana Ortadoğu Hastanesi’nde görev yapan alanında uzman, deneyimli Fizik Tedavi birim doktorlarını aşağıdan daha detaylı bir şekilde inceleyebilirsiniz.
Diğer Fizik Tedavi HastalıklarıÖzel Adana Ortadoğu Hastanesi Fizik Tedavi Birimi’nde hizmet verilen diğer hastalıklara aşağıdan ulaşabilirsiniz.