Bebekler için en değerli besin anne sütüdür. Bebeğin yaşamı boyunca etkisini gösteren anne sütü, hastalıklara karşı bebeğin bağışıklık sistemini güçlendirirken, anne ile bebek arasında da özel bir bağ kurulmasını sağlar. Anneler, emzirme ile fiziksel ve psikolojik açıdan kendilerini daha güçlü hisseder, annelik duygusunu doruklara kadar yaşatır.
Ancak bazı durumlarda emzirme sürecinde problemler yaşanabilir. Bu problemlerin pek çoğu küçük önlemlerle ortadan kaldırılabilir. İşte anne-bebek arasındaki emzirme bağını koparabilecek problemler…
Yeni doğmuş bebeklerin ağzında beyaz lezyonlar (kabarcıklar) oluşur. Bir tür mantar hastalığı olan ve pamukçuk denilen bu durum, bebekte ağrılara sebep olur. Canı ağrıyan bebek emmez istemez. Doktorun verdiği ağız içi damlalar 7-10 gün içerisinde etkisini göstererek pamukçuk problemini ortadan kaldırır.
Bazı durumlarda ne olursa olsun bebek emmek istemez. Bunun altında başka nedenler yatabilir. Burun tıkanıklığı ve sütün tadındaki değişiklik emmemeye neden olabilir. Burnu tıkanan bebekler sık sık emmeye arar verip nefes almak ister. Aspiratörler veya doktorun önereceği damla ile bu problem önlenebilir. Sütün tadındaki değişikliğe ise lahana ve baharat gibi kokulu yiyecekler neden olur. Bebeğin emmek istemediği sütü boşaltıp yeniden emzirmeyi düşünebilirsiniz.
Bazı bebekler yarık dudak ve damak sorunu ile doğar. Bu emme için bir problem oluşturmaz ancak emerken hava yutmalarına sebep olur. Bunun sonucunda da gaz problemi yaşanır. Bu problemin önüne geçilebilmesi için bebek dike yakın pozisyonda emzirilmelidir. Bebeğin yuttuğu havayı çıkarabilmesi için de sık sık mola verilmelidir. Bunun yanında özel olarak üretilmiş biberon ve aletlerden faydalanılmalıdır.
Doğumsal bir anomali olan Ankiloglossi (dil bağı) de beslenme ve konuşma sorunlarına neden olabilir. Bebekler ankiloglossi nedeniyle emmede ve yutmada zorlandığı için kilo kaybı yaşarlar. Lokal anestezi altında yapılacak küçük bir operasyonla dil bağı kesilerek bu problem ortadan kaldırılır.
Doğum sonrası en çok karşılaşılan sorunlardan biridir. Bebek emzirirken göğüs ucu enine çizgiler şeklinde çatladığı için acıya neden olur ve anne emzirmekten kaçınabilir. Bu sorunun temelinde yanlış emzirme sonucu oluşur. Bu problemle karşılaşmamak için bebeğin doğru pozisyonda tutulur, meme başı ve çevresindeki areola denilen koyu kısım tam olarak bebeğin ağzına girmesi sağlanır.
Göğüsler temiz bir şekilde tutulur, sık sık havalandırılırsa çatlaklar kısa sürede iyileşir. Ayrıca doktorun tavsiyesiyle krem ve losyon da kullanılabilir.
Süt kanallarında yaşanan tıkanıklıklar sonucu göğüste süt birikmeleri ortaya çıkar. Bu esnada bakteriler nedeniyle iltihaplanma oluşur. Tıkanan göğüs hassaslaşır ve zaman zaman ağrılar ortaya çıkar. Bunun nedeni sütün birikmesi ve bebeğin de emzirilmiyor olmasıdır.
Memede oluşacak ödem ve ağrı, günde 2 kez soğuk press uygulanması ve yapılacak masaj ortadan kaldırılır.
Tıkanıklığın giderilmesi için emzirme tekniği düzeltilmeli, sık sık emzirilmeli, pompa ile süt boşaltılmaları ve sıcağa yakın su ile duş alınmalıdır.
Hipergalaktia, bebeğin tüketeceğinden fazla süt üretimidir. Bu şekildeki süt yağdan az laktozdan zengindir. Bebek çok emmesine rağmen kilo alamaz. Ayrıca bebekte kolit, gaz ve sık dışkılama problemleri görülür.
Annenin elle ya da pompa ile bir miktar süt sağdıktan sonra emzirmeye başlanırsa bebek yağlı sütten faydalanır.
Hiperaktif let down ise nefes almaya engel olacak kadar fazla süt akması anlamına gelir. Anne fazla süt üretiyorsa emzirmeden önce süt pompa ile sağılmalı, akma hızı normalleştikten sonra bebek emzirilmelidir.
Süt kanallarında ve meme başında oluşan çatlaklar ile fazla süt birikimi sonrası memede enfeksiyon görülebilir. İlerleyen zaman içerisinde mikroplar anne kanına karışır ve ateşlenme, halsizlik ve titremeye neden olur.
Mastit oluşumunun önüne geçebilmek için sık sık süt boşaltılmalıdır. Bu esnada bebek emzirilebilir. Ateş düşmüyorsa bir doktora başvurmak gerekir. Ancak sıcak duş ile birlikte masaj yapmak ve sıvı tüketimini artırmak sorunları azaltır. Bunun yanında küçük bir operasyonla apse boşaltılır.
Meme başı çökük olduğu için bebek göğüs ucunu kavrayamaz. Bu nedenle ihtiyaç duyduğu kadar süt ememez. Bunun için meme ucu sağa-sola, aşağı-yukarı çekilerek meme ucu dışarı çıkarılmaya çalışılır. Pompa kullanılıp daha sonra da bebek emzirilerek bu sorun ortadan kaldırılabilir.
Normal doğumlarda oksitosin arttığı için süt akışı sağlanır. Ancak sezaryende bu mümkün değildir. Ayrıca sezaryen nedeniyle annede oluşan ağrılar da bebek-anne arasında oluşan bağı etkiler. Bebeğin anneye dokunması da süt salgısının oluşmasına yardımcı olur.
Bütün bunların yanında annenin sigara kullanması süt üretimini azaltır. Yoğun yapılan spor aktiviteleri de sütün tadında değişiklik yaparak bebeğin emmemenize neden olabilir.
Bebek emme yolu ile annenin memesine duyusal uyaran sağlar. Bu da anne beyninin hipofiz adı verilen bölgesinde oksitosin ve prolaktin hormonlarının aktif hale gelmesini sağlar. Bu sayede anne vücudunda süt üretimi ve salınımı gerçekleşir. Bebeğin emdiği kadar süt üretilir ve salınır.
Bebeğin memeye doğru yerleşememesinden dolayı ortaya çıkan bir başka problem ise memede süt göllenmesi olarak adlandırılır.
Bu durumun tedavisinde ılık duş altında masaj yapılarak süt tıkaçlarının uzaklaştırılması sağlanır. Bu sorunun kendini tekrar etmemesi için de yeniden etkin emzirme gerekir.
Bu sorun tedavi edilmediği takdirde, anne mastit adı verilen iltihaplı meme enfeksiyonu riski ile karşı karşıya kalır. Bu enfeksiyon yaşandığı zaman annenin ateşi çıkabilir. Bu vakalarda doğru tanı konulması gerekir. Kimi zaman antibiyotik tedavisi ile çözüm aranırken, bazen de abseleşme halinde cerrahi müdahale gerekir.
Unutmamak gerekir ki bebekler için en önemli besin kaynağı anne sütüdür. Bu yüzden emzirme döneminde yaşanabilecek muhtemel problemlerle bilinçli olarak mücadele edilmesi gerekir. Birinci kural anne sütünün hiçbir koşulda kesilmemesi gerekliliğidir. Bununla birlikte emziren anneler grip olduklarında kendi başlarına ilaç kullanmaktan kaçınmalıdırlar. Bu durumda uzman bir doktora danışmalı ve basit ilaç tedavileri ile duruma müdahale etmelidirler. Anne sütü bebeğe doğal bağışıklık kazandırır. Grip hastalığına karşı antikorlar içerir. Yani grip olduğunuzda da bebeğinizi emzirmeye devam etmelisiniz. Sanılanın aksine bu durum bebeğinizin kendini korumasına katkı sağlayacaktır.
Emzirme dönemindeki annelerin el yıkama konusunda her daim özen göstermesi gerekir. Annenin nefesi doğrudan bebeğe ulaşmamalı, ev de sık sık havalandırılmalıdır. Mikroplar damlacıklar yolu ile bebeğe bulaşabilirler. Anne, hem kıyafetinin hem de göğüs ucunun temiz olduğundan emin olmalıdır. Emziren anneler hasta olmasalar bile C vitamini bakımından zengin gıdalar tüketmeli ve hastalığa karşı önlem almalıdır. Bununla birlikte haftada en az iki defa Omega 3 yağ asitleri bakımından zengin gıdalar tüketmelidir.
NOT: Hastalıklar ve tedavi yöntemleriyle ilgili içeriklerimiz yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Sağlığınızla ilgili tüm konularda doktorunuza veya bir sağlık kuruluşuna başvurunuz.
Özel Adana Ortadoğu Hastanesi’nde görev yapan alanında uzman, deneyimli Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları birim doktorlarını aşağıdan daha detaylı bir şekilde inceleyebilirsiniz.
Özel Adana Ortadoğu Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Birimi’nde hizmet verilen diğer hastalıklara aşağıdan ulaşabilirsiniz.