Göz küresinin en önünde bulunan saydam tabaka ve etraftaki cisimleri görmemizi sağlayan korneanın öne doğru sivrileşmesi ve bununla birlikte incelmesi sonucu ortaya çıkan hastalığa Keratokonus ismi verilir. Görme düzeyi ve kalitesinde önemli düşüşlere neden olan bu hastalık, son derece hızlı biçimde ilerler. Erken teşhisin büyük önem taşıması bu yüzdendir. Tedavi edilmediği durumda kornea nakline kadar uzanan olumsuzluklara neden olur. Ancak günümüzde Cross-linking yöntemi ile bu hastalığın durdurulması mümkündür. Türkiye’de göz hastalıkları alanında önde gelen sağlık kuruluşlarından biri olan Özel Ortadoğu Hastanesi’nde Cross – Linking yöntemi ile Kerotokonus tedavisinde önemli başarılara imza atılmaktadır.
Temel olarak bu hastalığın ilerleyişini tümüyle durdurmak için ultraviyole A ışını ve rivoflavin kullanılarak yapılan cross-linking tedavisi sayesinde korneada bulunan kollajen yapılar arasındaki çapraz bağların sayısını arttırmak, korneanın eskisine kıyasla daha sağlam ve sıkı bir yapıya kavuşmasını sağlamak mümkündür. Keratokonusun bir versiyonu olan pellüsid marjinal dejenerasyonda ya da bir başka deyişle PMD’de de kullanılabilen bu tedavi metodu, bilhassa Excimer Lazer uygulamasının ardından oluşan ektazilerde etkili olmaktadır.
Kerotokonus ve Crosslink Uygulamaları Özel Ortadoğu Hastanesi’nde!
Sizin de kerotokonus rahatsızlığınız bulunuyorsa Özel Ortadoğu Hastanesi’ne başvurup Cross-linking tedavisi ile sağlığınıza kavuşabilirsiniz.
Genellikle keratokonus hastalığının ilerlemesini önlemek için kullanılan bu yöntem, keratokonusun bir başka türü olan pellüsid marjinal dejenerasyon (PMD) ve Excimer Lazer sonrası ortaya çıkan ektazilerde de tercih edilebilir. Ayrıca korneası ince olan ve Excimer Lazer yapılmak istenen hastalarda ektazi gelişimini önlemek amacıyla cross-linking ve Excimer Lazer birlikte uygulanabilir.
Keratokonusta, kornea normalden daha sivri hale gelerek incelir. Cross-linking tedavisinin en büyük faydası, korneanın sıkı ve dayanıklı hale gelmesini sağlayarak bu sivrilme sürecini durdurmaktır.
Cross-linking işlemi, ameliyathane ortamında ve iki aşamalı olarak yapılır. İlk olarak, göz anestezik damla ile uyuşturulur, ardından steril olarak hazırlanır. Gözün açık kalmasını sağlamak için blefarostat yerleştirilir. İlk aşamada korneanın merkez kısmındaki epitel tabakası, yaklaşık 8.5-9 mm çapında kazınır ve ardından korneanın kalınlığı ölçülür. Bu işlemi takiben, her iki dakikada bir 20 dakika süreyle riboflavin solüsyonu göze damlatılır. Tekrar yapılan kalınlık ölçümünde korneanın en ince noktasının 400 mikron üzerinde olması gerekir; bu durumda ikinci aşama olan UV-A ışın uygulamasına geçilir. UV-A ışın tedavisi genellikle 3 ila 30 dakika arasında sürmektedir; standart protokolde bu süre 30 dakikadır ve genellikle genç hastalarda uygulanır.Yetişkin hastalarda ise işlem süresini kısaltan 9-10 dakikalık hızlandırılmış yöntemler kullanılmaktadır. UV-A ışın uygulaması sırasında her iki dakikada bir riboflavin solüsyonu damlatılmaya devam edilir. İşlem tamamlandığında kornea yıkanır, tekrar kalınlık ölçülür ve göz bandaj kontakt lens ile kapatılır. Epitelin tamamen toparlanabilmesi için bu lens, genellikle 3-4 gün boyunca gözde tutulur.
Epitelin daha hızlı iyileşmesi ve hastanın rahatsızlıklarının azaltılması için işlem sonrası bandaj kontakt lens takılır.
İşlem sırasında kullanılan anestezik damlalar sayesinde işlem oldukça rahat geçer; hastalar genellikle işlem sırasında ağrı hissetmez. Ancak işlem sonrası epitel iyileşene kadar yanma, batma ve gözde sulanma gibi geçici rahatsızlıklar olabilir.
Başarılı bir uygulama elde edebilmek için tercih edilen cihaz ve solüsyonun kalitesi oldukça önemlidir. Örneğin, riboflavin solüsyonunun korneayı inceltmeyen bir tür olması tercih edilirken, cihazın homojen UV-A ışın dağıtımı yapması ve gerekli süre ile enerji ayarlarına sahip olması önemlidir.
Hastanın ön değerlendirmesi doğru yapılmış, kaliteli cihaz ve solüsyon kullanılmışsa ve hijyen kurallarına dikkat edilmişse cross-linking güvenli kabul edilir. Ancak her işlemde olduğu gibi bu yöntemin de potansiyel yan etkileri olabilir; işlem öncesinde bu riskler hastaya mutlaka bildirilmelidir.
İşlem etkisiz kalabileceği gibi korneada enfeksiyon, lekelenme, skar oluşumu ve ödem gibi komplikasyonlar da görülebilir. Bu nedenle hastalar, işlem öncesinde olası yan etkiler hakkında bilgilendirilmelidir.
Cross-linking’in amacı hastalığın ilerlemesini durdurmak ve korneayı güçlendirmektir; görüş kalitesini artırma amacı taşımaz. Ancak bazı hastalarda korneadaki değişikliklerden dolayı görme düzeyinde iyileşme görülebilir.
Korneasında leke veya çatlak olanlar ve ileri derece keratokonus nedeniyle korneası çok incelmiş hastalara bu işlem uygulanmaz.
İlk üç gün, epitel iyileşene kadar yanma, batma, gözde sulanma, kızarıklık ve ışığa hassasiyet görülebilir; bu nedenle hastalar bu süre boyunca dinlenmelidir.
Ameliyatın ardından hastaların hastanede kalmalarına gerek yoktur; aynı gün taburcu edilip evlerine dönebilirler. Epitel kapanana kadar göze takılan bandaj lens nedeniyle duş almamaları önerilir.
İşlemden sonraki dördüncü gün, ardından birinci ve üçüncü aylarda kontrol gereklidir. İşlemin ilk iki ayında hastalıkta kısa süreli bir kötüleşme yaşanabilir, ancak üçüncü aydan itibaren iyileşme başlar.
Genellikle iki göze aynı anda uygulama yapılması önerilmez; ancak özel durumlarda her iki gözde aynı seansta işlem yapılabilir. Yine de gözlerin teker teker tedavi edilmesi daha sağlıklı bir iyileşme süreci sağlar.
NOT: Hastalıklar ve tedavi yöntemleriyle ilgili içeriklerimiz yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Sağlığınızla ilgili tüm konularda doktorunuza veya bir sağlık kuruluşuna başvurunuz.
Özel Adana Ortadoğu Hastanesi’nde görev yapan alanında uzman, deneyimli Göz Hastalıkları birim doktorlarını aşağıdan daha detaylı bir şekilde inceleyebilirsiniz.
Diğer Göz HastalıklarıÖzel Adana Ortadoğu Hastanesi Göz Hastalıkları Birimi’nde hizmet verilen diğer hastalıklara aşağıdan ulaşabilirsiniz.