Sindirim sistemimiz ağızdan başlayarak anüse kadar uzanan, besinlerin vücudumuzda yapı taşlarına ayrıştırılarak kullanılmayan kısımlarının vücuttan atılması sürecinde görev alan bütün organlardan oluşur. Ağız, yutak, mide, karaciğer, yemek borusu, kalın ve ince bağırsaklar, safra kesesi ve anüs sindirim sistemimizi meydana getiren organlarımızdır. Bu hastalıklar, tür ve seviyelerine göre farklılık gösterse de genel olarak tedavi edilmedikleri taktirde hastalar üzerinde çok ciddi sağlık sorunlarına yol açabilirler. Özel Ortadoğu Hastanesi Dahiliye Birimi’nde tanı ve tedavisi gerçekleştirilen bu hastalıkları gelin daha yakından tanıyalım.
Toplum genelinde yaygın şekilde görülen pankreas hastalıkları: pankreas yetmezliği, pankreas kanseri ve pankreatitlerdir. Kimi zaman akut, kimi zaman kronik şekilde görülebilen pankreatit, iltihaplı bir rahatsızlıktır. Pankreatit rahatsızlığı, pankreastan atılması gereken enzimlerin pankreas içinde kalıp aktif olmalarıyla birlikte pankreas sindirilmeye başlar. Bunun neticesinde ise pankreatit rahatsızlığı meydana gelir. Hastalık kendisini genellikle bulantı ve karın ağrısı gibi belirtilerle gösterir. Pankreas kanseri erkeklerde kadınlara kıyasla daha yaygın şekilde görülür. Sigara kullanımı ve benzeri sağlıksız alışkanlıklar hastalığın tetiklenmesinde etkili olabilmektedir. Erken aşamada tanı alması zor olan bu rahatsızlığın erken teşhisi, tedavide önemli avantajlar sağlamaktadır.
Pankreas yetersizliği, kişinin sindirim sisteminde önemli sorunlar meydana gelmesine yol açar. Besinler mideden sonra bağırsaklarda emilirler. Pankreasın yeterli miktarda enzim üretemediği veya taşıyamadığı durumlarda pankreas yetersizliği ortaya çıkar.
Mide zarı, midenin iç kısmını tümüyle kaplar. Midenin, mide sıvılarından korunmasını sağlar. Buna karşın mide zarının iltihaplanması tüm midenin iltihaplanmasına neden olabilir. Bu da hastada bulantı, geğirme, karın ağrısı veya mide ekşimesi benzeri semptomların görülmesine yol açar. Mide ülseri ise mide zarının bir kısmının hasar almasının sonucunda gelişir. Mide asidi bu hasar alan bölge ile temas ederse bu durumun sonucunda mide ülseri meydana gelir. Çay ve kahve gibi içeceklerin çokça tüketilmesi, yoğun stres unsuru, acılı baharatlar ve huzursuz ruh hali mide ülseri vakalarını tetikleyebilmektedir. Mide ekşimesi olarak da isimlendirilen ülser hastalığında tüketilen besinler mideden yemek borusuna geri gelme davranışı gösterir. Bu da mide zarının tahriş olmasına yol açar.
Sindirim sistemini meydana getiren organlar arasında en önemlilerden biri olan karaciğerde meydana gelen en ufak bir hastalık sindirim sürecini tümüyle olumsuz etkilemektedir. Siroz, sarılık, kist veya tümörler en sık karşılaşılan karaciğer hastalıkları arasındadır. Tüm bu hastalıklar karaciğere büyük zarar verir ve işlevini yerine getirmesine engel olur. Bu yüzden düzenli olarak karaciğer taraması yapılmalı ve geç kalmadan erken teşhis ve tedavi uygulanmalıdır.
Karaciğer hastalıklarının gösterdiği belirtiler farklılık arz eder. Bu belirtilerin bir kısmı gerçekten sessiz ve sinsi biçimde ilerleyebilir ve karaciğer yetmezliği gibi önemli sağlık sorunlarına yol açabilir. Örnek vermek gerekirse siroz hastalığı yaşayan kişilerin önemli bir bölümünde herhangi bir şikayet veya yakınma gözlenmez. Ancak şikayetler başladığında ise süreç kötüleşmiş anlamına gelebilir.
Çoğu zaman karaciğer hastalıklarının yol açtığı belirtiler önemsenmez veya yanlış yorumlanır. Buna karşın bazı kan testlerinin sonuçlarından karaciğer hastalığına dair şüphe geliştirilebilir. Kilo kayıpları, konsantrasyon ve odaklanma sorunları, cinsel isteksizlik, adet düzensizliği, yorgunluk hissi ve iştahsızlık bu belirtiler arasında sıralanabilir. Karaciğer sağlığı için kişinin ideal ve sağlıklı kilo aralıklarında olması, alkol ve sigara benzeri alışkanlıklardan mümkün olduğunca sakınması gerekir.
Reflü hastalığı mide içerisinde bulunan maddelerin yeniden yemek borusuna kaçması ile karakterize olan bir çeşit sindirim sistemi rahatsızlığıdır. Reflü kısa sürdüğü ve yemek borusunda mühim bir hasar yaşatmadığı için hastalar çoğunlukla bu hastalığın farkına varmazlar. Ancak gün içerisinde sıklıkla tekrar etmeye, uyku aralarında da gerçekleşmeye başladığında durum ciddileşiyor demektir. Bu durum patolojik reflü olarak tanımlanır. Patolojik reflünün gelişiminde en temel faktör mide ve yemek borusunun birleştiği noktada yer alan kapakçık sisteminin gevşemesidir. Mide sıvısı yüksek oranda asiditeye sahip olduğu için yemek borusunda üşer veya erozyon benzeri zararlar meydana gelebilir. Göğüste yanma, ağıza asitli bir sıvı gelmesi, yutkunma zorluğu gibi problemlerle sıkça karşılaşılır. Kilo kontrolü, beslenme planı, ilaç tedavileri, bazı cerrahi girişimler ve yaşam tarzında yapılacak değişikliklerle reflü tedavisinde yol alınır.
Midenin mukozal dokusunda meydana gelen inflamasyonlar, kimi zaman mide iltihabı, kimi zaman da gastrit olarak isimlendirilir. Kronik gastrit ve akut gastrit olmak üzere ikiye ayırabileceğimiz bu hastalığın tedavisinde mide asitliğinin azaltılmasını hedefleyen antiasit ilaçlardan faydalanılır. Bakteriyel kaynaklı gastrit vakalarında antibiyotik tedavileri uygulanır.
Mide dokusunun farklı sebeplerden dolayı zarar görmesi ve hasarlı bölgede bazı yaraların oluşması durumuna Gastrik Ülser veya mide ülseri adı verilir. Aynı vaka on iki parmak bağırsağında da meydana gelebilir. Hastalığın bilinen en yaygın nedeni helicobacter pylori isimli bakterinin neden olduğu enfeksiyondur. Ancak bununla birlikte stres, alkol, sigara, kahve ve genetik yatkınlık gibi faktörler de bu hastalığa neden olabilmektedir. Ülser tedavisinde kimi zaman cerrahi girişimler kimi zaman ilaç tedavisi ve diyet planlamaları ile yol alınır.
Bağırsak hareketlerinin yavaşlaması durumuna kabızlık yani konstipasyon adı verilir. Bu problemi yaşayan bireyler karın bölgelerinde şişkinlik, rahatsızlık ve ağrı hissederler. Lifli besinleri yeterince tüketmemek, yeterli miktarda su içmemek, sebze ve meyve tüketimini vücudun ihtiyaçları oranında karşılamamak kabızlığa neden olmaktadır. İshal hastalığında ise bağırsaklarda meydana gelen enfeksiyonların sonucunda veya beslenme düzenindeki sorunlara bağlı olarak ya da sindirim sisteminden kaynaklı bazı hastalıkların belirtisi şeklinde meydana gelir. Bu hastalıkların tedavisinde enfeksiyonlar ortadan kaldırılır ve beslenme düzensizliği ile mücadele edilir.
Pankreas inflamasyonu ve bundan kaynaklı pankreasın çeşitli derecelerde zarar görmesi durumuna pankreas iltihabı ya da Pankreatit adı verilir. Kronik ve akut olmak üzere iki farklı çeşidi olan bu hastalık vücutta önemli sindirim salgılarının üretilmesine sekte vurur. Pankreasta meydana gelen bir sorun vücuda alınan besinlerin ayrıştırılmasına ve dolayısıyla vücudun temel gereksinimlerini karşılayamamasına neden olabilir. Bu nedenle erken teşhisin önemi göz önünde bulundurularak sık sık kontrole gidilmeli ve erken teşhis, erken tedavi şansı yakalanmalıdır.
Son derece yaygın şekilde karşımıza çıkan ve bazı akut problemleri de beraberinde getirebilen safra kesesi hastalıkları çeşitli nedenlerden ötürü ortaya çıkan taşların keseyi tıkamasıyla kendisini gösterir. Bu tıkanma bir yandan safra akımını engellerken bir yandan da kesede iltihaplanmalara neden olur. İltihaplanan safra kesesi hızla büyüyerek patlama eğilimine girer. Bununla birlikte safra kesesi taşları pankreatite de yol açabilmektedir. Bu yüzden ultrason teknolojisi ile incelenen safra kesesi taşları doktorun gerek gördüğü durumlarda cerrahi operasyonla kese ile birlikte alınmalıdır. Enfeksiyonlu vakalarda da antibiyotik tedavisi ile sonuç elde edilmektedir.
NOT: Hastalıklar ve tedavi yöntemleriyle ilgili içeriklerimiz yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Sağlığınızla ilgili tüm konularda doktorunuza veya bir sağlık kuruluşuna başvurunuz.
Özel Adana Ortadoğu Hastanesi Dahiliye Birimi’nde hizmet verilen diğer hastalıklara aşağıdan ulaşabilirsiniz.
Adres
Ziyapaşa Mah. 67055 Sokak No: 1 Seyhan / ADANA
Poliklinik Saatleri
Hafta İçi: 09:00 - 17:30
Güçlü hekim kadrosu ve üst düzey teknoloji ile donatılmış Özel Adana Ortadoğu Hastanesi’nde sağlığınıza kavuşup yaşam kalitenizi artırabilirsiniz. Sağlıklı yarınlar için Özel Adana Ortadoğu Hastanesi!
içeriği görüntüleNot: Hastalıklar ve tedavi yöntemleriyle ilgili içeriklerimiz yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Sağlığınızla ilgili tüm konularda doktorunuza veya bir sağlık kuruluşuna başvurunuz
