Şeker hastalığı (diyabet), kanda şeker (glukoz) seviyesinin normalin üzerinde çıkması durumudur. Şeker hastalığı olan hastalarda idrarda da şekere rastlanır. Dünya genelinde en sık görülen hastalıklardan biridir. Her 11 yetişkinden birinde diyabet hastalığı vardır ve her 6 saniyede 1 kişi diyabet hastalığı kaynaklı rahatsızlıklar sonucu yaşamını yitirmektedir.
“Şeker hastalığı” olarak bilinen Diabetes Mellitus (Yunanca, şekerli idrar), kandaki şeker seviyesinin normalin üzerine çıkması ve normalde şeker içermemesi gereken idrarda şekere rastlanmasına denir. Sağlıklı kişide açlık kan şekeri 70-100 mg/dl aralığında olur. Kandaki şeker seviyesinin bu aralığın üzerine çıkması, diyabete işaret eder. Hastalığın nedeni insülin hormonu üretiminin yetersiz olması veya vücut dokularının insüline karşı duyarsız hale gelmesidir. Farklı çeşitleri olan diyabetin en yaygın görüleni genelde 40 yaş üzeri kişilerde ortaya çıkan Tip-2 diyabettir.
Diyabet, ölümcül birçok hastalığın oluşumunda birinci sırada rol alan bir hastalık türüdür. Uluslararası Diyabet Federasyonu'nun verilere göre, her 11 yetişkinden 1’inde diyabet hastalığı bulunuyor ve her 6 saniyede 1 kişi diyabetten kaynaklı rahatsızlıklar nedeniyle hayatını kaybediyor.
Diyabet hastalığının en önemli belirtileri normalden fazla yemek yeme ve doymama hissi, ağızda kuruluk ve fazla su içme isteği, sık sık idrara çıkma şeklinde sıralanabilir. Ayrıca halsizlik ve yorgunluk, istemsiz kilo kaybı, ayaklarda uyuşukluk ve karıncalanma, cilt kuruluğu ve kaşıntı, bulanık görme, yaraların geç iyileşmesi gibi belirtileri de vardır.
Çocuklarda görülen diyabetin yüzde 97’si Tip 1 diyabettir. Büyük oranda genetikseldir. Viral enfeksiyonlar, beslenme, stres ve toksin gibi nedenlerle ortaya çıkar.
Viral enfeksiyonlar bağışıklık sistemini bozup, beta hücrelerini etkiler. Tip 1 diyabet hastalığı özellikle Kabakulak ve kızamıkçık gibi salgınlarda ortaya çıkar.
Anne sütünü uzun süre kullanan çocuklarda diyabet riski inek sütünü erken kullanan çocuklara göre daha azdır. İnek sütü ne kadar erken tüketilmeye başlanırsa risk de o kadar artar. İnek sütünün erken tüketimi diyabeti tetikleyici bir faktördür.
Diyabet hastalarının büyük bir kısmında adacık hücrelerine karşı antikor bulunur. Bu da vücudun pankreasa savaş başlattığını gösterir. Yani vücut pankreas dokusunu düşman olarak görerek vücuttan atmaya çalışır.
Çocuklardaki şeker hastalığı belirtileri ise;
Diyabet hastalığına genetik ve çevresel faktörler neden olur. Tip-1 diyabete genelde genetik faktörler ile kan şekerinin düzenlenmesinde görevli olan insülin hormonunu üreten pankreasa zarar veren virüsler sebep olur. Daha yaygın olarak görülen tür olan Tip-2 diyabete ise genetik faktörlerin yanı sıra obezite, hareketsiz yaşam tarzı, stres, ilerleyen yaş neden olabilir.
Diyabet hastalığının Tip 1 Diyabet, Tip 2 Diyabet, Latent Autoimmune Diabetes İn Adults (LADA), Maturity Onset Diabetes (MODY) ve Gestasyonel Diyabet olmak üzere beş çeşidi bulunur. Ancak en sık rastlanan türleri Tip 1 ve Tip 2’dir.
Tip 1 Diyabet, insüline bağlı diyabettir. İnsülin hormununun eksikliğiyle ortaya çıkar. Genelde çocukluk döneminde ortaya çıkan Tip 1 Diyabet, vücutta insülin üreten pankreasın görevini yerine getirememesi sonucu görülür. Bu nedenle dışarıdan insülin alınması gerekir.
Tip 2 Diyabet durumunda pankreas yeteri kadar insülin salgılar ancak hücreler bu insülini kullanamaz. Yani hücreler salgılanan insüline karşı duyarsızlaşır. Hastalık ilerledikçe insülin salgılanması da yetersiz kalır. Tip 2 diyabetin belirtileri uzun yıllar görülmeyebilir.
Diyabet tanısında açlık kan şekeri ölçümü ve şeker yükleme testi olarak bilinen Oral Glukoz Tolerans Testi (OGTT) kullanılır. Sağlıklı kişide açlık kan şekeri 70-100 mg/dl aralığında olmalıdır. Açlık kan şekerinin 126 mg/dl'nin üzerinde çıkması, diyabet tanısının konulmasına yeterli olur. Açlık kan şekerinin 100-126 mg/dl arasında olması halinde kişiye OGTT yapılarak tokluk kan şekerine bakılır. Yemekten 2 saat sonra kan şekerinin ölçülmesi sonucu kan şekeri seviyesinin 200 mg/dl'nin üzerinde çıkması diyabet hastalığının; 140-199 mg/dl aralığında olması ise “gizli şeker” denilen pre-diyabetin göstergesidir. Ayrıca son 3 aylık kan şekerini yansıtan HbA1C testinin %7'den yüksek olması da diyabete işaret eder.
Diyabet tedavi yöntemleri, türüne göre değişir. Tip-1 diyabette insülin tedavisi ve tıbbi beslenme uygulanır. Hastanın diyeti, hekimin önerdiği insülin dozu ve zamanına göre diyetisyen tarafından planlanır. Besinlerin karbonhidrat miktarına göre insülin dozunun ayarlandığı karbonhidrat sayımı uygulaması sayesinde hastanın hayatı kolaylaşır.
Tip-2 diyabette ise beslenme düzeninin yanında insülin hormonunun salınımını artırmaya yönelik oral antidiyabetik ilaçlar kullanılır.
Diyabet hastalığında önerilen tedavi ve beslenmeye uyulmadığı takdirde kan şekeri yüksek düzeylerde seyreder ve bu da nöropati (sinir harabiyeti), nefropati (böbreklerde hasar oluşumu) ve retinopati (göz retinasında hasar oluşumu) gibi pek çok sağlık sorununa neden olabilir.
Açlıkta kan şekeri 126 mg/dl’den düşük, normal rastgele ölçümde 200 mg/dl’den düşük olmalıdır. Şeker yükleme testinin 2. saatinde ise değer 200 mg/dl veya üzerinde çıkarsa, HbA1c değeri de 6,5’ten fazla çıkarsa diyabet riski bulunur. Bu tür durumlarda bir an önce doktora başvurulmalıdır.
Şeker hastalığı sonucu ağız kuruluğu, çok su içme, sık idrara çıkma, iyileşmeyen yaralar, halsizlik, yorgunluk, kilo kaybı, bulanık görme, kaşıntı gibi şikâyetler ortaya çıkar.
Diyabet temelde üç belirti ile kendini gösterir. Bunlar; normalden fazla yemek yeme ve doymama hissi, ağızda kuruluk ve tatlılık hissi ve bununla birlikte aşırı su içme isteği, sık idrara çıkmadır. Bu tür belirtiler varsa diyabetten şüphelenilerek doktora başvurulmalıdır.
Evet, ölümle sonuçlanabilen bir hastalıktır. Toplumda hareketsizlik ve yanlış beslenme nedeniyle diyabet (şeker hastalığı) görülme sıklığı her geçen gün artıyor. Dünya genelinde her altı saniyede bir kişi diyabet kaynaklı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybetmektedir.
Diyabet hastaları doğru beslenerek kan şekerini istenen seviyede tutmalıdır. Şeker hastaları günde 6 öğün beslenmeli, beslenme araları 2-2,5 saat olmalı. Öğünlerdeki kaloride dengeli olmalıdır. Besin tercihi ise karbonhidratlar yerine kurubaklagiller, sebze ve tahıllı ekmek olmalıdır. Margarinden uzak durmalı, zeytinyağı veya az miktar tereyağı tercih edilmeli, yağsız kırmızı et ve beyaz et tüketilmeli. Şeker, hazır gıdalar, kızartılmış ve kavrulmuş besinlerden uzak durulmalı. Meyve tüketilirken kabuklarıyla birlikte tüketilmeli. Kan şekerini hızla yükselten pirinç, havuç ve patatesten uzak durulmalı. Yemekler haşlama, fırınlama ve ızgara yöntemi ile pişirilmeli, tatlandırıcıdan uzak durulmalı. Konserve, salamura ve ev yapımı tuzlu salçalar gibi tuzlu besinler tercih edilmemeli.
Hayır, şeker hastalığı bulaşıcı değildir. Tansiyon ve kolesterol yüksekliği gibi kronik bir hastalıktır.
Diyabet hastalığının yol açtığı belirtiler genellikle sık sık idrara çıkma isteği, normalin üzerinde yemek yeme ve buna karşın yine de doyumsuzluk hissi, ağız kuruluğu, ağızda tatlılık hissi ve aşırı miktarda su içme arzusu şeklinde ortaya çıkar. Diyabet hastalığının tipine göre yorgunluk, ciltte meydana gelen yaralanmaların normalden daha geç iyileşmesi, halsizlik ve vajinal akıntılar gibi başka semptomlarda meydana gelebilir.
Kişinin yaşantısında yeterli düzeyde fiziksel aktivitede bulunmaması, yağ ve şeker tüketimi obezitenin temel nedenleri arasındadır. Vücutta biriken aşırı yağların neticesinde vücudun insülin salınımı azalır. Hücrelerin insüline karşı direnç geliştirmesi ise kan şekerinin yükselmesine, dolayısıyla da tip 2 diyabet rahatsızlığına dair riskin armasına neden olur.
Şeker hastalığının ilaç kullanılmadan tedavi edilmesi sadece erkenden tanı alan vakalar için mümkündür. Bu gibi durumlarda kilo kontrolünün sağlanması komplikasyonların meydana gelme olasılığını azaltır. Fakat bu gibi vakalarda dahi hastalığın tümden iyileşebileceğini kimse garanti edemez.
Tıbbi öyküsünde diyabet hastalığı bulunan bir aileden gelenlerin kendilerinde de diyabet görülme olasılığı kesinlik taşımaz. Yine de ailesinde diyabet öyküsü bulunan kişilerin hastalık açısından riskli grupta yer aldığını belirtmemiz gerekir.
NOT: Hastalıklar ve tedavi yöntemleriyle ilgili içeriklerimiz yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Sağlığınızla ilgili tüm konularda doktorunuza veya bir sağlık kuruluşuna başvurunuz.
Özel Adana Ortadoğu Hastanesi Dahiliye Birimi’nde hizmet verilen diğer hastalıklara aşağıdan ulaşabilirsiniz.