Prostat Kanseri teşhisi koyulan uygun hastalar herhangi bir tedaviye tabi tutulmadan düzenli kontrollerle izlenebilir. Yani her hastanın ameliyat olması zorunlu değildir. Ameliyat için uygun olmayan hastalarda radyoterapi ve hormon tedavisi uygulanır. Prostat Kanseri Ameliyatı, prostat bezinin tümüyle çıkartıldığı bir operasyondur. Radikal Prostatektomi ismi verilen bu operasyonda kimi vakalar için prostatın çıkartılması dışında bölgesel lenf bezlerinin çıkarılması da gerekebilir. Prostat Kanserinin metastaz yapmadığı evrelerde, hastanın sağlık durumu ve yaşı uygunsa tercih edilen tedavi yöntemi ameliyattır. Prostata sınırlı olduğu tespit edilen tümörlerde hastanın beklenen yaşam süresi 10 yıl ve üzerinde ise uygulanabilen bir yöntemdir. Prostatın dışına uzanan ancak uzak bölgelere yayılmamış kanser vakalarının tedavisinde cerrahi müdahalenin etkili sonuçlar sağladığı saptanmıştır. Ancak bazı hastalarda ameliyatın ardından radyoterapi alması gerekebilir. Açık veya robot yardımlı metotlar ile gerçekleştirilebilen Radikal Prostatektomi ameliyatında en başarılı sonuçların elde edilebilmesi için hangi tekniğin kullanılacağı değil, operasyonu yöneten cerrahın tecrübesi ve uzmanlığı önemlidir.
Prostat Kanseri Ameliyatları Özel Ortadoğu Hastanesi’nde!
Özel Ortadoğu Hastanesi, alanında uzman cerrahları ve evrensel kalite standartlarında hizmet sunuyor. Siz de geç kalmadan Özel Ortadoğu Hastanesi’ne başvurarak özlediğiniz sağlığınıza kavuşabilirsiniz.
İyi huylu prostat büyümesi (BPH) tedavisinde, geçmişte prostat boyutuna bağlı olarak farklı cerrahi yaklaşımlar tercih edilmekteydi. Küçük prostat hacmine sahip bireylerde, sıklıkla endoskopik tekniklerden biri olan Transüretral Prostat Rezeksiyonu (TUR-P) tercih edilmektedir. Büyük prostatı olan hastalar için, açık cerrahi yöntemi olan Transvezikal Prostatektomi (TVP) tercih edilmektedir.
Günümüzde de bu teknikler hâlâ kullanılmakla birlikte, lazer teknolojisinin gelişimi ve sağlık alanında daha yaygın bir şekilde uygulanması sayesinde, hem küçük hem de büyük prostatı olan hastalar için lazerle prostat enüklasyonu gibi modern yöntemler ön plana çıkmıştır. Bu yöntemler, deneyimli cerrahlar tarafından uygun tekniklerle gerçekleştirildiğinde, hastaların güvenli ve etkili bir tedavi almasını sağlamaktadır. Lazerle tedavi edilen hastalarda genellikle yeniden ameliyat gereksinimi ortaya çıkmaz ve ameliyat sonrası idrar kaçırma ya da cinsel işlev bozukluğu gibi sorunlar yaşanmaz.
Prostat kanseri cerrahisi çeşitleri;
Açık prostat cerrahisi, uzun yıllardır uygulanan etkili bir yöntemdir; ancak, son zamanlarda daha iyi cerrahi sonuçlar ve daha az komplikasyon sunan robotik prostat cerrahisiyle yer değiştirmeye başlamıştır. 1990'ların sonlarına doğru laparoskopik teknikler prostat ameliyatlarında kullanılmaya başlanmış olsa da, bu yaklaşımın teknik zorlukları nedeniyle yaygınlaşmamıştır.
Prostat ameliyatlarında bu modern tekniğin etkili bir şekilde kullanılmasını, 2000'li yılların başlarında robotik cerrahinin ilerlemesi mümkün kılmıştır. Özellikle, hastaların konforunu artırması, ameliyat sonrası idrar kontrolünü sağlaması ve kanser tedavisindeki etkili sonuçlarıyla açık prostat ameliyatlarına göre tercih edilen bir seçenek haline gelmiştir.
Robotik prostat kanseri ameliyatı, karında beş küçük delik açılarak gerçekleştirilen bir işlemdir. Bu deliklerden biri kameraya, diğeri ise üç robotik kola giriş imkanı tanımaktadır. İnsan el hareketlerini taklit eden bu robotik kollar, dar ve zor alanlara erişim sağlamakta, görüntüleme ise büyütülmüş bir perspektifle yapılmaktadır. Bu sayede, açık cerrahide mümkün olamayacak kadar ince ve hassas müdahale imkanı doğmaktadır.
Deneyimli cerrahların yaptığı detaylı incelemeler sayesinde, ameliyat sırasında gözle görülemeyen yapılar korunarak, prostat kanseri sonrası hastaların en sık karşılaştığı idrar kaçırma sorunları minimize edilmektedir. Sinir ve damar yapılarının daha iyi korunması, cinsel işlev bozukluğuna neden olabilecek sertleşme problemlerinin de azalmasına katkıda bulunmuştur. Ancak, penis sertleşmesinin tamamen korunacağının garantisi yoktur. Ayrıca, robotik cerrahi yönteminin sağladığı avantajlar arasında, açık cerrahiden çok daha az kanama olması ve küçük kesilerle yapıldığı için ameliyat sonrası ağrının önemli ölçüde azalması ve iyileşme süresinin kısalması yer almaktadır. Ameliyatın ertesinde hastalar, gündelik yaşamlarına daha hızlı bir şekilde geri dönme imkânı bulmaktadırlar.
Prostat ameliyatları, hem benign prostat hiperplazisi (BPH) hem de prostat kanseri tedavisinde, açık ve kapalı tekniklerle gerçekleştirilebilmektedir.
Prostat büyümesi durumunda, prostatın boyutuna göre farklı cerrahi yöntemler tercih edilmektedir. Büyük prostatı olan hastalarda açık cerrahi yöntemi, yani Açık Prostatektomi ya da Transvezikal Prostatektomi (TVP) uygulanırken, küçük prostatı olanlar için endoskopik bir teknik olan Transüretral Prostat Rezeksiyonu (TUR-P) tercih edilmektedir. Günümüzde ise, lazerle prostat enüklasyonu gibi modern yöntemler (HoLEP-Omega, ThuLEP-Omega, ThuFLEP-Omega), tecrübeli cerrahlar tarafından gerçekleştirilerek yüksek başarı oranları ve tekrar ameliyat gereksinimini ortadan kaldırma özellikleri ile dikkat çekmektedir. Bu yöntemler, hastaların ameliyat sonrası konforunu artırırken, idrar kaçırma ve cinsel işlev bozukluğu gibi sorunları da minimize etmektedir.
Prostat kanseri olan bireylerde ise, geleneksel olarak Açık Radikal Prostatektomi uygulanırken, robotik cerrahinin gelişimi ile birlikte Robotik Radikal Prostatektomi ya da Robot Yardımlı Radikal Prostatektomi (RaLP, RaRP) yöntemleri öne çıkmıştır. Özellikle deneyimli cerrahlar tarafından yapılan bu robotik ameliyatlar, hem kanser kontrolünde etkinlik sağlamakta hem de ameliyat sonrası komplikasyon risklerini azaltmakta, hastaların konforunu artırmaktadır. Ayrıca, mesane boynu koruyucu teknikler kullanıldığında idrar kaçırma riskinin de önemli ölçüde düştüğü gözlemlenmiştir. Bu gelişmeler, açık cerrahinin yerini büyük ölçüde almasına neden olmuştur.
HoLEP, Holmium lazer kullanılarak prostatın enükleasyonunu ifade eden bir terimdir; bu, İngilizce "Holmium Laser Enucleation of Prostate" ifadesinin kısaltmasıdır.
Prostatın idrar akışını engelleyen iç bölümünün lazerle kapalı bir yöntemle tamamen çıkarılması, bu teknik sayesinde gerçekleştirilmektedir. HoLEP Omega Sign tekniğiyle gerçekleştirilen bu ameliyat sırasında, idrar tutmayı sağlayan kas yapıları korunur, bu sayede hastalar ameliyat sonrasında idrar kaçırma problemi yaşamaz. Ayrıca, prostatın tıkanıklığa neden olan kısmının tamamen çıkarılması, ileride yeniden prostat ameliyatı olma gereksinimini de ortadan kaldırır.
Cerrahi müdahaleler, kapalı prostat cerrahisi ile vücutta geniş kesiler açmadan veya yalnızca çok az kesik ile gerçekleştirilmektedir. Prostat kanseri tedavisinde, robotik cerrahinin devreye girmesiyle birlikte, laparoskopik prostat kanseri ameliyatlarının kullanımı önemli ölçüde azalmıştır. Lazerle prostat enüklasyonu yöntemleri (HoLEP-Omega, ThuLEP-Omega, ThuFLEP-Omega), iyi huylu prostat büyümesi yaşayan hastalar için dikkat çeken bir çözüm sunmaktadır. Ayrıca, lazerle yapılan prostat ameliyatları, geleneksel TUR-P (Transüretral Prostat Rezeksiyonu) operasyonlarının avantajını kaybetmesine neden olmuştur. Tüm bu yöntemler, kapalı prostat ameliyatları kategorisine dahil edilmektedir.
Karın bölgesinde büyük bir kesinin açılmasıyla gerçekleştirilen ameliyatlar, açık prostat cerrahisi olarak adlandırılmaktadır. Geçmişten beri uygulanan bu yöntemler, teknolojideki ilerlemelerle birlikte günümüzde daha az tercih edilmektedir. Örneğin, prostat kanseri tedavisinde yapılan açık cerrahi ve büyük prostatı olan hastalara uygulanan açık prostatektomi gibi işlemler, bu azalan kullanımın örneklerindendir.
İdrar torbasının üretra ile birleştiği noktada bulunan mesane boynu, idrar tutmayı sağlayan önemli bir bölgedir. Prostat kanseri cerrahisi sırasında, mesane boynu prostat ile yakın bir konumda yer aldığı için bu alanın hasar görme riski bulunmaktadır.
Ameliyat sonrası mesane boynu hasarı yaşayan hastalarda, idrar kaçırma sorunları sıkça görülebilmektedir. Mesane boynunun idrar tutmadaki kritik rolü anlaşılınca, prostat ameliyatları esnasında bu bölgeye zarar vermeden müdahale etmenin önemi belirginleşmiştir. Ancak bu cerrahiler, prostat kanseri hastalarında gerçekleştirildiğinden, tümör kalıntılarının olmaması da en az idrar kaçırmanın önlenmesi kadar önemlidir. Bu nedenle, mesane boynunun korunması, uygun teknikler ve deneyimli cerrahlar tarafından güvenle uygulanmalıdır.
Cerrahi yöntemlerin seçimi sırasında, öncelikle hastanın genel sağlık durumu ve mevcut hastalığı dikkate alınmalıdır. Eğer hasta iyi huylu prostat büyümesi yaşıyorsa, idrar yolunu açmak amacıyla TUR prostat veya açık prostat cerrahisi seçenekleri değerlendirilebilir. Ancak günümüzde lazer prostat enüklasyonu teknikleri (HoLEP-Omega, ThuLEP-Omega, ThuFLEP-Omega) daha fazla tercih edilmektedir. Prostat kanseri olan bireylerde ise, radikal prostatektomi uygulanabilir; ancak Robotik Radikal Prostatektomi veya Robot Yardımlı Radikal Prostatektomi (RaLP, RaRP) yöntemleri, sundukları avantajlar dolayısıyla sıkça kullanılmaktadır.
Tüm cerrahi işlemlerde benzer anestezi ve ameliyat riskleri bulunsa da, prostat ameliyatlarında hayati riski artıran belirgin bir faktör yoktur.
Prostat ameliyatları, diğer cerrahi işlemlerden farklı olarak, ameliyat sonrası idrar kaçırma olasılığı taşımaktadır.Ancak, prostat kanseri hastalarında uygulanan Robotik Radikal Prostatektomi’de mesane boynu koruma tekniklerimiz ve iyi huylu prostat büyümesi için yapılan lazer prostat enüklasyonu işlemlerinde (HoLEP-Omega, ThuLEP-Omega, ThuFLEP-Omega) kullandığımız Omega Sign yöntemleri sayesinde, idrar kaçırma riskini minimize etmek mümkündür.
Prostat kanseri nedeniyle prostatın tamamen çıkarıldığı cerrahi müdahale sonrasında, genellikle yeniden ameliyat olma gerekliliği söz konusu değildir. Fakat, iyi huylu prostat büyümesi olan kişilerde durum değişiklik göstermektedir. Bu hastalarda prostatın yalnızca iç kısmı (Transizyonel Zon) alınırken, dış kısmı (Periferik Zon) bırakıldığı için prostat dokusunun yeniden büyüme riski bulunmaktadır. Bu tür durumlarda, prostatın iç kısmının kazınmasıyla gerçekleştirilen TUR prostat ameliyatı sonrasında, tekrar cerrahi müdahale gerekebilir. Diğer taraftan, prostatın tamamen çıkarıldığı lazerle yapılan enükleasyon yöntemleri (HoLEP-Omega, ThuLEP-Omega, ThuFLEP-Omega) sonrasında, aynı sebepten ötürü yeniden ameliyat olma ihtimali ortadan kalkar.
Prostat cerrahisi sırasında geçen zaman, işlemin amacına bağlı olarak farklılık gösterir; bu, ameliyatın iyi huylu prostat büyümesi ya da prostat kanseri için yapılıp yapılmadığı ile ilgilidir. Ayrıca, cerrahi yöntemi, hastanın fiziksel özellikleri ve kullanılan teknikler de bu süreyi etkileyen önemli unsurlardır.
Prostat cerrahisi maliyetleri, işlemin türüne, kullanılacak olan malzemelere, hastanenin özelliklerine ve hastanın hastanede kalış süresine bağlı olarak değişkenlik göstermektedir.
Prostat kanseri nedeniyle yapılan prostat çıkarma işlemi sonrasında, idrar yolunu oluşturan üretra ile mesane arasında bir bağlantı sağlanır. Diğer taraftan, iyi huylu prostat büyümesi yaşayan bireylerde prostatın yalnızca iç kısmı (Transizyonel Zon) alınırken, dış kısmı (Periferik Zon) muhafaza edilir.
Cerrahi sonrası, idrarda yanma, kanama ve ateş gibi enfeksiyon belirtilerinin yanı sıra, hastanın daha önceki şikayetlerinin yeniden ortaya çıkması durumunda, enfeksiyon açısından bir değerlendirme yapılması gereklidir.
Cerrahiden sonra hastaların taburculuk sırasında kendilerine verilen koruyucu antibiyotikleri düzenli olarak almaları oldukça önemlidir. Ayrıca, ameliyat sonrası günde ortalama 2-3 litre su içmeleri önerilmektedir. Hastalar, en az üç hafta boyunca sert yüzeylere oturmaktan kaçınmalı ve ameliyat bölgesine baskı yapabilecek bisiklet sürme, egzersiz yapma ya da ata binme gibi aktivitelerden uzak durmalıdır.
Ameliyattan sonraki bir ay boyunca cinsel ilişkiye girilmemelidir. Bunun yanı sıra, ameliyat sonrası kabızlık sorununu önlemek için dikkat edilmelidir. Bu süreçte, gaz yapan ve baharatlı yiyeceklerden ile alkollü ve kafeinli içeceklerden uzak durmak oldukça faydalıdır. Ameliyat sonrası için lifli ve yumuşak gıdaların tüketimi tavsiye edilmektedir.
Beslenme planına, ameliyat sonrası lif açısından zengin ve yumuşak gıdaların dahil edilmesi önerilmektedir. Patoloji sonuçları alındığında, bunlarla birlikte kontrole gidilmesi gereklidir.
İyi huylu prostat büyümesine yönelik lazerle yapılan enükleasyon işlemleri (HoLEP-Omega, ThuLEP-Omega, ThuFLEP-Omega) sonrasında, sık idrara çıkma sorununda belirgin bir azalma gözlemlenebilir. Hastaların yaşam standartlarını önemli ölçüde artırma kapasitesi, bu tedavi yöntemleriyle mümkündür.
NOT: Hastalıklar ve tedavi yöntemleriyle ilgili içeriklerimiz yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Sağlığınızla ilgili tüm konularda doktorunuza veya bir sağlık kuruluşuna başvurunuz.
Özel Adana Ortadoğu Hastanesi’nde görev yapan alanında uzman, deneyimli Üroloji birim doktorlarını aşağıdan daha detaylı bir şekilde inceleyebilirsiniz.
Diğer Ürolojik KanserlerÖzel Adana Ortadoğu Hastanesi Üroloji Birimi’nde hizmet verilen diğer hastalıklara aşağıdan ulaşabilirsiniz.