Böbrekler vücudun atık sistemi olarak çalışır. Vücuda alınan besinler, sindirim sisteminde birçok işlemden geçer. Besinlerin sindirim sürecinde kullanılmayan kısmının vücuttan dışarı atılması, hayati önem taşır. Sağlıklı bir vücut için böbreklerin işlevlerini eksiksiz şekilde yerine getirmeleri gerekir.
Böbreklerden biri ya da ikisinin görevini yerine getiremediği hallerde vücut dışına atılması gereken sıvı atıklar, vücut içerisinde toplanır. Bu toplanma sonucunda vücuttaki toksinler ile kandaki üre ve kreatin değerleri artar.
Böbrek hastalıklarında beslenme, hastalığının tedavi sürecinde hastanın yaşam kalitesinin yükselmesi ve yan etkilerin önlenmesinde önemlidir. Her hastaya özgü bir diyet ve beslenme programı hekim tarafından belirlenir.
Kronik böbrek rahatsızlığı, böbreklerin kalıcı biçimde hasar görmesi anlamına gelir. Vücudumuzda bir çeşit filtre görevi gören böbrekler, sağlıklı şekilde fonksiyonlarını sürdüremez. Böbrek hasarı, kanın yeterince filtrelenmesini engeller. Böyle bir durumda böbrekler vücutla ilgili başka fonksiyonları da yerine getiremez. Yavaş yavaş, kademeli şekilde oluşan böbrek hastalığı, erken evrede herhangi bir belirtiye yol açmadığı için çoğu zaman fark edilemez. Ancak erken evrede tespit edilen böbrek yetmezliği, tedaviye geç kalmadan başlandığında yavaşlatılabilir veya durdurulabilir. Böbrek yetmezliği ilerlediği takdirde atıklar kanda yüksek düzeylere ulaşabilir. Bu da yüksek tansiyon, beslenme bozuklukları, kansızlık, kemik zayıflığı ve sinir hasarı gibi sorunlar yaşanmasına yol açar.
Tuz kullanımını mümkün olduğunca sınırlandırması gerekir; çünkü böbrek hastalıklarında tuzun vücuttan dışarı gerektiği şekilde atılamaması sonucu tuzun olumsuz etkilerine daha fazla maruz kalınır.
Gün içinde öğün atlamadan ve hekim tarafından önerilen beslenme programını aksatmadan beslenmek gerekir. Böylece fonksiyon bozukluğunun ilerlemesi önlenebilir.
Böbrek hastalıklarında beslenme kadar sıvı tüketimi de büyük öneme sahiptir. Hasta, sıvı tüketiminin takibini yapmalı ve hekimin tavsiye ettiği ölçülerde sıvı almalıdır.
Tüketilen besinlerin pişirilme biçimlerine de dikkat etmek gerekir. Besinler haşlama, ızgara gibi sağlıklı pişirme yöntemleri kullanılarak hazırlanmalıdır. Kızartma gibi sağlıksız pişirme yöntemleri tercih edilmemelidir.
Salamura, salça, konserve ve paketli gıdalar hazırlanışlarından dolayı bol miktarda tuz içerir. Bu besinlerden böbrek hastalarının mümkün olduğunca uzak durması gerekir.
Sucuk, salam, sosis, pastırma gibi ısıl işlem görmüş gıdaların sıklıkla tüketilmesi, böbrek fonksiyonlarının olumsuz etkilenmesine yol açabilir.
Yapay tatlandırıcılar içeren et veya tavuk bulyon tabletleri yerine evde hazırlanan tavuk ve et suyunu kullanmak gerekir.
Ciğer, yürek, böbrek, dil gibi sakatat çeşitlerinden de yüksek kolesterol içermeleri nedeniyle uzak durmak gerekir.
Böbrek hastalıklarında kişiye uygun bir diyet programının uygulanması, böbrek hastalığının ilerlemesini yavaşlatır. Ancak hasta, doktorun önerdiği programa uymazsa, hastalığın ilerleme hızı artabilir.
Diyet, ileri seviyedeki hastalardaki şikâyetlerin de azalmasını sağlar. Diyet programıyla yüksek tansiyon, bulantı, kusma gibi durumlarda azalma olur. Ayrıca kandaki üre, ürik asit, potasyum değerlerinin normal seviyeye dönmesine yardımcı etkisi vardır.
Diyet sürecinde listede belirtilenden daha az miktarda besin tüketilmesi uygun değildir. Vücut, gerekli enerjiyi, karbonhidrat ve yağlardan sağlar. Gereken miktardan az besin alınması halinde vücut, enerji ihtiyacını karşılamak için kendi yapı taşlarını kullanmaya başlar.
Bozulan böbrek fonksiyonları potasyum atılımının azalmasına neden olur. Bu yüzden kanda ihtiyaç duyulan potasyum düzeyinin beslenme ile dengede tutulması gerekir. Potasyum bakımından zengin meyvelerden uzak durulması veya ölçülü şekilde tüketilmesi önerilir.
Böbrek hastaları, tahıllı ekmeklerden ve kepek ekmeğinden ziyade beyaz ekmek tercih etmelidir. Çünkü tam tahıllı ekmeklerde bol miktarda potasyum bulunur. Hazır alınan ekmeklerdeki tuz miktarının fazla olması böbrek hastalarını olumsuz etkileyebilir. Bu yüzden tuz eklemeden kendi ekmeğinizi hazırlamanızda ve ölçülü şekilde ekmek tüketmenizde fayda vardır.
Protein kaynakları hastalığın evrelerine göre sınırlandırılmalıdır. Böbrek hastalarının günlük protein ihtiyaçlarının alınması özellikle anabolik sürecin devamlılığı açısından büyük önem taşır. Kahvaltı öğününde hayvansal protein kaynağı olarak peynir ve yumurta tüketilebilir. Ancak zeytin, tuz faktöründen ötürü dikkatli tüketilmesi gereken bir besindir. Yine kahvaltı öğününde, içeriğinde tuz barındırmayan ekmek tercih edilmelidir.
Böbreklerimiz, vücudumuzun asit ve baz dengesinin sağlanmasında önemli rol oynar. Böbreklerin yeterli verimde çalışmaması, yiyeceklerden gelen asitlerin daha az elimine edilmesine yol açar. Bu yüzden vücuttaki asit oranını yükseltmek yerine alkali bir beslenme programı benimsenmeli. Yani vücudun üzerindeki asit yükünü azaltarak böbrek fonksiyonlarındaki azalma yavaşlatılabilir. Böbrek yetmezliği vakalarında hastaların protein alımını sınırlandırması önerilmektedir. Çünkü proteinler kanda biriktiği takdirde üreye dönüşme tehlikesi yaratır. Hasta ne kadar az protein alırsa hastalığın ilerleme hızı da bir o kadar yavaşlar. Bu hastalıkla mücadele edilirken tuz alımı da azaltılmalıdır. Bir gün içerisinde altı gramdan fazla tuz tüketmek tehlikelidir. Çoğu insan günlük tuz ihtiyacını farkına bile varmadan sağlar. Bu yüzden yemeklere ekstra tuz eklemekten kaçınılmalıdır. Yemekleri tatlandırmak için yeşillik ve baharatlardan faydalanılabilir. Bununla birlikte konserveler yerine sebze tüketmek, hazır yemeklerden uzak durmak, fosfor ve potasyum açısından zengin yiyeceklerden kaçınmak da faydalı olacaktır.
Böbrek yetmezliği yaşayan hastalar, bu hastalıkla mücadele ederken fosfor, sodyum ve potasyum açısından zengin besinlerden uzak durmalıdır. Yüksek miktarda fosfor ve kalsiyum seviyelerine ulaşmak; gözlerde, kalpte, akciğerlerde ve damarlarda kalsiyum birikmesine neden olur. Bu yüzden süt, çikolata, baklagiller, sakatat ve peynir gibi fosfor zengini besinler sınırlı şekilde tüketilmelidir. Tıpkı fosfor gibi potasyumdan da uzak durulması tavsiye edilir. Mango, muz, kivi, kuru meyveler, şeftali, erik, kayısı ve avokado gibi gıdalar potasyum zengini olarak adlandırılır. Salamura edilmiş tuzlu gıdalar, işlenmiş hazır yiyecekler de böbrek yetmezliği sorunu olan kişiler tarafından tercih edilmemelidir.
NOT: Hastalıklar ve tedavi yöntemleriyle ilgili içeriklerimiz yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Sağlığınızla ilgili tüm konularda doktorunuza veya bir sağlık kuruluşuna başvurunuz.
Özel Adana Ortadoğu Hastanesi’nde görev yapan alanında uzman, deneyimli Beslenme ve Diyet birim doktorlarını aşağıdan daha detaylı bir şekilde inceleyebilirsiniz.
Diğer Beslenme ve Diyet KonularıÖzel Adana Ortadoğu Hastanesi Beslenme ve Diyet Birimi’nde hizmet verilen diğer hastalıklara aşağıdan ulaşabilirsiniz.