Testislerden çıkan kirli kanı taşımakla görevli toplardamarların zamanla görevini yerine getiremeyip varisleşmesi durumuna varikosel adı verilir. Bu toplardamarlar içerisinde biriken kirli kan, damarların şişmesine ve buruşuk bir biçim almasına sebep olur. Yani bacaklarda meydana gelen varislerin testislerde oluşan benzerlerine varikosel denir.
Erkeklerde meydana gelen kısırlık vakalarının en yaygın sebeplerinin başında varikosel yer alır. Çocuk sahibi olamama şikâyetiyle sağlık kuruluşlarına başvuran erkek bireylerin yaklaşık yüzde 35’ik kısmında varikosel gözlenir. Varikosel rahatsızlığı sperm üretimini bozar, zamanla ilerler ve kısırlığa kadar uzanan sağlık sorunlarına neden olur. Genellikle sol tarafta rastlansa da hekimin iki taraflı olup olmadığını derinlemesine analiz etmesi gerekir.
Varikosel tedavisinde mümkün olan en az komplikasyonu gösteren ve mevcut yöntemler arasında en başarılısı olarak kabul edilen Mikrocerrahi Varikoselektomi metodudur. Bu cerrahi operasyon, özel eğitim ve tecrübe sahibi cerrahlar tarafından gerçekleştirilmesi gereken bir ameliyattır. Özel ihtisası ve yeterli tecrübesi bulunmayan ellerde komplikasyon ve başarısızlık riski yüksektir. Hastanın kasık bölgesinden bir buçuk-iki santimetrelik bir kesi açılarak testis damarlarına ulaşılan bu ameliyatta mikroskop altında hastalıklı toplar damarlar tespit ve iptal edilir. Bu işlem gerçekleştirilirken lenf damarlarına ve atar damarlara zarar verilmemesi esastır.
Toplardamarların tümü ile ortadan kaldırılmaması varikoselin zaman içerisinde yeniden nüksedeceği anlamına gelir. Mikrocerrahinin haricindeki yöntemlerde varikosel hastalığının düzelmeme ihtimali yüzde 40 seviyelerine kadar ulaşabilir. Başarılı bir şekilde uygulanan mikrocerrahi operasyonunda ise bu oran yüzde 1 veya 2 seviyelerindedir.
Varikosel, testislerin bulunduğu skrotumda yer alan toplardamarların genişleyip varisleşmesi olarak tanımlanabilir. Bu durum, bacaklarda görülen varislere benzerdir çünkü her ikisi de damar hastalığına bağlıdır.
Varikoselin nedenleri tam olarak belirlenmiş değildir. Ancak, damarların birbirleriyle yaptıkları açılar, genetik yatkınlık, sigara alışkanlığı ve diğer tanımlanmamış faktörlerin bu hastalığın ortaya çıkmasına katkıda bulunabileceği düşünülmektedir.
Varikosel, erkeklerde kısırlığa neden olabilir ve yaygınlığı tahmin edilenden daha fazladır. Yetişkin erkeklerin yaklaşık %15 ila %20'sinde varikosel görülebilir. Ancak, kısırlık sorunu yaşayan erkeklerde bu oran %40 civarındadır ve varikosel sıklıkla bu grup içinde tespit edilmektedir.
Skrotumdaki damarların genişlemesi her zaman ciddi sonuçlar doğurmaz. Ancak, özellikle ergenlik döneminde başlayan varikosel, ilerleyici bir hastalık olup erkek kısırlığı ile sonuçlanabilir.
Testislerdeki toplardamarların varisleşmesi, kirli kanın geri akışına (reflü) neden olarak testislerin ısınmasına yol açar. Bu durum, zararlı maddelerin testislerde birikmesine ve bu fizyolojik sorunlar sonucu testislerin işlevlerinin bozulmasına, dolayısıyla sperm kalitesinde ve sayısında düşüşe neden olur.
Araştırmalar, varikoselin sperm sayısını ve kalitesini azalttığını, ayrıca erkeklik hormonlarının üretimini de olumsuz etkilediğini göstermektedir. Erkeklik hormonlarındaki azalma, cinsel arzu kaybına ve ereksiyon güçlüklerine neden olabilir.
Sperm kalitesindeki düşüş genellikle fark edilemeyebilir ve bazı hastalarda varikosel belirtileri hiç görülmeyebilir. Ancak, özellikle ileri aşamalarda, kısırlık dışında yaşam kalitesini etkileyen diğer semptomlarla da karşılaşılabilir.
Varikoselin en yaygın belirtileri şunlardır:
Testislerde ve Kasıklarda Ağrı: Varikosel, testislerde ve kasık bölgesinde çeşitli yoğunluklarda ağrıya neden olabilir. Bu ağrı genellikle ayakta dururken veya fiziksel efor sırasında daha belirgin hale gelir, yaz aylarında kötüleşebilir ve zamanla şiddetlenebilir. Ağrı, kişinin yaşam kalitesini önemli ölçüde bozar ve bu durumla karşılaşan hastalara genellikle mikrocerrahi varikosel ameliyatı önerilmektedir.
Skrotumdaki Damarlarda Genişleme: Varikosel ilerledikçe, testis torbasındaki damarlar belirgin bir şekilde genişleyebilir ve çıplak gözle bile görülebilir hale gelebilir.
Testislerde Küçülme: Varikosel, tek testiste ya da her iki testiste de küçülmeye yol açabilir. Genellikle sol testiste daha sık görülür çünkü sol testis damarının böbrek toplardamarı ile bağlantısı daha dik bir açıya sahiptir, bu nedenle kirli kanın birikme olasılığı daha yüksektir.
Kısırlık: Varikosel, sperm kalitesini azaltabilir ve testislerde kirli kan birikmesi ile ısı artışı sonucu erkeklik hormonu üretimini düşürebilir. Fiziksel semptomlar göstermese de, çocuk sahibi olamayan erkeklerde kısırlık belirtisi olarak ortaya çıkabilir.
Varikosel belirtileri gösteren veya erkek kaynaklı kısırlık şüphesi taşıyan erkeklerin bir üroloji veya androloji uzmanına başvurması gerekmektedir.
Varikosel teşhisi için ilk adım, hastanın tıbbi geçmişinin detaylı bir şekilde değerlendirilmesi ve testislerin fiziksel muayenesidir. Spermiyogram, sperm sağlığına dair değerli bilgiler sunar.
Kesin bir teşhis için, testislerin damarlarını detaylı olarak inceleyen renkli doppler ultrasonografi uygulaması yapılması gerekmektedir.. Bu ultrasonografi yöntemi, damarların genişliklerini, testislere kirli kanın geri akıp akmadığını ve testislerde herhangi bir küçülme olup olmadığını gösterir. Ayrıca, testislerde veya çevre dokularda başka sorunların olup olmadığını belirlemek için testislerin iç yapısı incelenebilir. Varikosel tanısı konduğunda, erkeklik hormonlarının seviyelerini ölçmek amacıyla ek tetkikler de yapılabilir.
Varikosel teşhisi koyulan her bireyin tedavi edilmesi gerekmez. Mikrocerrahi varikosel ameliyatı kararı verirken, hastanın yaşı, yaşadığı ağrılar, erkeklik hormonlarının düşük olması nedeniyle yaşanan cinsel işlev bozuklukları (örneğin, erken boşalma veya ereksiyon sorunları), çocuk sahibi olma isteği ve diğer mevcut şikayetler dikkate alınır. Ayrıca, çiftlerin bireysel koşulları ve özel durumları da tedavi sürecinde önemli bir rol oynar.
Varikosel tedavisinde en sık tercih edilen ve üstün avantajları nedeniyle en etkili yöntem olarak kabul edilen, mikrocerrahi varikosel cerrahisidir. Bu işlem, bir mikroskop yardımıyla yapılır; böylece cerrah, ameliyat alanını çıplak gözle görebileceğinden çok daha ayrıntılı bir şekilde inceleyebilir.
Spinal anestezi altında yapılan bu ameliyat, kasık bölgesinde yaklaşık 3-4 cm’lik bir kesi ile gerçekleştirilir ve toplardamarlara ulaşılır. Mikrocerrahi teknik sayesinde, hem varisleşmiş hem de varisleşme potansiyeli taşıyan en ince damarlar bile net bir şekilde görüntülenebilir ve kapatılabilir. Ayrıca, testislere temiz kan sağlayan mikroarterler de bu teknikle korunur.
Bu cerrahi genellikle yaklaşık bir saat sürer ve hastalar çoğu zaman aynı gün içinde yürüyerek hastaneden ayrılabilirler.
Mikrocerrahi varikosel ameliyatının, geleneksel varikosel cerrahilerine göre belirgin avantajları bulunmaktadır ve bu konuda birçok bilimsel çalışma mevcuttur.
Bilimsel açıdan mikrocerrahi varikosel ameliyatının avantajlarını şu şekilde özetleyebilirim:
2015 yılında yapılan bir çalışmada, mikrocerrahi ile gerçekleştirilen varikosel ameliyatlarının, açık varikoselektomiye göre çok daha düşük komplikasyon oranlarına sahip olduğu, ameliyat sonrası iyileşme süresinin daha kısa olduğu ve sperm kalitesinde belirgin bir iyileşme sağladığı gösterilmiştir.
2020 yılında yapılan bir diğer araştırmada ise mikrocerrahi varikosel ameliyatı sonrası hastaların erkeklik hormonu seviyelerinde belirgin bir artış gözlemlenmiş ve bu artışın, cinsel işlev bozukluklarında önemli bir düzelme ve cinsel istekte belirgin bir artış ile ilişkilendirildiği bulunmuştur.
Ek olarak, mikrocerrahi yöntemle yapılan operasyonlar sırasında, en ince damarlar bile net bir şekilde görülebilir, böylece ileride varisleşme riski taşıyan damarlar tespit edilip kapatılabilir. Bu, hastalığın tekrar etme olasılığını %0,1'in altına düşürürken, geleneksel yöntemlerde bu oran %40 civarındadır.
Mikrocerrahi varikosel ameliyatı geçiren hastalar, genellikle bir gün süren bir gözetim sürecinden sonra hastaneden taburcu edilirler. İlk dönemde, hastaların testislerini korumaları, ani hareketlerden kaçınmaları ve ameliyat bölgesine baskı yapmamaları önemlidir.
Enfeksiyon riskini önlemek ve potansiyel ağrıları yönetmek için reçete edilen antibiyotikler ve ağrı kesiciler düzenli olarak kullanılmalıdır.
İşe dönüş süresi, hastanın işinin niteliğine bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Fiziksel hareket gerektirmeyen işler için hastalar genellikle birkaç gün içinde işbaşı yapabilirken, uzun süre ayakta kalmayı ve yoğun fiziksel efor gerektiren işler için bu süre 7 ila 10 gün sürebilir.
Ayrıca, ameliyat sonrası ilk 3 hafta boyunca ağır kaldırmaktan ve yoğun egzersizlerden kaçınılması gerekmektedir. Ameliyattan bir hafta sonra, kontrol amaçlı muayenelere gitmek oldukça önemlidir.
Varikosel ameliyatı, sperm parametrelerinde belirgin bir gelişme sağlayacaktır. Ameliyat sonrası dönemde, sperm kalitesini artırmak amacıyla önerilen vitamin ve mineral takviyelerinin hemen kullanılmaya başlanması gereklidir.
Mikrocerrahi Varikoselektomi Sonrası Sağlıklı Yaşam Tarzı Benimsenmelidir
Ameliyatın başarısı, hastaların iyileşme sürecinde sağlıklı yaşam alışkanlıklarına ne kadar bağlı kaldıklarıyla doğrudan ilişkilidir. Sperm parametrelerini iyileştirecek takviyeler kullanılırken, dengeli beslenme, sigara ve alkolü bırakma, aktif bir yaşam tarzı sürdürme ve fazla kiloların verilmesi önerilmektedir.
Sizin de varikosel hastalığınız bulunuyorsa Özel Ortadoğu Hastanesi uzman hekimleri ile hizmetinizde.
NOT: Hastalıklar ve tedavi yöntemleriyle ilgili içeriklerimiz yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Sağlığınızla ilgili tüm konularda doktorunuza veya bir sağlık kuruluşuna başvurunuz.
Özel Adana Ortadoğu Hastanesi’nde görev yapan alanında uzman, deneyimli Üroloji birim doktorlarını aşağıdan daha detaylı bir şekilde inceleyebilirsiniz.
Diğer Testis CerrahileriÖzel Adana Ortadoğu Hastanesi Üroloji Birimi’nde hizmet verilen diğer hastalıklara aşağıdan ulaşabilirsiniz.