Stres faktörlerinin başlamasından sonraki üç ay içinde ortaya çıkan, stres unsurlarına bir tepki olarak gelişen ve kişinin toplumsal ilişkilerinde, mesleki başarısında, eğitimle ilgili bilişsel süreçlerinde olumsuz etkiler yaratan duygusal ve davranışsal semptomlardır. Uyum bozukluğu yaşayan kişiler stres faktörleriyle karşılaştıklarında beklenenden daha fazla ve belirgin sıkıntılar yaşarlar. Özel Ortadoğu Hastanesi’nde tedavisi gerçekleştirilen uyum bozukluklarını gelin yakından tanıyalım.
Uyum bozukluklarının gelişiminde çeşitli etkenler rol oynar. Bu etkenler genellikle biyolojik, psikolojik ve sosyal-çevresel kategorilere ayrılır. Uyum bozukluklarının kökenlerini anlamak, bireylerin bu durumlarla başa çıkma yollarını bulmalarına ve uygun tedavi yöntemlerini belirlemelerine olanak tanır.
Uyum bozukluklarının oluşumunda biyolojik unsurlar, kritik bir rol üstlenir. Genetik yatkınlık, hormonal dengesizlikler veya sinir sistemiyle ilgili anormallikler, bireyin stresle başa çıkma yeteneğini zayıflatarak bu rahatsızlığın ortaya çıkmasına katkıda bulunabilir. Bu nedenle, bazı insanlar için uyum bozuklukları daha kolay bir şekilde gelişebilir.
Psikolojik unsurlar, uyum bozukluklarının oluşmasında en etkili faktörlerden biridir. Bireyin geçmişte yaşadığı travmalar, düşük özsaygı düzeyi veya stresle baş etme yeteneklerinin yetersizliği, uyum bozukluğu riskini artırabilir. Özellikle sürekli stres altında yaşayan bireylerde bu bozukluklar daha sık görülebilir.
İnsanların yaşam koşulları ve stres faktörlerine karşı verdikleri tepkiler, sosyal ve çevresel unsurlardan büyük ölçüde etkilenir. Bu etkenler, bireylerin ruhsal durumlarını şekillendirerek uyum sorunlarının ortaya çıkmasına zemin hazırlayabilir. Ailevi sorunlar, mali zorluklar, iş ya da okul baskıları ve sosyal destek eksikliği gibi etkenler, uyum bozukluklarının gelişimine zemin hazırlayabilir. Bu tür stres unsurları, bireyin ruhsal sağlığını olumsuz etkileyerek uyum bozukluklarının ortaya çıkmasına yol açabilir.
Uyum bozuklukları yedi alt başlık altında değerlendirilir. Bunları sıralamak gerekirse:
Uyum bozukluğu vakaları genellikle ekonomik zorluklara, hukuksal problemlere, sosyal, mesleki ve akademik problemlere yol açar.
Bir insanda uyum bozukluğu teşhisinin konulabilmesi için en az bir stres faktörü gerekir. Bu stres faktörü kimi zaman aile üyelerinden birinin yaşamını kaybetmesi, kimi zaman ekonomik sıkıntılar, kimi zaman aile içi şiddet olabilirken, kimi zaman da okul değiştirme, taşınma, gibi durumlardan kaynaklanabilir. Özellikle gençlerde akran zorbalığı, arkadaşlık ilişkilerindeki sorunlar ve fiziksel problemler önemli birer stres faktörü olabilirler.
Buna karşın her stres unsurunun, her insanda uyum bozukluklarına yol açmadığını bilmek gerekir. Uyum bozukluğunun ortaya çıkmasında genetik etkenlerin, kişilik özelliklerinin, kültürel değer yargılarının ve sosyal çevrenin de önemi vardır.
Kişinin yaşadığı stres seviyesi her zaman için uyum bozukluğunun ciddiyetiyle eşdeğer ölçüde değildir. Örneğin kişinin çalışma koşulları hayatındaki önemli bir stres etkeni olabilir. Kişi işini kaybettiğinde, bu stres etkeni ortadan kalkar ancak daha sıkıntılı bir yaşam ortaya çıkabilir. Yapılan çalışmalar ergen bireylerde stres unsurlarının yetişkinlere kıyasla çok daha kronik şekilde yaşandığını göstermektedir. Okul yaşantısına ilişkin problemler ergen bireylerde en çok rastlanan stres faktörleridir.
Psikoanalitik yaklaşımlar, kişinin yetiştirildiği çevrenin ailesinin ve sosyal yaşantısının strese yanıt verme şeklinde etkili olduğunu göstermektedir. Diğer psikolojik bozuklukların aksine uyum bozukluğu vakalarında açık ve özgül belirtiler bulunmaz. Bunun yanı sıra stres faktörünün ciddiyeti de çok belirgin değildir. Bir insana uyum bozukluğu teşhisi konulabilmesi için belirgin bir psikososyal stres unsurunun bulunması ve kişinin bu stres unsuruna karşı duygusal ve davranışsal belirtiler geliştirmiş olması gerekir. Yani bir stres etkeni normalde olması beklenenden çok daha fazla soruna yol açmalıdır. Kişinin mesleki yaşantısını sosyal ilişkilerini ve bilişsel becerilerini olumsuz etkilemelidir. Söz konusu stres unsurları tekrar eder nitelikte, kısa süreli, sürekli ya da tekil ve çoğul şekilde ortaya çıkabilir. Yaşadığı stres etkeninin ne olduğu, anlamı, ona karşı geliştirilen tepki her kültür ve toplulukta farklılıklar göstermektedir. Uyum bozukluğu belirtileri stres yaratan olaydan sonra üç ay içerisinde herhangi bir anda meydana gelebilir. Eğer uyum bozukluğuna neden olan stres etkeni, sürekli bir hale gelirse uyum bozukluğu da kronik bir vakaya dönüşür.
Depresif belirtiler, uyum bozukluğu yaşayan yetişkinlerde ve çocuklarda en sık görülen belirtilerdir. Diğer belirtileri sıralamamız gerekirse:
Ergen bireylerde davranışsal semptomlar daha sık görülür. Ergen bireylerin en yaygın rastlanan stres etkeni, okulla ve sosyal hayatla ilişkili problemlerken yetişkinlerde ilk sırada evlilik sorunları yer alır. Buna karşın stresin fiziksel belirtileri kendisini en çok çocuk ve yaşlılarda göstermektedir.
Uyum bozukluğu genel olarak intihar girişimi ile de kendisini gösterir. Uyuşturucu madde kullanımı, saldırgan tutum ve davranışlar ve kaygı bozuklukları, intihar riski bulunan hastalarda diğerlerine göre daha belirgindir.
Bu alt tipte en önemli konulardan biri; sorunun yas veya depresif bozukluktan ayırt edilmesidir. Belirtileri ağlamak, benlik algısının zayıflaması, intihar arzusu, umutsuzluk ve Hiposomnia’dır.
Klasik anksiyete bozukluğundan ayırt edilmesi gerekir. Ajitasyon, motor aktivitelerde artış, çarpıntı ve kaygı gibi belirtiler gösterir.
Yukarıda anlattığımız anksiyete ve depresif belirtilerin her ikisinin birden kişi üzerinde belirgin şekilde görüldüğü, fakat anksiyete bozukluğu veya depresyon tanımı içerisine girmeyen uyum bozukluğudur.
Bu uyum bozukluğu tipini yaşayan insanlar, başkalarının temel haklarına karşı duyarsızdır. Toplumsal normlara ve hukuk kurallarına uymamak, dürtüsel davranmak, saldırgan davranışlarda bulunmak, eşyalara ve canlılara zarar vermek, dikkatsiz şekilde araç kullanmak, kavga çıkartma eğilimli olmak gibi belirtiler gösterirler. Bu davranım bozukluğunun teşhisi sırasında söz konusu belirtilerin anti-sosyal kişilik bozukluğu ile karıştırılmaması gerekir.
Bu durumdaki bireylerde etrafına düşmanca bir tutum sergilemek, cinayet işlemeye dair düşünceler geliştirmek, saldırgan davranışlarda bulunmak, alkol ve uyuşturucu maddeler kullanmak gibi belirtiler vardır. Yukarıda sıraladığımız depresif duygu durum ve anksiyete belirtilerinin ikisine birden rastlanır.
Bu kategori strese karşı geliştirilen ve uyumsal olmayan tepkileri barındırır. Kişi, fiziksel bir hastalığı güçlü şekilde inkar eder ve tedavi prosedürüne karşı uyumsuzluk gösterir. Herhangi bir depresif durum olmamasına karşın sosyal açıdan kendi içine kapanır, fiziksel yakınmalarda bulunur, iş ve okul yaşantısına uyum sağlamakta zorlanır.
Uyum bozukluklarının tedavi süreci, bireyin yaşadığı semptomların yoğunluğu, stresle başa çıkma becerisi ve genel ruhsal durumu gibi faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterir. Bu tedavi yöntemleri, bireysel ihtiyaçlara göre özelleştirilir ve genellikle psikoterapi, ilaç kullanımı, destekleyici tedavi yaklaşımları ve yaşam tarzı değişikliklerini içeren kapsamlı bir yaklaşım benimsenir.
Uyum bozuklukları için en etkili tedavi yöntemi psikoterapidir. Terapistler, bireylerin karşılaştıkları stres faktörleriyle başa çıkmalarına yardımcı olmayı, düşünce ve davranış kalıplarını değiştirmeyi ve stres yönetimi becerilerini geliştirmeyi amaçlar. Bilişsel davranışçı terapi (BDT) ve psikodinamik terapi gibi çeşitli terapötik yöntemler, uzmanlar tarafından bu süreçte kullanılmaktadır.
İlaç tedavisi, uyum bozukluklarının belirtilerini hafifletmek amacıyla uygulanır. Antidepresanlar ve anksiyolitik ilaçlar, duygusal sıkıntıları azaltmak için reçete edilir. Ancak, bu tedavinin etkili ve güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesi için mutlaka bir hekim gözetiminde uygulanması gerekir.
Destekleyici tedavi yaklaşımları, uyum bozukluğu yaşayan bireylerin stresle başa çıkmalarını ve genel sağlık durumlarını iyileştirmelerini sağlayabilir. Sanat terapisi, müzik terapisi ve meditasyon gibi alternatif yöntemler, bireylerin duygusal ve zihinsel rahatlık bulmalarına yardımcı olur.
Uyum bozukluklarının tedavisinde sağlıklı yaşam biçimi değişiklikleri büyük bir öneme sahiptir. Bireylerin zihinsel sağlığını güçlendiren unsurlar arasında sağlıklı bir beslenme, düzenli fiziksel aktivite, yeterli uyku ve stres yönetimi teknikleri bulunmaktadır. Ayrıca, sosyal destek sisteminin güçlendirilmesi ve rahatlatıcı aktivitelerin günlük hayata entegre edilmesi de tedavi sürecinin önemli bir parçası olmalıdır.
NOT: Hastalıklar ve tedavi yöntemleriyle ilgili içeriklerimiz yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Sağlığınızla ilgili tüm konularda doktorunuza veya bir sağlık kuruluşuna başvurunuz.
Özel Adana Ortadoğu Hastanesi’nde görev yapan alanında uzman, deneyimli Psikoloji birim doktorlarını aşağıdan daha detaylı bir şekilde inceleyebilirsiniz.
Diğer Psikoloji HastalıklarıÖzel Adana Ortadoğu Hastanesi Psikoloji Birimi’nde hizmet verilen diğer hastalıklara aşağıdan ulaşabilirsiniz.