Panik atak, ani şekilde gelişen, düzenli bir panik ve korku hissi yaratan, bir çeşit kaygı bozukluğudur. Her insan hayatının belli dönemlerinde kendisini bir panik veya korku halinde hissedebilir. Bu his zihnimizin ve vücudumuzun gergin, tehlikeli ve stresli durumlara karşı geliştirdiği son derece doğal ve yaşamsal bir tepkidir. Fakat panik atak bozukluğu bulunan bir kişi bu duyguları hem düzenli olarak hem de ortada geçerli bir sebep olmaksızın yaşar.
Panik bozukluğu ise panik atak rahatsızlığı ile ilişkili ruhsal bir hastalıktır. Özetlemek gerekirse beklemediğimiz anlarda ortaya çıkan panik atakların, gerçekleşecek olmasına dair beklentinin neden olduğu bir çeşit kaygı ve panik halidir. Bu sorunu yaşayan kişiler panik atak esnasında maruz kalacakları semptomlardan ötürü ciddi şekilde zarar görmekten ve hatta ölmekten endişe ederler. Bu kaygı ve endişeler de kişinin hayatın doğal akışına adapte olmalarını zorlaştırır.
Panik bozukluğunun görülme sıklığı genç ve ergenlik çağındaki bireylerde çocuklara kıyasla daha fazladır. Buna karşın çocuklar ve gençler için panik atak durumu ile başa çıkmak çok daha zorlu olabilmektedir. Yüksek şiddette panik bozukluğu yaşayan çocukların bilişsel becerileri ve öğrenme süreçleri olumsuz etkilenir. Panik atak semptomları gösteren çocuklar, zaman kaybedilmeden doktora götürülmelidir.
Uzman doktor, çocuğun detaylı tıbbi öyküsünü inceler ve semptomların altında yatan başka fiziksel nedenler olup olmadığını anlamaya çalışır. Bunun için detaylı bir fiziksel muayene uygular.
Çocuğun yaşadığı panik atakların temel nedenlerini tespit edebilmek için kapsamlı bir tarama yapılır. Farklı anksiyete bozukluklarının olup olmadığı araştırılır. Bu yüzden genel fiziksel muayene sonrasında doktor gerekli görürse farklı değerlendirmeler yapar ve tedavi için doğru uzmana yönlendirir.
Panik bozuklukta beklenti anksiyetesi, panik atakların yeniden ortaya çıkacağı veya bir atak sırasında yaşanabilecek kaygı ve endişe duygusudur. Bu tür bir beklenti, kişinin panik atak geçirdiği mekanlarda, belirli bir zamanda ya da potansiyel tetikleyicilerin bulunduğu durumlarda ortaya çıkabilir.
Gündelik yaşamda beklenen anksiyete, bireyin sosyal etkinliklere katılımını, iş verimliliğini ve kişisel ilişkilerini zorlaştırarak olumsuz bir etki yaratabilir. Panik bozukluğu yaşayan kişiler, bu tetikleyicilerden kaçınma ya da onlarla yüzleşme konusunda zorluklar yaşayabilirler.
Başka ruhsal rahatsızlıklarda olduğu gibi panik atak sendromu için de kesin ve genel geçer bir tedavi yöntemi söz konusu değildir. Buna karşın panik atakların altında yattığı düşünülen tetikleyici durumlar yas, stres, travmatik deneyimler ve beyindeki nörotransmitter dengesizlikler gibi faktörler söz konusudur.
Panik atak sırasında kişi yalnızca anksiyete ile değil bununla birlikte zihinsel ve fiziksel semptomlarla da karşı karşıya kalır. Bu semptomlar belirgin ve geçerli bir neden olmadan, ani şekilde ortaya çıkabilirler. Yaşayan kişiler için panik ataklar son derece stresli ve korkutucu bir durumdur. En yaygın panik atak belirtilerini sıralamamız gerekirse:
Bir panik atak sırasında yukarıda sıraladığımız belirtilerden en az dördü aynı anda ortaya çıkar. Eğer dörtten az belirti gözleniyorsa bu durum kısıtlı panik atak olarak adlandırılır. Panik atak durumları genel olarak 5-20 dakika arasında bir zamanı kapsayabilir. Fakat bazı durumlarda atak halinin bir saate kadar uzadığı da gözlenmektedir.
Kişinin içinde bulunduğu durumun şiddetine göre panik atak sayısı değişim göstermektedir. Bazı kişiler ayda bir kez atak geçirirken bazı kişilerde bu durum haftada birkaç kez panik atak durumunu yaşayabilirler.
Panik atak durumu korkutucu bir algı yaratsa da esasında tehlikeli bir durum değildir. Panik atak belirtileri kişiye doğrudan zarar vermez. Bununla birlikte semptomların önemli bir bölümü başka koşullardan kaynaklanabilmektedir. Örneğin tansiyon düşmesi kalbin atış hızının artmasına sebep olabilir.
Panik atak vakalarının kesin tanısı ancak uzman bir psikolog veya psikiyatr tarafından gerçekleştirilebilir. İlk olarak hastanın geçmiş tıbbi öyküsü derinlemesine dinlenir, analiz edilir. Doktorun gerekli gördüğü fiziki muayeneler gerçekleştirilir. Panik atak rahatsızlığını kesin olarak teşhis edebilecek bir laboratuar testi söz konusu değildir. Buna karşın doktorlar atakların başka bir rahatsızlıktan mı yoksa panik atak durumundan mı kaynaklandığını tespit edebilmek için bazı testlerden faydalanabilirler.
Bilhassa atak sıklığı, baş dönmesi, nefes darlığı, terleme veya uyuşma gibi semptomlar hastalığın tanısının konulması için en belirleyici faktörlerdir.
Panik atak rahatsızlığının teşhisinin konulabilmesi için diğer benzer hastalık olasılıklarının elenmesi gerekir. Bu yüzden kalp EKG’sine başvurulabilir. EKG sonucuna göre hızlı kalp çarpıntılarının başka bir kalp rahatsızlığından kaynaklanıp kaynaklanmadığı anlaşılabilir. Ardından tiroid hormonlarının düzeyi ölçülür. Kişide herhangi bir hormon dengesizliği olup olmadığı kan testleri sayesinde anlaşılır.
Eğer bir insan panik atak veya panik bozukluğuna ilişkin semptomlar gösteriyorsa geç kalmadan uzman bir doktora başvurmalıdır. Doktor, kişinin tıbbi öyküsünü dinledikten sonra saptanan semptomlar, atakların nasıl bir sıklıkta yaşandığı ve ne kadar zamandır sürdüğü incelenir.
Bununla birlikte belirtilerin altında başka bir hastalığın yatıp yatmadığını araştırmak için detaylı bir fiziksel muayene gerçekleştirilir. Tekrar eden panik atak durumlarında panik bozukluğu tanısı konulabilir.
Panik bozukluğu tedavi edilebilen ve kişinin tümüyle iyileşmesinin mümkün olduğu bir sağlık sorunudur. Bu nedenle tıbbi yardıma ne kadar erken başvurursak o kadar çabuk sağlığımıza kavuşabiliriz.
Profesyonel tıbbi yardım alınmadığı taktirde panik bozukluğunun şiddeti artabilir ve zaman içerisinde baş etmesi çok zor hale gelebilir. Bununla birlikte kişi panik atak geçirdiği alanlardan kaçınmaya başlar. Ve hatta başta agorafobi olmak üzere başka zihinsel rahatsızlıkları da beraberinde getirebilir.
Panik bozukluğu rahatsızlığının tedavisinde temel amaç kişinin geçirdiği panik atakların sayısını azaltmaktır. Bununla birlikte panik atağın yarattığı semptomlar da mümkün olduğunca hafifletilmeye çalışılır. Panik atak tedavileri ilaç ve psikolojik tedaviler olmak üzere iki koldan ilerler. Hastanın yaşadığı belirtilere ve kişisel durumuna bakılarak bu tedavi yöntemlerinden birinin tercih edilebileceği gibi ikisi birlikte de uygulanabilmektedir. Hatta geçmiş vakalar gözden geçirildiğinde iki yöntemin birlikte kombine şekilde uygulanmasının daha başarılı sonuçlar almasını mümkün kıldığı görülmektedir.
Psikolojik tedavilerde bilişsel davranışçı terapi metotlarından faydalanılır. Kişi terapistine atak esnasında vücudunun ve zihninin nasıl tepkiler verdiğini ve o sırada neler düşündüğünü anlatabilir. Bunun üzerine uzman terapist danışanına panik atak sırasında sakin kalmayı başarmasını kolaylaştıracak tavsiyelerde bulunur. Nefes alma teknikleri gösterilir. Panik ataklarla başa çıkma becerisi kazandırılır.
Eğer doktor faydalı ve gerekli görüyorsa çeşitli ilaçlar reçete ederek tedavide yol alabilir. Seçici serotonin geri alım inhibitörleri ya da antidepresan etkili ilaçlar hastanın tedavi sürecine katkı sağlayabilirler.
Antidepresan ilaçlar 2-4 haftalık bir süreçte etkilerini göstermeye başlar. Sekizinci hafta itibari ile de tam etkileri görülmeye başlanır. Hasta ilaçların yererince etki etmediğini veya fayda sağlamadığını düşünse bile doktor tavsiyesi veya talimatı olmadan ilaçları bırakmamalıdır.
Hem bilişsel davranışçı terapi yöntemleri hem de ilaç tedavilerinden fayda sağlanamazsa ve kişinin yaşadığı semptomlar düzelmezse bu defa klinik psikolog veya uzman psikiyatra sevk edilir.
NOT: Hastalıklar ve tedavi yöntemleriyle ilgili içeriklerimiz yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Sağlığınızla ilgili tüm konularda doktorunuza veya bir sağlık kuruluşuna başvurunuz.
Özel Adana Ortadoğu Hastanesi’nde görev yapan alanında uzman, deneyimli Psikoloji birim doktorlarını aşağıdan daha detaylı bir şekilde inceleyebilirsiniz.
Diğer Psikoloji HastalıklarıÖzel Adana Ortadoğu Hastanesi Psikoloji Birimi’nde hizmet verilen diğer hastalıklara aşağıdan ulaşabilirsiniz.