Sonradan veya doğumsal şekilde ortaya çıkan akciğer kistleri, hava kirliliği veya sigara kullanımı gibi etkenlere bağlı olarak görülebilmektedir. Bunun yanı sıra köpek kistleri de enfeksiyonlardan kaynaklı olarak meydana gelir. Akciğer kistleri nedir, nasıl oluşur, belirtileri nelerdir gibi soruları Özel Ortadoğu Hastanesi sizler için cevapladı.
Hastalarda ortaya çıkan belirtiler vakalara ve durumlara göre değişkenlik arz eder. Kistin akciğer içinde bulunduğu yer, hastanın yaşı, KOAH, kistin genişliği veya amfizem olup olmaması ve kiste sebep olan etkene göre farklı yakınmalar yaşanır. Genç ve sağlıklı bir akciğerde kist oluşmuşsa bu vakada hasta hiçbir belirti veya yakınma ile karşılaşmayabilir. Buna karşın ileri yaştaki ve akciğerinde KOAH gibi başka hastalıkları olan kişilerde meydana gelen kist başta nefes darlığı ve öksürük benzeri yakınmalar ile ortaya çıkabilir.
Benzer biçimde parazitlerden kaynaklanan hidatik (Köpek Kisti) gibi durumlarda kistin boyutu, patlamış olup olmadığına göre ateş, kilo kaybı, öksürükle ağızdan su gelmesi gibi belirtiler yaşanabilir. Fakat kistin erken evrelerinde herhangi bir yakınma yaşanmaz.
Travmalardan ötürü oluşan akciğer kistlerinde öksürük semptomu sıkça görülmektedir. Buna karşın kimi travmatik akciğer kistleri uzun yıllar boyunca hiçbir belirti göstermeden vücutta kalmaya devam edebilirler.
Akciğer Kisti belirtilerini bir çerçevede toplamamız gerekirse;
Akciğer kistlerinin günümüzdeki en iyi tanı yöntemi kişinin akciğerlerinin bilgisayarlı tomografi cihazı ile incelenip analiz edilmesidir. Hidatik (köpek) kistlerinde bazı durumlarda kan testi de talep edilebilir. Bu, tanı konulmasını kolaylaştırmaktadır. Doktor gerekli görürse bronkoskopi tetkikine de başvurabilir.
Tesadüfen tespit edilen ve küçük ölçekli olup da herhangi bir belirti göstermeyen kistlerin tedavisi her zaman gerekmeyebilir. Bu gibi vakalarda hastalar yakın takibe alınır ve kistin büyüyüp başka sorunlara yol açmaması için gözetim altında tutulur.
Hidatik kistler hastada herhangi bir şikayet ve yakınmaya sebep olmasa bile antibiyotiklerle tedavi edilirler. Bu şekilde beklenen iyileşme sağlanamıyor ve buna karşın komplikasyonlar meydana geliyorsa ameliyat seçeneği gündeme gelir.
Kistik Fibrozis vakalarında tıbbi tedavi seçenekleri hastalığı kontrol altına almakta yetersiz kalırsa akciğer nakline başvurulur.
Travmatik akciğer kistlerinde ise kişinin vücudunda herhangi bir komplikasyona yol açmadığı sürece takip altında tutulmaları yeterli olur.
Akciğer kistinin neden olduğu problemlerin giderilmesi ya da gelecekte oluşabilecek komplikasyonları (Kansere dönüşme, bası oluşturma, kanama ve enfeksiyon vs.) engellemek için cerrahi girişimler uygulanır. Örnek vermemiz gerekirse içerisi boş olan bir kistte enfeksiyon meydana geliyor ve hastanın sürekli tedavi olması gerekiyorsa, kist içerisinde bulunan damarlarda yırtılma oluyor ve bundan kaynaklı olarak öksürükle birlikte kan geliyorsa, hastanın ameliyat edilmesi gerekir. Hidatik kistlerde ise antibiyotik tedavisi çözüm sağlamadığı taktirde ameliyat seçeneği gündeme gelir.
Akciğer Kistleri tedavisinde açık yöntem yani toraktomi veya kapalı yöntem VATS tercih edilebilir.
Tek Port Vats yönteminde yalnızca 2 cm’lik minimal bir kesi açılır ve kamera ile elde edilen görüntüler yüksek çözünürlüklü ekrana yansıtılır. Ekrandaki görüntüler ışığında gerçekleştirilen bu operasyonun tamamlanmasının ardından hasta üç gün istirahat eder ve hastaneden ayrılır. Bir haftanın ardından da normal yaşantısına tamamıyla dönmüş olur.
Akciğer kanseri tedavisinde kullanılan robotik cerrahi, minimal invaziv bir yöntem olup, kapalı cerrahi teknikler arasında sayılmaktadır. Bu yöntemde, "da Vinci" robot teknolojisi yardımıyla, akciğerlerdeki tümörler başarılı bir şekilde çıkarılabilir.
Cerrahiden fayda görebilecek her türlü akciğer kanseri vakasında robotik cerrahi yöntemi tercih edilebilir.
Robotik cerrahi işlemi, hasta ameliyat masasına yerleştirildikten sonra başlar. İlk olarak cerrahi müdahale için giriş yerleri belirlenir ve robot kolları bu alanlara yerleştirilir (bu işleme "Docking" adı verilir). Ardından cerrah, joystick’leri kullanarak, robotun kontrolünü sağlayan konsola oturur. Bu sistemde 3 boyutlu görüntü sağlayan bir vizör ve kameralar kullanılarak akciğer dokularına müdahale edilir. Genellikle 4 küçük kesi yapılır ve 3 robot kolu ile tümör çıkarılır.
Yüksek Hassasiyet: Robotik cerrahi, insan elinin yapabileceği hareketlerden çok daha hassas ve anlık müdahaleler yapabilme imkânı tanır.
Yüksek Manevra Kabiliyeti: Robotun 540 derece dönebilen kolları, akciğer dokularını güvenli bir şekilde çıkarmayı kolaylaştırır.
Yüksek çözünürlüklü 3D kameralar: 3D kameralar sayesinde cerrah, ameliyat bölgesini oldukça detaylı ve net bir şekilde görebilir.
Kanama Riski Azalır: Robotik cerrahinin avantajlarından biri de, kanama riskinin açık cerrahiden daha düşük olmasıdır.
Daha Az Ağrı ve Kısa İyileşme Süreci: İnsizyonların daha küçük olması nedeniyle hastalar daha az ağrı hisseder ve iyileşme süreleri daha kısadır.
Robotik cerrahi ile yapılan akciğer kanseri ameliyatlarında iyileşme süresi oldukça kısa olup, hastalar genellikle hızlı bir şekilde normal yaşamlarına dönebilirler. Ancak, iyileşme süresi her bireyin kendi özel durumuna göre değişiklik gösterebilir.
Risk faktörleri oldukça düşüktür. Ancak yine de hastanın genel sağlık durumu, ek hastalıkları ve yaşı gibi etkenler bazen komplikasyonlara neden olabilirler. Ameliyatın ardından enfeksiyon, hava kaçağı ya da hastanede uzun süre kalma gerekliliği gibi durumları olasıdır. Fakat bu ihtimaller kaplı operasyonda açık yönteme göre çok daha düşüktür. Tek Port VATS yöntemi ile yapılan kapalı akciğer kisti ameliyatlarının ardından hastanın 2 ya da 3 gün hastanede yatması gerekir. Ama yoğun bakıma alınmaz.
Akciğer kistlerinin patlaması ciddi sorunlara yol açabilecek bir durumdur. Genellikle içi sıvıyla dolu olan bu kistler, patladığında aşağıdaki komplikasyonlara neden olabilir:
Göğüs Ağrısı: Kistin patlaması şiddetli göğüs veya sırt ağrısına sebep olabilir.
Solunum Güçlüğü: Patlama sonrası akciğerin normal işlevi etkilenebilir, bu da nefes almayı zorlaştırabilir.
Enfeksiyon Riski: Kistin içeriği vücut dokularına yayılırsa, enfeksiyon gelişme ihtimali artar. Bu durum, hızlı tıbbi müdahale gerektirir.
Hava Kaçağı (Pnömotoraks): Patlama sonucunda akciğer dışına hava sızabilir ve akciğerin bir kısmı veya tamamı sönerek acil tıbbi müdahale gerektiren pnömotoraks durumunu tetikleyebilir.
Kanama: Kistin çevresindeki damarların zarar görmesi halinde, iç kanama riski ortaya çıkabilir.
Böyle bir durumda, zaman kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmak hayati önem taşır. Patlamış bir kist, tıbbi bir aciliyet gerektirir ve uygun tedaviyle komplikasyonların önüne geçilebilir.
Kemoterapi ya da radyoterapi ihtiyacı, tümörün gelişim aşamasına göre belirlenir ve robotik cerrahiden bağımsız olarak değerlendirilir. Onkoloji uzmanları bu konuda karar verir.
Robotik cerrahi, açık ve kapalı cerrahi yöntemlere göre daha az kesi yapılmasını sağlar, bu da hastanın iyileşme sürecini hızlandırır ve hastanede kalış süresini kısaltır.
Robotik cerrahi, diğer cerrahi yöntemlerde olduğu gibi belirli riskler taşıyabilir. Bu riskler, genel cerrahi komplikasyonlar olarak her türlü ameliyat için geçerlidir. Fakat, bu tarz komplikasyonlar genellikle ender olarak karşılaşılan durumlardır.
Kapalı yöntemle akciğer rezeksiyonu yapılabilecek her hasta için robotik cerrahi uygulanabilir.
Robotik cerrahi sonrası ağrı olabilir, ancak bu ağrı açık cerrahi yöntemlere göre daha hafif olur.
Ameliyat sonrası bazı hastalar için yoğun bakım gerekebilir, ancak bu süreç diğer cerrahi yöntemlere göre daha kısa sürer.
NOT: Hastalıklar ve tedavi yöntemleriyle ilgili içeriklerimiz yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Sağlığınızla ilgili tüm konularda doktorunuza veya bir sağlık kuruluşuna başvurunuz.
Özel Adana Ortadoğu Hastanesi’nde görev yapan alanında uzman, deneyimli Göğüs Cerrahisi birim doktorlarını aşağıdan daha detaylı bir şekilde inceleyebilirsiniz.
Diğer Göğüs Cerahi HizmetleriÖzel Adana Ortadoğu Hastanesi Göğüs Hastalıkları Birimi’nde hizmet verilen diğer hastalıklara aşağıdan ulaşabilirsiniz.