Kaygıların yaşantımızın normal bir parçası olduğunu kabul etmemiz gerekir. Herkes gündelik yaşamında farklı konulardan ötürü kaygı duyar. Bu kimi zaman sağlık, kimi zaman sınav, kimi zaman para, kimi zaman da duygusal ilişkilerden kaynaklı olabilir. Ve hayatta kalabilmek adına kaygılara ihtiyacımız vardır. Günlük hayatımızdaki sorunlarla başa çıkabilmek için tehlikelerden korunmak ve stres anlarında hızlı karar verebilmek için kaygıya ihtiyaç duyarız. Bu ancak yaşantımıza sekte vurup zarar verecek noktaya ulaştığında sağlık açısından bir problem teşkil eder. Yaygın anksiyete bozukluğunu ve tedavisini Özel Ortadoğu Hastanesi anlattı.
YAB yani yaygın anksiyete bozukluğu kişinin sürekli ve aşırı şekilde, çoğu zaman duruma uygun olmayan bir endişe seviyesinde olmasıdır. Aşırı düzeyde endişe duymak yaşantımızı olumsuz etkiler hatta hayatımızı normal şekilde sürdürebilmemize engel olur. Olası en kötü senaryoyu düşünürüz ve bunu çoğu zaman kendi kontrolümüz dışında yaparız. Denetleyemediğimiz biçimde en az altı ay boyunca devam eden yüksek endişe durumu yaygın anksiyete bozukluğu olabilir.
Bu sorunun hayat boyu görülme sıklığı yüzde beş ila altı seviyelerindedir. Yani her yüz kişiden beş-altısı yaygın anksiyete bozukluğu yaşıyor diyebiliriz. İlerleyen yaşla birlikte kişinin kaygı duyarlılığında da artış gözlenir.
Sürekli yüksek kaygı seviyeleriyle karakterize edilen yaygın anksiyete bozukluğu, nedenleri açısından tam olarak anlaşılmış bir durum değildir. Bu alanda araştırma yapan bilim insanları, bu bozukluğun genetik miras, çevresel etmenler, biyolojik unsurlar ve kişilik özellikleri gibi çeşitli faktörlerden etkilendiğini belirlemişlerdir.
Genetik miras, yaygın anksiyete bozukluğunun önemli tetikleyicilerinden biridir. Özellikle ilk derece akrabalarında kaygı bozukluğu yaşayan bireylerin bu duruma yakalanma olasılığı, genel nüfusa göre belirgin şekilde artmaktadır.
Yaygın anksiyete bozukluğunun gelişiminde biyolojik unsurlar da önemli bir etkiye sahiptir. Beyindeki serotonin düzeylerinin dengesizliği ve sinir hücrelerinin iletişimindeki sorunlar, kaygı bozukluğunun gelişmesine yol açabilir.
Ayrıca, travmatik deneyimler—örneğin, kaza, ölüm, cinsel istismar veya boşanma—bireylerde yaygın kaygı bozukluğunu tetikleyebilir. Ayrıca, insanların endişeli bir kişilik profiline sahip olmaları, bu rahatsızlığın oluşumunu tetikleyebilir.
Ortada gerçek bir neden bulunmazken veya bir neden olsa bile içinde bulunduğumuz duruma uygun olmayan, aşırı ve kontrol edilemez şekilde endişe duymak bu hastalığın en temel belirtisidir. Çoğunlukla kişi endişe boyutunun aşırı seviyelerde olduğunun farkındadır. Fakat yine de bu endişesini kontrol altına alamaz ve sakinleşemez. Çevresi tarafından aşırı evhamlı ve benzeri şekilde tanımlamalara maruz kalır. Dikkat bozukluğu, konsantrasyon eksikliği yorgunluk hissi, kolay irkilme, sık sık uyanma veya uykuya dalamama halleri de belirtiler arasındadır.
Yaygın anksiyete bozukluğu fiziksel belirtiler de gösterir. Baş ağrısı, terleme, yutma zorluğu, kas ağrıları, titreme, bulantı, sıcak basması, tahammülsüzlük ve sersemlik halleri gibi…
Stres faktörü yaygın anksiyete bozukluğu vakalarının gelişmesinde etkili bir unsurdur. Çocukluk evresinde ve genç yetişkinlik çağları arasında başlayan vakalar, sinsi ve yavaş bir gelişim süreci izler. Rahatsızlığın belirtileri zaman zaman iyileşme zaman zamansa yeniden tetiklenme eğilimi gösterebilir. Kişinin yaşamındaki stresli dönemlerde yeniden kötüleşir. Genetik etkenler, stresli yaşam koşulları ve kişilik özellikleri hastalığın gelişmesinde etkilidir. Fiziksel semptomlardan dolayı pek çok kişi psikiyatri dışındaki branş hekimlerine başvurabilirler. Bu da hastalığın tanı ve tedavisinin gecikmesine yol açar.
Yaygın kaygı bozukluğu tanısı koyabilmek için DSM-5 tarafından belirlenen şartlar şunlardır:
Yaygın Anksiyete Bozukluğu tedavi edilebilen bir sağlık sorunudur. Bunun için ilk atılması gereken adım, kişinin durumuyla yüzleşerek bir psikiyatr hekimine başvurmasıdır. İlk aşamada psikiyatrik değerlendirme ile birlikte bu semptomların fiziksel bir hastalığa bağlı olarak gelişip gelişmediğini anlayabilmek adına bazı incelemeler yapılır.
Tedavi alan hastaların büyük çoğunluğu tedaviden yarar sağlar. Psikoterapi veya ilaç uygulamaları tercih edilebilir. Bu metotlardan biri veya ikisinin birlikte etkili olduğu bilinmektedir. Tedavinin kişisel olduğu ve sizin durumunda hangi metodun uygulanması gerektiğine hekiminiz karar verir.
Yaygın Anksiyete Bozukluğu tedavisinde ansiyolitik ve antidepresan ilaçlardan faydalanılır. Tedavinin hedefi hastanın gerginliğinin ve kaygılarının hızla giderilmesidir. Tedavide kullanılan ilaçların önemli yan etkileri veya riskleri yoktur. Yeşil reçete ile verilen bu ilaçların doktorunuzun önerdiği sürelerde ve dozlarda kullanılması gerektiğini unutmayın.
Birkaç hafta içerisinde ilaçların etkileri görülmeye başlanır ve tedavi, semptomlar tümüyle düzelene kadar devam eder.
NOT: Hastalıklar ve tedavi yöntemleriyle ilgili içeriklerimiz yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Sağlığınızla ilgili tüm konularda doktorunuza veya bir sağlık kuruluşuna başvurunuz.
Özel Adana Ortadoğu Hastanesi’nde görev yapan alanında uzman, deneyimli Psikiyatri birim doktorlarını aşağıdan daha detaylı bir şekilde inceleyebilirsiniz.
Diğer Psikiyatri HastalıklarıÖzel Adana Ortadoğu Hastanesi Psikiyatri Birimi’nde hizmet verilen diğer hastalıklara aşağıdan ulaşabilirsiniz.