Tıp dünyasında aritmi olarak da bilinen kalp ritim bozukluğu, kalbin çalışma düzenini ve hızını olumsuz etkileyen bir rahatsızlıklar grubudur. Bu rahatsızlıklar, kendi içerisinde, kaynağını aldıkları bölgeye, ilişkili oldukları sendroma veya iletim yoluna göre farklı şekilde değerlendirilir. Ancak genel olarak kalp ritim bozukluğunun, kalp kaslarına giden sinirsel uyarıların işlevlerindeki bozukluklar neticesinde oluştuğunu söyleyebiliriz. Elektriksel aktivitede yaşanan bu farklılık neticesinde kalbin çalışma hızının yavaşlaması veya kalbin normalde olması gerekenden çok daha hızlı atması ve düzensiz fibrilasyon gibi çok sayıda olumsuz sonuç meydana gelebilir.
Her insan, hayatının belli bir döneminde kalp ritim bozukluğu sorunuyla karşı karşıya kalabilir. Bu deneyim esnasında genel olarak kalbin aşırı hızla attığı veya aşırı düzensiz hareket ettiği hissedilir. Toplumda çok yaygın şekilde karşılaşılan bu durum, esasında çoğu zaman zararsızdır. Fakat kimi ritim bozuklukları son derece ciddi sonuçlar doğurabileceği için kişinin dikkatli olması gerekir. Kötü şekilde seyreden ritim bozukluğunda, vücudun bazı bölgelerine kan akışı kesintiye uğrar. Bu da akciğer ve beyin başta olmak üzere pek çok organın zarar görmesine ve ağır hasar almasına sebep olabilir. Ritim bozukluğu vakalarına, mümkün olan en kısa sürede müdahale edilmesi gerekir.
Eğer kişinin kalbinin atım hızı, dakikada 100 defanın üzerine çıkıyorsa bu durum taşikardi olarak adlandırılır. Taşikardi, kalbin alt veya üst bölümlerindeki aktivite artışından kaynaklanır.
Kalp kulakçığında meydana gelen bu düzensiz ritim, en yaygın şekilde karşılaştığımız kalp ritim bozukluğudur. Düzensizliğin nedeni, elektriksel uyarının anormal seviyelere ulaşmasıdır. Bu vakalarda kalp hızı, dakikada 150 ile 200 defa arasında değişiklik gösterir.
Sinirsel uyarının, etkilendiği bölgede normalden hızlı şekilde hareket etmesinin sonucunda meydana gelir.
Dakikada 60 defanın altında kalp atışı, bradikardi durumunu ifade eder. Elektriksel iletiler kesintiye uğrarsa, bunun neticesinde bradikardi durumu meydana gelir.
Kalbin kan pompalama görevini yerine getiremez hale gelmesidir. Bu vakalarda acil tıbbi müdahale gerekir. Aksi takdirde kişinin yaşamını kaybetme tehlikesi söz konusudur.
Normal şartlar altında çok da zararlı görülmeyen bu belirtiler, kimi durumlarda acil müdahale gerektirir. Bu yüzden de, belirtiler tanınmalı ve onlara karşı bilinçli, hazırlıklı olunmalıdır. Kalp ritim bozukluğuna işaret eden belirtileri sıralamamız gerekirse:
Geçmişte bir kalp rahatsızlığı geçiren kişiler, kalp ritim bozukluğu hastalığı için de risk grubundadırlar. Geçmişte yaşanan kalp rahatsızlıklarının neticesinde, kalbin çalışma düzeninde önemli sorunlar yaşanabilir. Örnek vermek gerekirse kalp krizi, kalp yetmezliği, kalp kapak rahatsızlıkları, doğumsal kalp rahatsızlıkları, koroner arter hastalığı, kalp iltihaplanması veya kardiyak patolojiler, kalp ritim bozukluğunun gelişmesi açısından önemli risk faktörleridir.
Tüm bu rahatsızlıkların haricinde kişinin yaşı, yaşam tarzı veya cinsiyeti gibi etkenler de kalp ritim bozukluğunun ortaya çıkmasında etkili olabilmektedirler. Ciddi şekilde seyreden kalp ritim bozuklukları, genellikle 60 yaş ve üzerindeki kişilerde ortaya çıkar. İlerleyen yaştaki bireylerin kalp ve damar problemlerinden ötürü kullandıkları ilaçlar, kalp ritminin de etkilenmesine sebep olurlar. Bazı ritim bozukluklarının görülme yüzdesi, cinsiyetlere bağlı olarak bazı değişkenlikler gösterir. Örnek vermemiz gerekirse atriyal fibrilasyon, kadınlara kıyasla erkek bireylerde çok daha fazla görülür.
Diğer önemli bir etken de beslenme alışkanlıklarıdır. Kişi, uyarıcı maddeler kullanıyorsa, aşırı şekilde kafein tüketiyorsa, alkollü içecekler tüketmeyi seviyorsa kalbi de bu beslenme alışkanlıklarından etkilenecektir. Bunun yanı sıra sigara ve diğer tütün ürünlerini kullanan kişilerde ritim bozukluğu gelişmesi ihtimali, diğer insanlarla kıyaslandığında daha yüksektir.
Tüm bunların yanı sıra, bazı sağlık problemleri de aritmi vakalarına davetiye çıkarabilir. Bu rahatsızlıklar:
Toplumda aritmi görülme yüzdesi %1,5 ila 5 arasında seyretmektedir. Tüm vakalar incelendiğinde en çok karşılaştığımız kalp ritim bozukluğu durumu, atriyal fibrilasyondur. Ancak pek çok ritim bozukluğu, herhangi bir belirtiye veya şikayete sebep olmadığı için vakaların kesin sayısını bilmek mümkün değildir. Doktorlar, eğer kişide kalp ritim bozukluğundan şüphe ediyorlarsa evvela onun tıbbi öyküsünü dinlerler ve sonrasında ayrıntılı bir fiziksel muayeneye tabi tutarlar. Tüm bu muayeneler sırasında hastanın gösterdiği belirtiler, geçmişte yaşadığı rahatsızlıklar ve hâlihazırda kullanmakta olduğu ilaçlar öğrenilir. Ardından bazı laboratuvar tetkikleri ile hastanın durumu incelenmeye devam eder.
Kişinin göğüs bölgesine yerleştirdiğimiz elektrotlar ile kalbin elektriksel aktivitesi değerlendirilir. Bunun için EKG yani elektrokardiyogram tetkiki kullanılır. Holter cihazı ile hastanın günlük kalp aktivitesini kayıt altına almak mümkündür.
EKG’nin haricinde EKO tetkikine de başvurulur. Ultrason ile benzer şekilde çalışan EKO, kalbin yapısal özelliklerinin ve boyutunun analiz edilmesine yardımcı olur.
Eğer rahatsızlık ciddi seviyedeki belirtiler ile seyrediyorsa derhal tedavi altına alınması gerekir. Kişinin kalp atışları yavaşlamışsa Pacemaker olarak da bilinen kalp pillerine başvurulur. Hastanın köprücük kemiğinin alt kısmına yerleştirdiğimiz kalp pilleri, sahip olduğu ince teller sayesinde kişinin kalp atışını normal hızda tutarlar.
Eğer kalp ritim bozukluğunun hızlı atışlarla karakterize bir formuyla karşı karşıyaysanız vagal manevra, ilaç tedavisi ya da kardiyoversiyon gibi tedavi yöntemler uygulanır. Vagal manevra, ritim bozukluğu yaşayan kişinin ıkınarak veya yüzüne soğuk su çarparak, o an yaşadığı aritmiyi sona erdirmesidir. Bunun yanı sıra doktorlar, ilaçlar reçete ederek hastanın ritim bozukluğunu durdurabilirler. Atriyal fibrilasyon formundaki ritim bozukluğuna sahip hastalar da muhtemel pıhtıları önleyebilmek için kan sulandırıcı ilaçlara başvurulabilir. Kardiyoversiyon tedavisi hastaya kalp atışları ile senkronize şekilde elektrik akımının uygulanmasıdır. Bu akım sayesinde hastanın kalbinin elektriksel aktivitesinin ve kalp ritminin yeniden olması gereken seviyelere döndürülmesi amaçlanır.
Toplumumuzda yaygın şekilde görülen önemli sağlık sorunlarından biri olan kalp ritim bozukluğuna işaret eden belirtiler hissediyorsanız, geç kalmadan profesyonel bir sağlık kuruluşuna başvurmanız gerekir.
NOT: Hastalıklar ve tedavi yöntemleriyle ilgili içeriklerimiz yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Sağlığınızla ilgili tüm konularda doktorunuza veya bir sağlık kuruluşuna başvurunuz.
Özel Adana Ortadoğu Hastanesi Kardiyoloji Birimi’nde hizmet verilen diğer hastalıklara aşağıdan ulaşabilirsiniz.